ENFLASYON KATILIĞI

Bugün Ağustos ayı enflasyon oranları açıklandı. Ağustos ayında enflasyon beklentiler doğrultusunda aylık yüzde 1,12 oranında artmış. Yıllık tüketici fiyat endeksi ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 19,25 olarak gerçekleşmiş durumda.  

Bu enflasyon oranı yüzde 19 olan TCMB faizinin üzerine çıkmış oldu, diğer bir ifadeyle yüzde 0,25 oranında negatif faiz oluşmuş durumda.  Aşağıdaki grafik bu ilişkiyi gösteriyor.

1-001.jpg

Öte yandan, Üretici Fiyat Endeksinde (ÜFE) yükselişler aylık TÜFE oranlarından fazla. ÜFE Ağustos'ta Temmuz ayına göre yüzde 2,77 yükselmiş, yıllık bazda  yüzde 46 artmış.  ÜFE-TÜFE arasındaki fark ise ayrı bir rekor, fark 26 puan.    Aşağıdaki grafikte bunu göstermekte.

2.jpg

Sevgili okurlar;

Türkiye’de son yıllarda ekonomik düzende olan bitene bakıldığında yaşadığımız aslında bir tür enflasyon katılığı. Enflasyon katılığının en önemli nedeni geçmiş dönemlerin oluşturduğu kötü deneyimler sonucunda geleceğe dair beklentilerin bozulması. Enflasyon katılığının en fazla yaşandığı ülkeler bizim gibi geçmişte uzun süre yüksek enflasyona alışmış, enflasyona bağışıklık kazanmış ülkeler, Arjantin gibi.  

Hal böyle olunca ülkede yaşayan herkes konumunu yüksek enflasyona göre ayarlıyor.  Üretici talep azlığı dönemlerinde bir müddet bekliyor, talep açıldığında fiyatlarını artırma yoluna gidiyor, tedarikçi, perakendecide fiyatlarını ona göre şekillendiriyor, dolar artınca fiyatların artmasına gerekçe bulunuyor, düşünce fiyatlar yine düşmüyor, bu sefer büyük market zincirleri, toptancı halleri suçlanıyor.

Devlette bu durumu biliyor, seyrediyor. Hatırlayalım, 2018 yılı sonunda Hal Yasası çıktı, çıkıyor idi, nerede kaldı, 2020 sonunda Market Yasası çıkacaktı, nerede kaldı. 

Geçenlerde bir üretici dostum anlattı. Bugünkü yüksek enflasyonun en önemli nedeni veya alt kalemi gıda enflasyonu değil mi, Ağustos ayında TÜFE’de en yüksek artış gıda grubunda.  Bir önceki yani 2020 Ağustos ayına göre gıda grubunda artış oranı yüzde 29. Bu da TUİK’in rakamı, çarşı pazarda herkesin yaşadığı çok daha yüksek.

Market yasası hazırlığı yapılıyor, siyasiler üreticilerle toplantı yapıyorlar. Gıda sektöründe üreticiler çiftçilerden bir ay sonra ödemek süt alıyorlar, büyük market zincirlerine ise 45 gün ödeme ile satıyorlar. Arada 15 günlük fark var. Farkın karşılığı yüzde 3-5 arası finansman maliyeti, kredi, çek maliyeti. Çiftçilerde, üreticilerde büyük marketlerinde aynı şekilde bir aylık ödeme yapmalarını talep ediyorlar. Siyasiler dinliyor, haklısınız, büyük market zincirlerine yönelik düzenleme yapmak gerekir diyorlar, komisyonlar yazıyor, market yasasına madde koyacaklar. Aylardır konuşuluyor, sonuçta ne mi oluyor, herkesin bildiği toptan fiyatına perakende satışı yapan 2-3 büyük zincir market sahibi! lobisi kanunun çıkmasını engelliyor.   

Enflasyon katılığının daha pek çok nedeni var, geçmişe dayalı sözleşmeler, bütçe açıklarını kapatmak için yapılan zamlar, seçim dönemlerinde bazı kesimlere verilen teşvikler, primler, kurlara veya maliyetlere dayalı fiyat politikası ve benzeri nedenler.

Enflasyon katılığı nasıl çözülür derseniz yine geçmiş örnekleri gösterebiliriz. 2001 krizinden sonra oluşturulan programla birlikte enflasyon oranları zaman içerisinde 2001 yılı yüzde 65’lerden, 2002 sonunda yüzde 29, 2003’de yüzde 18, 2004 de yüzde 9 ve nihayet 2010’da yüzde 6,5’lara kadar düşmüştü. İlgili dönemlerde TUİK rakamlarına ilişkin tartışmalarda yoktu. Demek ki; doğru politikalar uygulanınca, güven oluşunca, beklentiler düzeltilince oluyormuş.  Aşağıdaki tablo bu gelişmeyi göstermekte.

 

2002

2003

2004

2005

2006

2007

2008

2009

2010

TÜFE

29.7

18,36

 9,3

  7,72

  9,65

 8,39

10,06

 6,53

6,4

 

 

2011

2012

2013

2014

2015

2016

2017

2018

2019

2020

2021

TÜFE

10,45

6,16

7,4

8,17

8,8

8,53

11,9

20,3

11,8

14,6

19,25

Önceki ve Sonraki Yazılar