1970’ler, Türkiye’nin yapısının katliamlarla değiştirildiği yıllardır. Malatya’dan başlatılıp Sivas’a, Maraş’a, Çorum’a yayılan saldırılar ile geleneksel dengeler kırılmıştır.

Sorunu, “Faşistler, solculara saldırdı!” biçiminde açıklamak veya karşı tarafın “Vatanı komünistlerden kurtardık!” biçimindeki açıklamaları çok yüzeysel kalmaktadır.

Çünkü, olay, ABD güdümünde yürütülen Türkiye’yi Yeşil Kuşak’ın parçası yapma projesinin bir yansımasıdır. Bu proje ile laik ve akılcı hayata dayalı Türkiye yerine Amerikan İslamcısı bir Türkiye kurulmuştur. Bu olguyu en açık biçimde katliam yapılan yerlerde gözlemekteyiz.

Maraş’ta 1969 seçiminde Adalet Partisi yüzde 32, CHP yüzde 17 oy almış, Erbakan’ın MSP’si seçime bile katılmamıştır. MHP oyu ise yüzde 1 kadardır.

Gelelim 1995 seçimlerinde: MSP’nin devamı olan Erbakan’ın Refah Partisi yüzde 36 oy alırken CHP oyları yüzde 9’a düşmüştür. Eski Adalet Partisi’nin devamı DYP ise yüzde 16’ya gerilemiştir. MHP de oylarını yüzde 10’a yükseltmiştir.

Orta ve Doğu Anadolu’da katliamlarla tek tipleştirilen bu bölgelerde artık en kuvvetli siyasi örgütlenme Milli Görüş de denilen siyasal İslamcı hareket olmuştur. Refah Partisi bu darbeler sonucu iktidara getirilmiştir. AKP de bu bölgelerin yeni sahibidir ve Erdoğan’ı destekleyen en kuvvetli oylar buralardan gelmektedir.

O yüzden 1960’ların sonlarında başlatılan ve mezhep kimliğinin kışkırtılmasıyla parlatılan saldırılar, ABD’nin planıdır. Ve Türkiye’yi laik devlet olmaktan çıkartıp din devleti yapma planının bir eseridir. Bu operasyon 12 Eylül 1980 darbesi ile tamamlanacak ve Amerikan çocuğu darbeci generaller laik devletin tabutuna son çiviyi çakacaklardır.

Darbeciler, ABD çıkarlarına pek uymayan MHP içindeki milliyetçi yapıyı da kırıp dağıtacaklar; meydan Ak Gençler denilen Tayyip Erdoğan gibilere bırakılacaktır.

KATİLLERİ GÖRDÜM

19 Aralık 1978’de Maraş’taki Ülkücülerin gittiği Çiçek Sineması’nda derin devlet elemanı Ökkeş Kenger’in koyduğu bomba patlatılır. Ve sonrasında tam bir hafta devlet yokmuş gibi bu bölgede Alevi, solcu, CHP’li bilinen kimler varsa tümüne karşı vahşi bir saldırı başlatılır.

O tarihlerde İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü’nde Türkçe öğretmenliği yapıyordum. Maraş’ta insanları vahşice öldüren militanlardan bazılarının fotoğrafları gazetelere yansımıştı. Olaylardan birkaç ay sonra idi… Sınav yapmak üzere bir sınıfa girdim… Ön sıralara oturmuş bir grup gördüm. En önde mavi gözlü sarışın birisi vardı. Hemen tanıdım. Fotoğrafı katliam yapanların arasındaydı çünkü.

Soruları sordum… Bu 5-6 kişilik ekip on beş dakika kadar sonra kağıtları verip çıkıp gittiler. Cevapları incelerken gördüm ki konular hakkındaki bilgileri ilkokul düzeyinde idi. Bunu da okuma yazmayı dışarıdan öğrenmiş birilerinin cahilliği içinde yazmışlardı. Çok şaşırmıştım… Belli ki okula sırf bu türlü operasyonlarda kullanılmak üzere alınmışlardı.

MHP ARAÇLAŞTIRILDI

Maraş’ı, Sivas’ı, Çorum’u sadece MHP işi saymak gerçeği daraltmaktır.

Doğrudur; bu dönemde MİT, Amerikan uşağı generallerin elindedir. Ve o Amerikancı MİT, MHP içinde yuvalanmıştır. Buradaki gençler, “Vatan-millet, din-mukaddesat” kavramları ile kışkırtılmış, toplumcuların ve olayların dışındaki Alevilerin üstüne salınmıştır.

Ama bu işte öncülüğü yapanlar da Ülkücü görüntülü Amerikancı MİT ile asker-polis ajanlardır.

Bu katliamları araştırarak Yakın Tarihimizde Kitlesel Katliamlar adıyla kitap haline getiren H. Nedim Şahhüseyinoğlu, bize çok değerli bilgiler, belgeler sunmuştur. Maraş katliamında yer alan katiller, camilerde kışkırtılıp Alevi mahallelerine saldırtılmıştır. Bunun için sadece Bağlarbaşı Camii imamının yaptığı konuşmayı bilmek yeter. Bu imam, CHP’li komünistlerin Ulu Cami’yi yaktıkları yalanını söyleyip Müslüman olanları cenk meydanında toplanmaya davet ediyor. Yani, katliam büyük ölçüde din, daha doğrusu mezhep üstünden planlanıp yürütülüyor. 1980 Çorum katliamı da yine cami yakma yalanı ile alevlendirilmedi mi?

Bu türlü işler için o zamanlarda milliyetçi kadroları budanan ve mukaddesatçı (siyasal İslamcı) hale sokulan MHP kullanılıyor. Bu dönem, MHP ile Adalet Partisi’nin ve Milli Selamet Partisi’nin Milliyetçi Cephe hükümetleri kurdukları Amerikan İslamcısı hükümetlerin dönemidir.

Sadece, bağımsızların desteği ile 5 Ocak 1978-12 Kasım 1979 döneminde CHP Lideri Bülent Ecevit başbakanlığında bir hükümet kurulmuştur. CHP’yi başarısız kılmak için TÜSİAD gibi en büyük işadamları örgütü bile yıkıcılık yapmıştır. Amerikancı generaller, kendilerine sıkıyönetim yetkisi verildiği halde bu katliamları önleyecek hiçbir ciddi tedbir almadılar. Sonra da kendi yarattıkları kardeş kavgasını önleme gerekçesiyle darbe yaptılar.

Ve işte böylece Tayyip Erdoğan gibi Amerikancı siyasetçileri iktidara taşıyan kaldıraç oldular.

Maraş katliamını kimlerin yaptığını öğrenmek istiyorsanız, bu akan kandan kimlerin faydalandığına bakın, yeter.