1 TEMMUZ KARARLARI

1 Temmuz günü güncel sosyal hayatı ilgilendiren pek çok alanda normalleşmeye dönüş başlarken ekonomide maalesef normalleşmeye gölge düşüren kararlar peş peşe gelmeye başladı. 
Önce Fiyat İstikrar Komitesinin (FİKO) kurulduğu açıklandı, sonra bankacılık ve finans sektörünü ilgilendiren Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının döviz ve TL zorunlu karşılık düzenlemesinde değişikliğe gidildi.  Sokakta yaşayan vatandaşlar ne olup bittiğini anlamaya çalışırken elektrik ve doğalgaz zamları açıklandı.  Bugün ise LPG’ye ve öğrenci katkı paylarında yeni artışları öğrendik.  Halbuki, biz dahil tüm vatandaşlar bazı siyasilerin birkaç hafta öncesinde söyledikleri üzere Temmuz ayıyla birlikte pek çok alanda ama özellikle ekonomide yeni bir döneme, sıçrama ve yükselme dönemine girileceğini bekliyorduk. Doğaldır ki, yine bizler yanıldık, sıçrama ve yükselmenin kelime anlamını ilk anda yanlış anladık, gelmekte olan fiyatlarda sıçrama, enflasyonda yükselme dönemiymiş.  
Neydi 1 Temmuz kararları? 
Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile Fiyat İstikrarı Komitesi (FİKO) kuruldu. Kararnamede, Fiyat İsikrarı Komitesinin kuruluş amacı ‘fiyat istikrarının kalıcı olarak tesis edilmesine ve sürdürülmesine katkı sağlamak’ olduğu belirtiliyordu. Ancak, FİKO’nun kurulduğu gün doğalgaza, elektriğe, LPG’ye yüksek oranlarda zam geldi. Öğrenci harçları bile yüzde 10 düzeyinde arttı.  Bu ne demek; önümüzdeki aylarda enflasyon yükselmeye başlayacak, yazın kısmen düşmesi beklenen enflasyon oranlarında yıl sonu hedefleri tutmayacak. TUİK yöntemiyle bile yıllık enflasyon yüzde 20’yi bulabilir.  
İkinci olarak TCMB, dün döviz cinsinden zorunlu karşılık oranlarının tüm vade dilimlerinde 200 baz puan artırıldığını ve Türk lirası zorunlu karşılıkların döviz cinsinden tesis edilmesi imkanı azami oranının yüzde 20'den yüzde 10'a düşürdüğünü duyurdu.
Bilindiği üzere, tüm bankalar döviz mevduatının bir kısmını zorunlu karşılık düzenlemesi nedeniyle Merkez Bankası'nda tutuyor. Burada amaç oluşabilecek olağanüstü finansal durumlarda ülke ekonomisinin güvence altına alınması. Merkez Bankası'nın bu kararı mevduatlarını dövizde tutan vatandaşların ve şirketlerin Türk Lirası'na dönüşü teşvik etmeyi amaçlıyor.  
Yapılan değişiklikler ile ilk aşamada Türk lirası cinsinden zorunlu karşılık tesislerinin 13,2 milyar TL, döviz cinsinden zorunlu karşılık tesislerinin yaklaşık 2,7 milyar dolar artması bekleniyor.
Ancak, bu tür kararlar aynı zamanda düz ve bilinen yollardan yine yan yollara sapma anlamı da taşımakta.  Hatırlayalım, TCMB Başkanlığına Sn. N. Ağbal’ın gelmesiyle birlikte Geç Likidite Penceresi uygulaması kaldırılmış, bunun yerine politika faizi uygulaması başlamıştı. Diğer bir ifadeyle, Sn. Ağbal’a kadar faizi artırmamak ve düşük göstermek için birkaç yıl yan yollara sapılmış,  Geç Likidite Penceresi yöntemiyle faizler düşük gösterilmeye çalışılmıştı. Sonuç olarak değişen bir şey olmamıştı.  
Sevgili okurlar;
1 Temmuz günü alınan bu kararlarla birlikte, önümüzdeki 14 Temmuz 2021 Para Politikası Kurulu toplantısı önemli hale geldi. Şayet, Sn. Cumhurbaşkanının beklentisi ve talebiyle uyumlu olarak TCMB bu toplantıda politika faizini düşürmeye kalkarsa zorunlu karşılık kararları çöpe gider, yeniden dolar artmaya başlar. Sonrasında yeniden normal ve bilinen yollara girmek zorunda kalırız.  Elbette bazı hasarlarla..

Önceki ve Sonraki Yazılar