MERKEZ BANKASININ ZOR DÖNEMİ- DOĞRULAR MI, TERCİHLER Mİ?

3 Ağustos Salı günü Temmuz ayı enflasyon rakamları açıklandı. Temmuz ayında yıllık enflasyon yüzde 18,95 oldu. Böylelikle 2003 yılında kaydedilen yüzde 23,59'luk enflasyonun ardından en yüksek Temmuz enflasyonu gerçekleşmiş oldu. Üretici fiyatlarındaki artış ivmesi Temmuz'da da devam etti ve yıllık üretici enflasyonu yüzde 45'e dayandı. Üretici fiyatlarıyla tüketici fiyatları arasındaki makas da rekor tazeledi ve ÜFE-TÜFE farkı 26 puana çıktı.

grafik.png

Bu arada, Enflasyon Araştırma Grubu (Ena Grup) Temmuz 2021’e ilişkin verilerini yayınladı. Buna göre TÜFE Temmuz ayında yüzde 4,89 arttı. Ocak-Temmuz 2021 dönemi yedi aylık enflasyon oranı ise yüzde 25,4 olarak gerçekleşti.

Şimdi Merkez Bankası için zor bir dönem başlıyor. Bu anlamda birinci konu inandırıcılık diğeri ise politika faizi konusunda doğrular mı yoksa tercihler mi dikkate alınacak, bekleyip göreceğiz.

Bir kurumun başarılı olması tutarlı ve inandırıcı olmasına bağlıdır. İnandırıcı olmak için öncelikle doğru verilere dayalı tahmin ve hedefler gerekmektedir. Şimdi TCMB’nin geçmiş siciline bakalım. Aşağıdaki tabloda 2010-2020 arası hedef enflasyon ve gerçekleşmeler var.

4.png

 

Bu tabloya göre, son 10 yılda sadece 2010 yılında hedefe yakın bir gerçekleşmeyi görüyoruz. 2012 yılından itibaren ısrarla yüzde 5 enflasyon hedefi konduğunu ancak gerçekleşmelerin bazı yıllar yüzde 30-50 sapmayla, 2017 yılından itibaren ise yüzde yüze yakın hatta daha fazla sapmalara şahit oluyoruz. 

Daha geçen hafta TCMB Başkanı Sn. Kavcıoğlu, 2021 yılı enflasyon tahminini yüzde 14,1 olarak güncellemişti. Bu oran, 2021 yılı içinde ikinci revizyon, önce yüzde 9,2 yıllık enflasyon oranı yüzde 12’ye yükseltilmişti, şimdi ise yüzde 14,1’e çıkartıldı.  Bu revizyonlar TCMB için ciddi bir inandırıcılık meselesi haline gelmiş durumda.

TCMB yönetiminin enflasyonla mücadele için gerçeklerle yüzleşmesi gerekiyor. Çünkü, haberlerle ve algılarla toplumu yönlendirme politikası toplumda bir türlü karşılığını bulamıyor, bu da rakamlara yansıyor. Ne yüzde 12-14 diye TCMB’nin açıkladığı hedeflere ne de TUİK’in açıkladığı yüzde 19 enflasyon rakamına toplum inanıyor. Sokaktaki insan pazara gittiğinde veya markete girdiğinde enflasyonun yüzde 30’lar düzeyinde olduğunu yaşıyor, geçen yıl 100 liraya aldığı ürün sepetini bu yıl 118 liraya almıyor, sepetin toplamı en az 130-135 lira tutuyor.

Sevgili okurlar,

Merkez Bankası için zor bir dönem başlıyor derken kast ettiğimiz ikinci bir konu, politika faizinde ne yapılacağı. 12 Ağustos günü hafta Para Politikası Kurulu toplantısı var. Bilindiği üzere, Sn. Cumhurbaşkanı Haziran ayında faiz indirimleri için Temmuz ve özellikle de Ağustos ayını işaret etmişti.  Temmuz ayı enflasyon oranları söz konusu toplantıyı bir sınav haline getirmiş durumda.

Bize göre, MB’nin yüzde 19 olan politika faizini önümüzdeki 3 aylık süreçte indirme ihtimali kalmadı. Zira MB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, son toplantıda bile faiz oranını enflasyonun bir kalem üzerinde tutacaklarını söylemişti. 2021 yılı Ekim Kasım aylarında bir önceki yılın baz etkisiyle faiz indirimi kapısı açılır mı, zor olsa da imkân dahilinde. Mal ve hizmet piyasalarındaki hareketliliğe bakılırsa faiz indirimine bu aşamada gerek yok derim. Yok, doğrular değil de Sn. Cumhurbaşkanı’nın tercihleri dikkate alınır ve Ağustos ayında faiz indirimine gidilirse döviz fiyatlarındaki yükselişler önümüzdeki Ekim-Kasım aylarındaki faiz indirme ihtimalini ortadan kaldırır.  

 

Önceki ve Sonraki Yazılar