Dr. Aybars Akoğlu

Dr. Aybars Akoğlu

BÜYÜK MUSTAFA’NIN BÜYÜK ALTAY’I

Uzak yakın demeden, yağmur çamur dinlemeden yıllarca en alt ligde dahi hiç vazgeçmeden ve terk etmeyi düşünmeden armanın peşinden koşan Altay taraftarları için Süper Lig’in ilk iki haftasında oynanan muhteşem oyun ve alınan ezici galibiyetler bir rüyadan fazlası haline geldi.

Öyle ki Prof. Dr Ahmet Çoker’in maç sonunda yazdığı ‘öldük de cennete mi geldik?’ ve yine tribünün sevilen simalarından Erdi Aşman’ın ‘yoksa paralel evrene mi geçtik?’ paylaşımları hepimizin ruh halini anlatan en güzel paylaşımlardı.

1980 sonrası Altay’ın hemen her maçını izleyen biri olarak, maç sırasında İbrahim Buhari ve Fatih Tekke’li Altay ile birlikte seyrettiğim en iyi Altay saptamama, beraber maçı izlediğimiz Namık Marmara’dan şerh geldi. Ona göre 1977-79 arası takım çok farklıymış. Ki o takımın en büyük yıldızı yine bugün Altay’ın yeniden eski günlerine dönüşünü sağlamada en büyük pay sahibi olan kişilerden biri olan Büyük Mustafa.

Dünkü maçı izleme şansı bulamayan dostlarıma sadece ilk yarı sonu futbolcuların ortalama pozisyonlarından bahsetsem sanırım nasıl çılgın bir maç oynadığımızı hayal edebilirler. Bu istatistiğe göre ligin en pozitif futbol oynayan ve sürekli hücumda kalmayı seven takımlarından Alanyaspor’da hiçbir oyuncunun ortalama pozisyonu orta sahayı geçemiyorken Altay kalecisi Mateusz Lis’in ortalama pozisyonu ceza sahası dışındaydı.

Defanstaki üç oyuncu neredeyse orta saha çizgisine dayanmışken, diğer yedi oyuncunun pozisyonu rakip yarı sahadaydı.
​Ligin ilk iki maçında atılan 7 gol ve kazanılan 6 puan elbette çok anlamlı. Ama beni ayrıca mutlu eden durumlardan biri de Mustafa Denizli’nin oynattığı pozitif futbol ve takım oyuncularımızın maçı hiçbir an çirkinleştirmeden oyuna katkı sağlama çabaları. Öyle ki maçta 3-1 öndeyken 10 kişi kalmış rakipten kontratak yiyecek kadar Altay futbol oynamaya aç ve rakip kaleyi abluka altına alma telaşındaydı.

Bu göze hoş gelen futbol, oyuncularımızın centilmenliği ve Büyük Mustafa’nın karizması bir araya geldiğinde benim için tekrar herkesin sevdiği ve saydığı Altay olma yolunda büyük bir adım atmış olacağız. Maç sonrası telefonuma Almanya’dan, Malatya’dan ve Trabzon’dan gelen, Altaylı olmayan dostlarımın kutlama mesajları beni en az galibiyet kadar sevindirdi.

Kimi dostumuz şampiyonluktan bahsediyor. Belki biraz beni yadırgayacaksınız ama ben hala bu yıl ligde kalmamızın çok büyük bir başarı olacağını düşünüyorum. Nasıl ki geçen yıl takımın en kötü günlerinde ‘bu takım şampiyon olabilir, hepimiz destek olalım’ dediysek ve hatta bu samimi çağrımız sebebiyle aklı başında olduğunu sandığımız bazı dostların bile ağır saldırılarına maruz kalmış olsak da bu yıl da sonuna kadar bu birlikteliği yitirmemeliyiz.

Son yıllarda sezon ortasında kulüpte kaos çıkması gelenek haline geldi adeta. Önümüzdeki maçlarda futbolda her zaman olan olası form düşüklüklerinde bugün kadar armaya sahip çıkmamız gerektiğini önceden ifade etmeliyim.

Altay tarihini Özgür Ekmekçioğlu’nun kalıcı olarak değiştirebilmesi için en kritik sezonu oynuyoruz. Ligin sonunda yaşanılacak bir hüsran ekonomik olarak kulübümüzün tekrar ayağa kalkmasını çok zor hale getirebilir. O yüzden bu sezon bana göre her zamankinden önemli. Ligde tutunmak geçen yıl ki şampiyonluktan çok daha değerli olacak.

Daha fazla başarı hepimizi deli etmeye yeter elbette ama bazen beklentiler yükseldiğinde hayal kırıklığı ve kaos da kolaylaşıyor. Ama şükür ki Büyük Mustafa var. Hepimizi her daim bir arada tutacak büyük güç onun karizmasında.

Önceki ve Sonraki Yazılar