‘SİZ SUCUK ALABİLİYOR MUSUNUZ’?

Ben ekonomistim diyene şaşıran kaldı mı hala? Malum ülkede herkes ekonomist…

Çıkın sokağa, nerede iki kişi yan yana gelse ülkeyi kurtarıyor. Sorsanız herkesin bir ‘kurtarma modeli’ var. Hani sıradan vatandaşı alıp, ekonominin dümenine getirseniz ‘benim burada ne işim var’ demez…

Bırakın yetişkinleri, çocukların tek gündemi neredeyse ekonomi olmuş. Eskiden ‘gençliğine yazık’ denirdi. Şimdi ‘yazık oluyor çocukluklarına’ diye geçiriyorsunuz içinizden…

Oyundan, müzikten, eğlenceden, oyuncaklardan bahsedecekleri yaşta dert sahibi oldular.

Bu hafta sonu bir kez daha üzüldüm hallerine…

Kızımı voleybol kursuna götürüyorum. Takımda yer alan diğer kızlardan çok küçük olduğu için mecburen ben de giriyorum soyunma odasına. Yaşları 11 ile 14 arasında değişen kız çocukları bunlar…

Oturmuşlar yere 5-6 kişi, birinin elinde cep telefonu.

Bilin bakalım neye bakıyorlar?

Sucuk fiyatlarına…

Sonra aralarında tartışıyorlar. Kim alabiliyor, kim alamıyor mesele!

Son dönemde her alanda yeni yeni ekonomi modelleri geliştiriyoruz, biliyorsunuz… Gıda enflasyonu mu var?

Porsiyonları küçült, öğün atla, markete aç gitme. Bu arada sakın ola ki çocuklarını markete götürme…

Tamam markete götürmeyelim çocukları ama marketleri eve getiren reklamları ne yapacağız?

Hiçbir reklam bana gıda içerikli olanlar kadar acımasız gelmiyor son dönemde…

Eve servis alanında rekabetin kızışmasıyla dolu dolu market poşetleri, envai çeşit yemek görseli, şekerler, çikolatalar, kuş sütü eksik masalar dönüyor televizyon ekranlarında.

Eminim pek çok evde reklamlar sırf bu yüzden geçiliyor. Çünkü çocuktur, canı çekiyor… Hatta kimi reklamlar doğrudan çocuklara sesleniyor. Utanmadan sıkılmadan ‘hadi sen de al’ mesajı veriyor.

Oysa yalnızca bir an için çocukların yerine koyabilse bu şirketler ya da reklam ajansları kendilerini, canı çekip de alamamanın ne demek olduğunu bir hatırlasa…

Ya da parası olmadığı için çocuğuna türlü bahaneler üretmek zorunda kalan anne babaları getirseler gözlerinin önüne, bir şey değişir mi? Belki…

Belki ekonomist olduklarını söyleyenler buna da bir çare bulurlar. Ama biz yine de çok umutlanmayalım…

Önceki ve Sonraki Yazılar