MHP’nin TBMM Başkanlığı’na sunduğu af teklifinin gerekçesinde;
“Ülkede yıllar içinde meydana gelen sosyal ve ekonomik değişikliklerin, zaman içinde ekonomik yapının yozlaşması, gelir adaletsizliğinin yol açtığı yoksulluk ve ahlaki değerlerde aşınmanın yanı sıra sağlıksız kentleşme, işsizlik, ücret, enflasyon, kişi başına düşen gelir gibi makroekonomik değişkenler ve yazılı, görsel ve dijital yayınlarla sosyal paylaşım sitelerindeki şiddet öğelerinin, suçların artmasına yol açtığı...” belirtildi.
Bu paragrafı okuduğunuzda, 2002 yılından bu yana ülkeyi yöneten AKP’nin Türkiye’yi getirdiği noktanın özetini görüyorsunuz.
Net, anlaşılır, okkalı ve ülke gerçeklerini gören herkesin altına imza atacağı bir saptama.
Peki, bu tespit kime, hangi sivil toplum örgütüne, hangi siyasi parti genel başkanına ya da hangi siyasi partiye ait?
Şu bir gerçek bu cümleleri, CHP ya da Kılıçdaroğlu söylemiş olsaydı, Erdoğan dâhil bütün AKP yetkilileri sıraya girip, söylemedik söz bırakmamışlardı.
Ancak söyleyen MHP olunca çıt yok.
Evet, yukarıdaki paragraf MHP’nin meclise sunduğu af teklifinin gerekçesinden alınmıştır.
Aslında bir af teklifinin gerekçesinden öte, Türkiye’nin bu noktaya getirilişinin gerekçeleri sıralanmış adeta…
Tespitleri net bir şekilde sıralayalım:
- Zaman içinde ekonomik yapı yozlaşmış,
- Gelir adaletsizliği artmış,
- Öyle ki; gelir adaletsizliği, yoksulluk ve ahlaki değerlerde aşınmaya yol açmış,
- Sağlıksız kentleşme almış başını gitmiş,
- İşsizlik, ticaret, enflasyon, kişi başına düşen milli gelir gibi temel göstergelerdeki olumsuzluklar, suçların artmasına yol açmış.
Peki, kim yapmış bunlar, hangi iktidar döneminde olmuş, 16 yıldır ülkeyi kim yönetiyor?
Demokratik kuralların işlediği ve medyanın özgür olduğu bir ülkede sorulması gereken sorular bunlar.
Ancak hepimiz biliyoruz ki, ne bu sorular sorulabilir ne de objektif cevaplar alınabilir.
Birkaç gündür televizyonlarda, af konusu tartışılıyor. Özellikle AKP’ye yakınlığıyla bilinen yorumcular, bu af tartışmasının, Cumhur İttifakı’nı zedelemeyeceği görüşünü dile getirmeye çalışsalar da, su yüzüne çıkmasa bile, derin bir çatlağın varlığından söz etmek mümkün.
Nitekim hem AKP hem de MHP yetkililerinin çelişen ifadeleri medyanın gözünün önünde olmakta.
Bir de Bahçeli’nin siyasi yol haritasındaki ani çıkışları göz önüne alındığında (ANAP, DSP, MHP koalisyonunun bozulması gibi) ittifak gemisinin su almaya başladığını söyleyebiliriz.
Ne diyelim; siyasette 24 saat uzun bir süredir…