Gayrimenkul sertifikası 299 bin inşaatçıyı kurtaracak mı?

İstanbul’un finans merkezi ilan edilen Ataşehir bölgesinde projesi olan Sarphan Finans Park projesini üstlenen Alaaddin-İhsan Akar kardeşlere ait Yeni Sarp İnşaat için mahkeme iflas kararı verdi. Ataşehir’de üç bloktan oluşan proje arkasında yüzlerce mağdur ve alacaklı bıraktı. Hatta alacaklılar arasında büyük bir özel bankanın da olduğu belirtiliyor.

Bu gelişme üzerine Cumhuriyet gazetesinden Şehriban Kıraç, Tüm İnşaat Müteahhitleri Federasyonu, İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu Başkanı ve TOBB İnşaat Müteahhitleri Meclis Başkanı Tahir Tellioğlu ile konuşmuş. Tellioğlu’nun söyledikleri acı gerçeği ifade ediyor. Tellioğlu, Türkiye’de şu anda 300 bin civarında müteahhit bulunduğunu ve bunların sadece 1000 tanesinin, ayakta kalabilecek plan ve vizyonlarının olduğunu söylüyor. Tellioğlu, “299 bininin işi zor. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra sektörde daralma oldu. 16 Nisan’daki referandum öncesi bir bekleme ve endişe durumu var. Ama sektörde asıl sorun yaratan konu istikrar değil. İnşaat gerektiğinden fazla büyüdü. Sanayi ya da başka alanlar yerine inşaata yöneldik. Çok inşaat şirketi, çok rekabet oldu” diyor. 

Tellioğlu, çare olarak da hükümetin harekete geçmesini ve yabancıya dönük yatırım yapılmasını öneriyor.

Ev alamıyorsan salonunu al dönemi

Hükümet bu darboğazı aşmak için yeni bir enstrüman ortaya sundu. Gayrimenkul piyasasını hareketlendirmek için Gayrimenkul Sertifika Sistemi adlı yeni bir enstrüman yarattı. Bu sistemle, ev ya da dükkan alacak parası olmayan vatandaş elindeki birikim kadar halka açılan inşaat projelerinin hisse senedini alacak. Ev sahibi olmak istiyorsa parası olduğunda piyasadan hisse toplayacak, projenin değerleme oranında da gelir elde edecek… 

İşte hükümet, bu sistemle sıkışmış olan gayrimenkul piyasasına finansman sağlamayı hedefliyor. Bu finansmanın kaynağı da ne bankalar ne de gayrimenkul alacak paraya sahip olanlar. Kaynak, ev alacak birikimi olmayanların da parasını sisteme aktarmak. 

Anımsayacaksınız bir süre önce yaşanan sorunlar nedeniyle maketten konut satışı yasaklanmıştı. Ancak Gayrimenkul Sertifika Sistemi ile henüz ortada olmayan projelerin hisseleri satılmış olacak. Çünkü ihraçtan elde edilen fonun yüzde 10’luk kısmı, inşaat başlamadan önce doğrudan ihraççıya yani inşaat şirketine aktarılacak. Yüzde 80’lik kısmı ise inşaat ilerleme raporlarına göre yine inşaat şirketine aktarılacak. Peki ilerleme raporunu kim verecek? 

İnşaat şirketlerini kimi denetleyecek?

Yetkilendirilmiş yapı denetim şirketleri… Ülkede en büyük sorunun şeffaflık olduğu bir dönemde yapılan bu yapı denetim şirketlerine nasıl güveneceğiz? Belki de inşaat sahibinin kurdurduğu ya da para ilişkisi içinde olduğu bir denetleme şirketi ‘Evet inşaat ilerliyor, para aktaralım’ raporu verecek! 

Soru işaretlerini artıran bir başka konu da elde edilecek gelirin hesaplanması. Proje sona erdiğinde elinizdeki hisseleri satmak istediğinizde borsadaki son 3 aylık fiyat ortalaması alınacak. Borsa gibi spekülasyona açık bir ortamda son 3-5 ayda fiyatı düşürme operasyonu nasıl önlenecek? 

Borsaya açık şirketlerin hepsi bilançolarını bağımsız denetim kurumlarına incelettikten sonra halka açıklamak zorunda. Hisse senedini alacağınız şirketin bilançosuna bakıp ona göre karar veriyorsunuz. Hiçbir finansal verisine sahip olmadığınız bir şirkete neye dayanarak güvenip yatırım yapacaksınız?

Görünen o ki, ilk mağdurları oluşuna kadar bu kağıtlara talep olacak, inşaatçılar birbirlerinin kağıtlarını alarak da piyasayı canlı tutacaktır. Ancak 2008 yılında ABD’de başlayan konut balonu krizininin de bu yöntemlerin ardından çıktığını unutmayalım. 

Önceki ve Sonraki Yazılar