Dr. Aybars Akoğlu

Dr. Aybars Akoğlu

DUVAR YIKILIYOR MU?

Soğuk savaşın sonlanmasının sembolü olan Berlin Duvarının yıkılması görünürde iki Almanya’nın birleşmesini ve dolayısıyla iki kutuplu dünyanın kucaklaşmasını umduruyordu. Fakat tam olarak böyle olmadı. Duvarın yıkılmasından sonra Sovyetler Birliği coğrafyasında birçok bölgede kanlı çatışma ve savaşlar ortaya çıkarken, Avrupa’nın göbeğinde Yugoslavya’da, Sırplar tarafından Nazilerden sonra, bir daha asla olmaz, olmasına göz yumulmaz denen insanlık suçları, vahşet ve soykırım gerçekleştirildi. Toplu mezarlar kazıldı.

Berlin Duvarı sadece fiziksel bir bölünmenin sembolü değildi. İki kutuplu dünyanın arasındaki psikolojik sınırının da bir sembolüydü. Nasıl ki duvar tek parça kusursuz bir taştan oluşmadıysa, onun temsil ettiği dünya da, birçok parçanın, kendi tarih ve mirasları olan çok sayıda millet ve etnik grubun bir karışımıydı. Sovyetler Birliği tarafından sağlanan bütünlük yıprandığı anda farklılıklar ortaya çıktı ve hızla bir çatışma ve şiddet haline dönüştü. 

Haziran 2023’de ülkemizin geleceğini belirleyecek seçimler gerçekleşecek. Erken seçim olur mu beklentileriyle geçen sürede seçime sadece dokuz ay kaldı. Kiminin endişesi ise bir bahane ile seçimlerin hiç olmaması. Seçimlerin sonucu yepyeni bir Türkiye’yi oluşturacak. Hangi ittifak adayı seçimleri kazanırsa kazansın Türkiye’de çok şey değişecek. 

Bir psikiyatri uzmanı, insan davranışı konusunda eğitimli biri olarak bu sürecin büyük sıkıntıları getireceğinden kaygılanıyorum. Bir anlamda Haziran seçimleri bu ülkede birçok duvarın yıkılmasına öncü olacak. Nasıl ki Berlin duvarı tek bir muntazam taştan ibaret değildi ve sadece fiziksel bir sınır değildi ve yıkılması hatta deyim yerindeyse parçalanması bir kaosun başlangıcı oldu, yirmi yıllık iktidarın sonlanmasını sağlayacak seçimler de sıradan bir seçim olmayacak. Ertesinde sonuç ne olursa olsun toplumsal yansımaları ve psikolojik sarsıntıları olacak. 

Seçimlere hazırlık kadar seçim sonrasına hazırlık da ülkemizin geleceği için çok önemli. Seçime hazırlanan siyasi liderler bu seçimin sadece bireysel kendi geleceklerini değil, aynı zamanda ülkenin geleceğini de belirleyeceğini unutmamalıdırlar. Seçim sürecinde ayrıştırıcı dil ülkeye geri dönülmez yıkımlara zemin hazırlayabilir. Keşke üniversitelerin sosyoloji, psikoloji, psikiyatri bölümleri seçim sonrası birlik, uzlaşma ve olası gerginlikleri engelleyecek çalışmalar yapsa, ülkenin yeni liderine bir panzehir hazırlayabilseler. Farkındayım, kendi söylediğime kendim de inanamıyorum her geçen daha Ortadoğulu olmuş ülkemde. Ama en azından kendi sütunlarımda bu hayal, bu dilek bulunsun istedim.

Önceki ve Sonraki Yazılar