Elif Doğan Şentürk

Elif Doğan Şentürk

McKinsey’e mecbur kalmak

Cumhurbaşkanı Erdoğan nerdeyse ekonomiyle ilgili bütün konuşmalarında, “IMF’nin borcunu kapattık, hatta bizden borç para istediler, arkadaşlara talimat verdim bakıp değerlendirecekler...” gibi üst perdeden açıklamalar yapardı.
Tabi bu konuşmalarında, dış borcumuzun kendi iktidarları döneminde ne kadar arttığını, hangi faiz oranlarıyla ve hangi garantilerle borçlandığımızdan hiç bahsetmedi.
Aslında bu alışık olduğumuz tipik AKP siyaseti.
Tıpkı her vesileyle sadece ihracat rakamları vurgulanıp, ithalatın ağıza alınmaması gibi.
“Yerli ve milli” söylemlerin havada uçuştuğu bir dönemde tak diye “gayri milli” bir danışmanlık şirketiyle anlaştık.
Hem de, “Ekonomimizi kuşatma altına alan, dövizdeki anormal artışların sebebi, ülkemizi krize sokmak için piyasaları alt-üst etmeye çalışan” ABD’li bir şirketle.
Ha bu arada McKinsey şirketiyle ilgili en doyurucu açıklamayı Devlet Bahçeli yaptı: “Kemal Derviş’le ilişkilerini araştırmak lazım” dedi.
AKP’ye laf söylemeden, CHP ile ilişkilendirme çabasını takdir etmek lazım:)
Peki bu şirket çalıştığı kurum, kuruluş ve devletlerle sadece bir danışmanlık sözleşmesi mi yapar?
Tabi ki hayır!
Çoğunlukla, ‘yönetim ortaklığı’ sözleşmeleri de yapar ve ilgili devletin hangi bakanlığı, hangi tür bir yatırım yapacaksa, karar süreçlerinde yer alır.
Buradan hareketle;
Örneğin, Milli Savunma Bakanlığı
stratejik bir yatırım yapacaksa, planlama, yatırım, yatırım maliyeti, yatırımın finansmanı konularının tamamını bilecek, önerilerde bulunacak. Yani tamamen işin içinde olacak.
Peki, Türkiye bu McKinsey ile neden anlaştı.
Yukarıda yazmıştım. Bu güne kadar IMF borcunu kapatmakla övünen hükümet, 450 milyarı bulan dış borcu çevirmekte zorlanıyor.
Ayrıca; dışarıdan para bulmamız gerekiyor ve yatırımcıda büyük güven kaybı olduğu için, sermaye ürkek davranıyor.
Bunun için McKinsey’in raporları ve önerileri yabancı sermayenin kredi ya da yatırım kararları için çok önemli.
Bu arada CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun “Yerli ve milli olduğunu iddia eden Erdoğan’a, 81 milyon vatandaşım adına soruyorum” diyerek yönelttiği 10 sorudan biri şuydu:
-McKinsey’in üç ayda bir düzenleyeceği raporları kamuoyuna açıklayacak mısınız? Açıklamazsanız, “Ezanımıza, bayrağımıza saldıranlar” raporları bilecek ama bizler (600 milletvekili dâhil) öğrenemeyeceğiz. Bu sizin vatanseverlik anlayışınızı mı yansıtıyor?
Sevgili okurlar, McKinsey yabancı sermayenin ülkemize girmesini sağlamak için bulunan bir formül bence. Ama kimilerine göre IMF taşeronu, kimilerine göre yolsuzluklara bulaşmış bir şirket. Peki, biz ülke olarak bu kadar mı çaresiz bu kadar mı mecburmuşuz bu şirkete. McKinsey’in yapacağı işleri raporlamaları, analizleri, kararları, uygulamaları yapacak hiçbir kurum yok mu yani bizim ülkemizde?
Bir başka önemli konuyu da CHP Giresun Milletvekili Necati Tığlı gündeme getirdi.
Tığlı'nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay tarafından cevaplaması istemiyle verdiği yazılı soru önergesinde yer alan sorulardan biri şu oldu:
-McKinsey adlı şirket, Cumhurbaşkanı tarafından yapılan harcamaları denetleyebilecek yetkiye sahip mi? Bu yetkiye sahip değilse kamu harcamalarında tasarruf yapılabileceğine nasıl inanıyorsunuz?
Bir önemli soru da şöyle;
-ABD'de adı dünyanın en büyük enerji skandallarından biri olan Enron yolsuzluklarına karışmış McKinsey adlı şirketin, ülkemizde de yolsuzluklara karışmayacağı kim tarafından ve nasıl denetleyecek? 16 Bakan ile ortak çalışacak McKinsey, denetim adı altında MİT'ten ülke güvenliği ile ilgili yapılan yatırımların bilgisini isterse verecek misiniz? Verecekseniz, bu bilgi akışı devlet sırlarının ifşa edilmesi, açıklanması anlamını taşımaz mı?
Bakalım bu sorulara cevap gelecek mi?!

Önceki ve Sonraki Yazılar