OKUNACAK KİTAPLAR

Bugün de birbirinden güzel üç kitap tanıtmaya çalışacağım.

Yazarlarının ellerine sağlık

Birinci kitap; İleri yayınlarınca basımı yapılan Pınar Ayhan tarafından kaleme alınan; Atatürk’ün Sergi Vapuru;

Kitap ta; Atatürk, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin dünyaya anlatmak için bir “Sergi Vapuru” tasarlar: Karadeniz Vapuru.

Bu “Sergi Vapuru”, Avrupa’nın bütün önemli limanlarını tek tek ziyaret edecek ve Türk kültürünün ve genç Cumhuriyet’in başarılarını dünyaya tanıtacaktır. 86 gün süren gezide, Karadeniz Vapuru 13 ülkeye uğrar ve büyük ilgi görür: Fransa, Almanya, İspanya, İngiltere, Sovyet Rusya, İtalya, Polonya, İsveç, Danimarka, Finlandiya, Belçika, Hollanda, Cezayir.

Kitap, Karadeniz Vapuru’nun ikinci kaptanı Süreyya Gürsu’nun 1935 yılında Deniz Mecmuası’nda yayınladığı seyrüsefer hatıralarından Pınar Ayhan tarafından derlenmiş. 

Ve harika bir anlatımla okuyucuya ulaşmış.

Hatıraları okuduğunuzda, hem Atatürk Cumhuriyeti’nin başarılarının dünyada yarattığı hayranlığı görecek hem de dönemin Avrupa’sını tanıyacaksınız.

İkinci kitap; araştırmacı yazar Rıza Zelyut’a ait; “Muaviye’den Erdoğan’a Din ve Siyaset” yazar kitabında, geçmişten günümüze İslam’ın kimler tarafından nasıl yozlaştırılıp istismar edildiğini irdeliyor.

Din ve siyaset konularının çok boyutlu ve karmaşık tartışmalarına açıklamalar getiriyor.

Türkiye'ye gerçek İslam diye dayatılan Arap İslam’ının gerçek yüzünü gösterip bunun sorumlularını açıklıyor.

Yazar eserinde, dinin siyasallaştırılması sürecinin derin tarihini ve günümüzdeki yansımalarını gözler önüne seriyor.

Eserin sonunda, ünlü düşünürlere ait siyasi metinler yer alıyor.

İslam dininde ayrışma, siyasallaşma süreci ne zaman başladı?

Gerici hareketin öncüsü Kadızadeliler, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e nasıl bir miras bıraktı?

İslam dünyasında kardeş kavgasını kim başlattı?

Türkiye'deki siyasetçiler halkı nasıl kandırdılar? BOP, ılımlı İslam ve Yeni Osmanlıcılık gibi projelerde Erdoğan'ın nasıl bir rolü var?

Üçüncü kitabımız Cem Ayaz’ın; Ulak yayınlarından çıkan; Saat 9’u 6 geçe “O acının İzleri” adlı yapıtı...

Yazar kitabında bakın ne diyor;

10 Kasım 1938 günü saatler 9'u 6'yı geçerken, Türk Ulusu, kayıplarının en derinini yaşıyordu. Sonrasında da sonsuza dek bu kaybın acısını yüreğinde duyacaktı. 

Gün ve gün bu hüzünlü hikayenin belgeleri ile anlatıldığı bu kitap, okuyucuya o acının izlerini tekrar ve tekrar yaşatıyor. 

Şüphesiz ki; Yarayı tekrar kanatıyor bu satırlar. Hangi tütünü bassak ya da hangi tuzu üzerine, fayda etmeyecek bir yara bu. Hala kanayan derin bir kesiğin sızısı. 

Ve keşke dursaydı zaman, keşke hiç geçmeseydi diyen bir ulus yası. Artık Türk Milleti, "Saat 9'u 6 Geçe" den bu satırları okuduğunuz zamana kadar ve sonrasında da, sonsuza dek kanayacak bir yaranın acısı ile yaşayacaktı. Bu acıyı derinden hissedenler yani bizler için " Mendilleriniz hazır mı?" sorusu ile o hüzünlü yılları yeniden yaşamaya davet eden bir çalışma. 

O dramın hikayesi ve bir millet, bir devlet yası... 

Mendilleriniz hazır mı? Çünkü; "Saat 9'u 6 Geçiyor..

Buyurun hep birlikte okumaya...

Önceki ve Sonraki Yazılar