İş dünyası 'yurt seferberliği' ilan etmeli!

Ne doların durdurulamayan yükselişi ne Suriye’de yaşananlar ne de başkanlık tartışmaları... Kanımca ülkenin en önemli sorunu eğitim sistemi... Adana’nın Aladağ ilçesindeki o küçücük kız çocukları, hepimiz bugüne kadar kafamızı kuma gömdüğümüz için öldü. Hükümetinden muhalefetine, velisinden öğretmenine kadar herkes sorumlu. AKP iktidarının bugüne kadar tepetaklak ettiği eğitim sisteminin sonucu bu dram. Eğitim sistemi daha gerici hal getirilirken, kız çocuklarının okula gitmesini engelleyen sistemler kurulurken, öğrenci yurtları kapatılıp

çocuklarımız tarikatların kucağına itilirken kimsenin sesi çıkmadı. İtiraz eden öğretmenlere veliler bile “provakatör” gözüyle baktı. Geldiğimiz nokta ortada... İhmal yüzünden ölen çocuklarımız, fen bilimlerinde ‘sıfır’ çeken bir eğitim sistemimiz var.

 

Aslında en can yakıcı sorun Anadolu’da yaşanıyor. 2013 yılında yatılı bölge okullarını kapatarak ‘taşımalı sisteme’ geçilmesini sağlayan AKP, yüzbinlerce çocuğun ya okula gitmesinin önüne set çekti ya da kalacak yer sorunu olan öğrencileri tarikat yurtlarına itti. Hepimiz Aladağ’daki yurtta kızını kaybeden babanın feryadını duyduk: Devlet yurdunu yıktılar, biz de mecburen kızımızı tarikat yurduna verdik!


Burada Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Türkan Saylan’ı anmadan geçmek istemiyorum.
Hasta yatağındayken evi basılan, “Ergenekenocu” ilan edilen Saylan ve ÇYDD, yatılı bölge
okullarının kapatılmaması, şartlarının düzeltilmesi için çok sayıda kampanya yürüttü. Saylan, çocukların tarikatların kucağına itileceğinin farkındaydı, tarikatlar da onu “darbeci” ilan etti. Taşlar yerine oturuyor değil mi?


Evet birçok aile mecburen çocuklarını tarikat yurtlarına vermek zorunda kalıyor. Bu yurtlarda küçük yaşlarda itibaren çocuklara verilen eğitimin niteliğinin ne olduğunu anlamak hiç de zor olmasa gerek. Sağ kurtulan ya da o gün yurtta kalmayan çocukları gördük, 12 yaşındaki kızların çoğunun başı kapalı!


Eğitim sistemi tarikatlara bırakılmayacak kadar önemli, bu ülkenin geleceği...

 

Neden iş dünyasına seferberlik çağrısı yaptım?

 

Özel sektörün en büyük sorunu kalifiye elaman bulamamak, var olan okulların iş dünyasının ihtiyacına dönük eğitim vermemesi tüm iş insanlarının ortak şikayeti. Diğer yandan kadın işgücünün giderek azalıyor olması da bir başka şikayet konusu. Dolayısıyla iş dünyası da sürdürülebilir bir ekonomi istiyorsa acilen eğitim sorununa çözümüne ortak olmalı. Koç Holding’in uzun zamandır sürdürdüğü “Meslek lisesi memleket meselesi” projesi iyi bir örnek. Sabancı Vakfı, Türk Eğitim Vakfı’nın sürdürdüğü çalışmalar, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin kampanyaları da bunlar arasında yer alıyor.

 

Ancak bu tür çabalar sisteminin değişmesi için yeterli olmuyor, sadece birkaç iyi örnek olarak kalıyor. Yüzbinlerce üyesinden aidat topladığı için hatırı sayılır bir gelire sahip olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türkiye İhracatçılar Meclisi, TÜSİAD, işveren hatta işçi sendikaları bir araya gelip Anadolu’da yurt seferberliği başlatmalı. 15 Temmuz şehitleri için 10’ar milyon TL’lik bağış yapan şirketler de bu kampanyaya katılmalı.

 

Önceki gün bu konu hakkında Adco Kimya’nın sahibi Selçuk Akad ile konuşurken “Esin hanım,
Türk müteahhit şirketleri dünya sıralamasında üst sıralarda. Çok önemli işlere imza atıyorlar. Onlar da bu kampanyaya katılsın, sağlıklı yurt binaları ve okullar yapılsın” diyerek önerimin çapını büyüttü. Akad’ın çağrısını da Müteahhitler Birliği’ne iletiyorum.


Siz bakmayın Adana’da 20 milyon TL’ye bir müftülük binası yapıldığına, o parayla birkaç tane yurt binası inşaa ettirilebilir.


İş dünyası örgütlerinin bu çağrıya kulak vereceğini ümit ediyorum. Çocuklarımıza güzel bir gelecek sunmak, çağdaş bir eğitim almalarını sağlamak hepimizin görevi... Siyasetçilere ve tarik

Önceki ve Sonraki Yazılar