HABLEMİTOĞLU CİNAYETİ SORUŞTURMASI(!)

Geçenlerde rahmetli Dr. Necip Hablemitoğlu cinayetinde tetikçinin Ukrayna’da yakalandığı haberi ile umutlandık.

Gerçi şunu biliyorduk, bu hükümet asla bu cinayeti aydınlatmaz.

Olsun yine de umutlandık.

Ta kii, Yeni Şafak gazetesinin haberini okuyana kadar, haberin bir yerinde Av. Ersan Barkın konu edilerek bakın ne deniyordu:

Şüpheli Çakır'ın ifadesinde geçti

Barkın, Hablemitoğlu suikastı soruşturmasının 3 yıllık çalışması sayesinde belli bir noktaya geldiğini belirterek, FETÖ çatı davası iddianamesinin eklerine gizlenmiş bir ayrıntının peşine düşülerek ilk kez tetikçi olabileceği ihtimaliyle bir kişinin yakalandığını kaydetti. Barkın, çatı iddianamesinin eklerinde Hablemitoğlu'nun katilinin kim olduğuna ilişkin beyanları bulunan gazeteci Zihni Çakır'ın yeniden ifadesinin alınması için savcılığa başvurduklarını aktardı...”

Oysa Ergenekon soruşturması dolayısıyla herkes biliyordu.

Zihni Çakır on parmağında on kara herkesin yüzüne çalmaya çalışıyordu.

Sonuçta o karaları kendi yüzüne yapıştı.

Ergenekon sürecinde kendine gazeteci süsü vermiş FETÖ’cü ajanlar yazarlık maskesiyle Atatürkçü yurtseverlere iftira üzerine iftira yağdırıyorlar, bunu yaparken yalan ve iftira en büyük dayanaklarıydı.

Zihni Çakır’n o günlerde üfürmeleri bakın nasıl aktarılıyordu:

Ergenekon Çöküşü 1-2, Kod Adı Ergenekon, kitaplarının yazarı Zihni Çakır, 2002 yılında öldürülen Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu cinayetinin İstanbul Ataşehir’de yapılan “Yeniden Yapılanma Yönetimi ve Geliştirme Stratejileri” toplantısında alındığını yazmıştı. Kitapta toplantıya katılan isimler şöyle kodlanıyordu:

Fevzi T., Tuncer Kılıç, Kemal Y., Erhan Doğan, Gülseven Yaşer, Bike K., Haşmet A., Bülent B., Ergün Poyraz, Nurettin A.(Veli Küçük’ü temsilen), Doğu A., ve Doğu Perinçek ve Necip Hablemitoğlu. Toplantıda örgütün aktif hâle getirilmesinin kararlaştırıldığı da belirtilmişti.

Zihni Çakır, 3 Kasım 2002’de Balat’ta ikinci bir toplantı yapıldığını ve ilk toplantıya katılan Doç. Necip Hablemitoğlu’nun buraya iştirak etmediğini ifade eder. Ümit Sayın, Tuğgn. Veli Küçük, Yzb. Muzaffer Tekin ve Sevgi Erenol görüşmede yer aldı, der.

Toplantıda sansasyonel etki yapacak bir suikast kararı alınır. Eylem planı için en uygun şey, Hablemitoğlu’nun öldürülmesidir. Hablemitoğlu, toplantıdan 45 gün sonra öldürülür.

Zihni Çakır’ın kitabından yola çıkarak son Ergenekon Terör Örgütü ile ilgili tutuklamalara baktığımızda emekli Orgeneral Tuncer Kılıç’ın tutuklanması sürpriz değil. Ergün Poyraz, Doğu Perinçek yargıda hesap veriyor. Toplantıda olup da henüz dışarıda olanlar var. Tutuklamalar genişleyebilir.”

İnsanın bu denli yalan ve iftirayı bir araya getirmesi için vicdanını tamamen yitirmesi gerekirdi.

Ya da başka bir şey olması.

Çok geçmedi, Zihni Çakır’ın, sahtecilikten, dolandırıcılıktan, sahte çekten hükümlü olduğu ortaya çıktı. Kendisi gazeteci veya yazar değil su tesisatçısıydı.

Ben dahil iftira attıkları hemen hemen herkes kendisini dava etti.

Ve yine ben dahil herkese karşı attığı yalanlar kesinleşti ve mahkum oldu.

Dün; Zihni Çakır ve türevleri Hablemitoğlu cinayetini zaman aşımına uğratmak için hedef şaşırtıyorlardı.

Bakıyoruz bugün da aynı senaryo.

İnsanlar Ergenekon sürecinde bu iftira ve sonuçlarını bilmiyor mu?

Niye zaman aşımına pas atıyorlar?

Zamanın DGM Savcısı cengiz Köksal Hablemitoğlu cinayeti için öyle dememiş miydi?

Bu tür cinayetlerde zaman aşımı yirmi yıl, bu cinayette zaman aşımına uğrayacak.”

Ya Tayyip; “Bizim dönemimizdeki bütün faili meçhuller aydınlatıldı, Hablemitoğlu hariç. Onun durumu özel”

Yine Hablemitoğlu cinayeti örtüldü” sözleri de Tayyip’indi.

Kimse sormadı; özel cinayet olur mu?

Hükümet sizdiniz, neden örttünüz?

Önceki ve Sonraki Yazılar