Ergün Poyraz
Ekmek yediği kapıya yaptığına bak
Emrullah; 1963 yılında Rize, İkizdere-Demirci köyünde doğdu.
İkisi erkek, ikisi kız dört kardeştiler. İlk mektebi bitiremedi.
Annesi Fazliye Turanlı, babası Hüseyin Turanlı'dır.
Baba Almanya'da işçi olarak çalışıyordu.
Emrullah, babasının yanına gitmek için haziran 1977'de 14 yaşındayken Rize'den İstanbul'a geldi.
Ne çare, babasının yanına gidemedi.
Babası Veysel Dursun adlı işadamına, ''Emrullah'a iletsin'' diye harçlık verir.
O da emaneti Emrullah'a teslim eder.
Veysel bey Emrullah'ı beğenir ve yanına alır. Plâstik fabrikasında ona iş verir. Emrullah işine başlar. Görevi çay dağıtmaktır. Böylece Emrullah iş dünyasına çaycılıkla adım atar.
Emrullah, Veysel Bey'e 'baba', eşi Tülin hanıma ise bazen 'abla' bazen de 'anne' diye hitap etmeye başlar...
Dursun Ailesi, Emrullah'ı evlatları gibi görür. Ona işyeri açarlar, girdiği her işte maddi manevi desteklerler. Bugüne gelmesinde ondan hiçbir şey esirgemezler...
Bir gün, Emrullah telaş içinde yanlarına varır. BDDK kendisini sıkıştırmıştır. Ona 11 milyonluk borçları olduğunu gösteren sözleşme verirlerse kurtulacaktır.
Ailenin aklına kötü bir şey gelmez. Emrullah'ın isteğini yerine getirirler...
Gün olur, aileye icra gelir. Emrullah "Verin 11 milyonumu" der.
Tülin Hanım; Emrullah'ın Moda'da bulunan lüks oteline gider. Yanında eşi ve genel koordinatörleri de vardır.
Emrullah'a "Ne bu" diye sorarlar. O da bin dereden su getirir. Sağlıklı cevap vermez.
Sevim Tanürek, Tülin Hanım'ın manevi teyzesidir. Söz onun ölümünden açılır. Emrullah, Tayyip Erdoğan'a bir dolu küfreder... Ve şöyle der;
"Bunlar adamı altı dakikada yok eder. Kemiklerini bulamazlar."
Ne garip; Emrullah'a fabrikasını kaptırdığını söyleyen Mustafa Ezici de Emrullah'ın küfürlerinden söz etmişti.
Emrullah'a bir şey soran yok. Bizler en ufak eleştiride bile savcılıkları, mahkemeleri, cezaevlerini boyluyoruz.
İşte böyle, Emrullah kendilerini yetiştiren aileyi de perişan etmiş.
Merak ediyorum. Buna kim 'dur' diyecek?