Enerji Bakanlığı inadından vazgeçmeli

Elektrik konusu zamlar ve kesintiler dışında ülke gündeminde bu kadar yer etmemişti. Konu malum, kış saati uygulamasının kaldırılması… Enerji Bakanlığı, onlarca yıldır uygulanan kış saatini “tasarruf sağlamadığı” gerekçesiyle iptal etti. Her kesim bu uygulamadan olumsuz yönde etkilendi. Karanlıkta kalkıp hatta gün aydınlanmadan mesaiye başlayanların performanslarında ciddi düşüş var. Güneş doğmadan uyanıp yollara düşenlerin vücut dengesi bozuluyor. Doktorların verdiği bilgiye göre kortizon salgılanımı düşüyor haliyle de stresle baş etmek zorlaşıyor. Çocuklar daha sık hastalanıyor, hatta büyümeleri bile bu durumdan olumsuz etkileniyor. Güvenlik kaygısını söylemeye bile gerek yok.

 

Gelelim iş dünyasına etkisine…

 

İhracatçılar bu konudaki tepkilerini açıkca dile getirdi zaten. Türkiye’nin ihracatının çok önemli bir bölümü AB ülkelerine yapılıyor, saat farkının açılması nedeniyle yapılan işlem sayısı azalıyor haliyle. İhracatçılar bunun 13 milyar dolarlık bir kayıp yaratacağını dile getiriyor. Finans piyasası için de aynı durum geçerli, Avrupa finans piyasasının Türkiye ile yaptığı günlük işlemlerin süresi kısaldı.

Bu sorunların Enerji Bakanlığı’nı ilgilendirmediğini var sayalım ki öyle görünüyor. Bakanlığı ilgilendiren konuya bakalım: Rakamlar gösteriyor ki “tasarruf etmiyoruz” iddiaası gerçeklerle bağdaşmıyor. Çünkü Elektrik Mühendisleri Odası’nın yaptığı çalışmaya göre kasım ayında tüm zamanların elektrik tüketimi rekoru kırıldı. Son 5 yılın kasım ayı tüketimlerine bakıldığında bu yıl ilk kez elektrik tüketimi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6.5’la rekor bir artışa imza atarak 22.7 milyar kilovat saat olmuş. Oysa Türkiye’de tüketim rekoru sadece Ramazan ayında ve çok sıcak zamanlarda gerçekleşir.

Ekonomik büyümenin yavaşladığı, mevsim sıcaklıklarının ortalamada seyrettiği bir dönemde, elektrik tüketiminin rekor kırması sadece kış saatinin uygulanmamasıyla ilgili.

Öte yandan elektrik üretim alanında da ciddi sorun var. Doğal gaz tüketiminin artması sonucu doğal gaz çevrim santrallarına verilen gaz miktarı azaltıldı. Bu süreçte bazı santrallar da bakım-arıza gerekçesiyle üretimi kıstı ya da ara verdi. Haliyle piyasada elektrik fiyatları rekora koşmaya başladı. Hafta içinde toptan elektrik piyasasında elektriğin birim fiyatı yüzde 1200 artarak 1.899 TL’ye çıktı. Bu rakam serbest dağıtım şirketleri ve diğer perakende şirketleri için ciddi risk anlamına geliyor. Türkiye’de elektrikte tek tarife uygulandığı için şirketler alım maliyetini satış rakamına yansıtamıyor. Bu da ya yakın zamanda elektriğe zam yapılması anlamına geliyor ya da toptan satış şirketlerinin iflasına, diğer şirketlerin ise zararının artmasına… Böylesi bir ortamda tüketimin artması da sorunun daha da büyümesi anlamına geliyor.

Dolayısıyla Enerji Bakanlığı, “Hayır benim dediğim olacak” inadından vazgeçmezse sadece tüketiciler değil, enerji sektörünün önemli bir kısmı da zarar görecek.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar