Dur kelebek!

Benim çocukluğumda şimdiki gibi internet falan yoktu…
Televizyona bağlı kocaman bir video cihazı vardı.
Ailece güzel vakit geçirip bir şeyler seyretmek için video kaseti kiralardık.
Yani video kültürü denen bir şey vardı...
Bir akşam babam elinde yeni bir video kaseti ile geldi.
Yemeğimizi yedikten sonra atıştırmalıklarımızı hazırlayıp, heyecanla yerlerimize oturduk.
Devekuşu Kabaresi, Zeki Alasya, Metin Akpınar'ın "YASAKLAR"ını seyretmeye başladık.
Her zaman ki gibi gülmekten yerlere yatarak izlediğimiz skeçler ve bazı replikler yıllarca düşmedi dilimizden...
Mesela orda, "Yayın Yasağı" diye bir skeç vardı;
Bir çocuk korosu  denetmenlerin önünde "uç uç minik kelebek..." diye bir şarkı söylüyordu.
"Uç özgürce uç, durmak ne demek" sözlerini duyunca denetmen şarkıyı yarıda kesip, sözleri düzeltmişti;
"Dur sakince dur, uçmak da ne demek!"
...
Şükürler olsun ki, şimdi artık internet ve youtube var, "tıklayıp" seyretmenizi şiddetle tavsiye ederim...
...
Asya’da muson rüzgârları, Türkiye'de yasak rüzgârları!
Rüzgârın hangi yönden estiği ne fark eder?
Yönüne göre bazen elmalar düşer dalından, bazen armutlar...
Ama illa ki en çok da "yapraklar" düşer...
...
Ben şunu anlamıyorum;
Bilmezler mi ki susturmak, bastırmak, direnç ve kaosu büyütür?
Mesela zamanında susturulan, sindirilen gruplar bugün ülkeyi yönetecek kadar güçlü örgütlendiler...
Ee, niye aynı hatayı yapar ki insanoğlu?

Demek ki sus demekle susmuyor hiç kimse...
Ya da dur demekle durmaz KELEBEK!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar