YİNE YENİ YENİDEN ORTA VADELİ PROGRAMA DÖNÜŞ


Pazar günü gece yarısı Resmî Gazetede önümüzdeki üç yılı kapsayan Orta Vadeli Program (OVP) yayımlandı.  2001 krizinden sonra uygulamaya konulan bir işlemdi Orta Vadeli Program. Hazine ve Maliye Bakanı B. Albayrak Yeni Ekonomik Program olarak adını değiştirmişti ama şimdi yeniden Orta Vadeli Program oldu. Doğrusu da buydu, çünkü ekonomiyle ilgilenen her kurum ve kesim için 3 yıllık bir plan, program ve politika araçlarını içeriyor, hedefler, öngörüler ve beklentileri yansıtıyordu. Son yıllarda OVP, hemen hemen her yıl hatta yıl içinde bir iki defa açıklanmaya ve sunumlarla canlı yayınlanmaya başlayınca kamuoyunun gündemine girmişti, ancak program hedefleri kısa sürede sapmalar yaşayınca herhalde bu sefer sadece Resmî Gazetede yayınlanmakla yetinildi. Hazine ve Maliye Bakanı basın toplantısı yapmadı, sadece Sn. Cumhurbaşkanı kabine toplantısı sonrası pandemi gündeminden sonra kısa özet sundu. Biraz sonra ayrıntısına gireceğimiz üzere, aslında bu bir Orta Vadeli Program olmaktan öte 2021 sonuna ilişkin 5-6 aylık bir tahminler tablosu ve 2022-2024 arası için resmi bir zorunluluğun gereğinin yerine getirilmesi gibiydi.  Nasıl mı?
Öncelikle bir tablo ile Orta Vadeli Programı özetleyelim. 

img-20210908-213933.jpg

Sevgili okurlar;
Bir ekonomik program hazırlanırken ilk kriterimiz gerçeklerle yüzleşmek olmalıdır, bunun yolu enflasyon ve büyüme rakamlarıdır. Enflasyon rakamları gerçekleri, büyüme ise hedefleri veya beklentileri içerir.  Büyüme rakamı hedefleri yansıttığı için temennileri içerir, bu nedenle makul karşılanabilir, ancak enflasyon rakamları gerçekçi alınmadığı veya fazlasıyla iyimser tutulduğunda tüm diğer istatistiklerde ve dengelerde sapmaların yaşanması kaçınılmaz olur.  Son 3-4 yıldır yaşanan tam da budur. 
Orta Vadeli Program’da yer alan enflasyona ilişkin tahminlere bakalım. 2021 yıl sonu için beklenti yüzde 16,2.  2022 yıl sonu için yüzde 9,8 ve 2023 için yüzde 8 konulmuş.  
Hatırlayalım mı; yasal olarak fiyat istikrarını sağlamakla mükellef TCMB enflasyon hedefini Temmuz ayı sonunda yüzde 12’ den  yüzde 14,1’e yükseltmişti. Bitmedi, Mart ayında yüzde 9,4 enflasyon tahmini vardı. 2020 Eylül ayı sonunda açıklanan bir önceki YEP’de ise 2021 sonunda hedef yüzde 8 idi. 
Aynı yıl içinde dört farklı, (%9,4-12-14,1-16,2) enflasyon hedefi.  Sadece 1,5 ayda hedeften bu kadar sapma, yıl içinde üç defa revizyon, bir yıl önce yayınlanan program hedefinden neredeyse yüzde yüzden fazla enflasyon.  Acaba, toto oynansa sonuç ne olurdu? 
2021 yıl sonu için devam edelim mi. Ağustos ayı itibariyle enflasyon yüzde 19,25 ve  ÜFE’nin yüzde 45’in olduğu düşünülürse enflasyonun önümüzdeki birkaç ay sonra nasıl yüzde 16,2 olacağını yani yüzde 3’lük düşüş yaşanacağını bana birisi izah etse, çok iyi olacak. Ekim-Kasım 2020 dönemindeki yüzde 2,5’ lık enflasyon oranlarının bu yıl için baz etkisine güveniliyorsa, belirtmek isterim ki,  yaz aylarında sebze meyve fiyatlarında düşüş yaşanacaktı ama olmadı. ÜFE’ciler fiyatlarını tüketicilere yansıtmayarak destek mi verecekler ya da Eylül-Ekim aylarında “faiz düşünce enflasyon da düşecek” varsayımı doğrulanacak mı.? İnandınız mı? 
Bu itibarla, önümüzdeki yıllar için konulan enflasyon hedeflerini uzun uzadıya anlatmaya gerek yok.  
Gelelim büyüme rakamlarına.  Hemen söylemek gerekir ki, 2021 için büyüme rakamları gerçekçi görünüyor. 2020 yılının baz etkisiyle 2021 için büyümenin yüksek olması bekleniyordu, bu rakamın yüzde 9’ u aşması kimseyi şaşırtmamalıdır. 
Programda 2022-24 yılları ortalama büyüme yüzde 5,3 olarak öngörülmüş, 2022’de yüzde 5, sonraki iki yılda ise yüzde 5,5 büyüme tahmin ediliyor.  Bu rakamlar makul görünmektedir. Ancak, kişi başına düşen milli gelir ve Dolar bazında GSYH rakamlarına ulaşmak dövizin seyrine bağlı. Programda gelecek yıl için GSYH’nim 850 milyar dolara çıkması, 2023’de bu rakamın 925 milyar olması, 2024’te ise 1 trilyon doları aşması öngörülüyor. Bu rakamları takiben kişi başına düşen gelirin 2022’de 9 bin 947, 2023’de 10 bin 703 ve 2024’te de 11 bin 465 dolar olması beklenmekte. Bu hedefler 2013 yılında ulaşılan rakamların altında, yani  önümüzdeki iki yıl boyunca hedefler tutsa bile 10 yıl öncesine ulaşabileceğiz. Kıskanılır mıyız acaba?
Nihayet “burası çok önemli” olan kısım ise istihdam ve işsizlik hedefleri. Orta vadeli Programa göre 2024 yılında Türkiye’de istihdam düzeyinin 32 milyon 152 bin olması bekleniyor. Mevcut istihdam sayısı 28 milyon 234 bin. Hedefe ulaşılabilmesi için 3 yılda 3 milyon 511 bin kişiye daha istihdam sağlanması gerekiyor ki bu da yılda yaklaşık 1,2 milyon yeni istihdam demek. Biliyoruz ki; son 15 yılda yıllık ortalama 479 bin istihdam oluşturulmuş. Dolayısıyla istihdam rakamları ve işsizlik hedefleri tamamen hayali ya da TUİK’in yeteneklerine bağlı görünüyor. 
Dış ticaret ve cari açık rakamlarına bakıldığında şunu belirtmek gerekiyor, 2021 için ihracat ve ithalat tahminleri gerçekçi ancak cari açık rakamı 23-24 milyar doları bulursa şaşırmayalım, çünkü turizmden beklenen rakamlar gelmeyecek. 
Benzer şekilde 2021 için bütçe açığı rakamı olan 230 milyar TL’ nin bir miktar altında kalabiliriz. Özellikle Temmuz nakit dengesindeki iyileşme, vergi tahsilatındaki yapılandırma etkisi ve ÖTV’deki artışlarla bütçe açığı rakamları biraz aşağıda kalacak gibi görünüyor.  Önümüzdeki yıllar için yüzde 3,5’lük hedefler zaten her programda var olan hedefler. 
Son söz; yeni yeniden Orta Vadeli Program, daha doğrusu Yıllık Program hayırlı olsun.  

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar