İbrahim Aktaş

İbrahim Aktaş

Ne zamana dek?

“benim hiç sapanım olmadı anne,
ne kuşları vurdum,
ne de kimsenin camını kırdım...
çok uslu bir çocuk değildim ama,
seni hiç kırmadım, hep boynumu kırdım.
ben hayatım boyunca
bir tek kendimi vurdum!
…”
Yusuf Hayaloğlu’nun “Hayat nedir anne?” adlı şiirinden kısa bir kesit ile merhaba dedi bu yazım…
Şiir aklımızda kaladursun, TFF 1. Lig temsilcisi Bursaspor’dan açalım konuyu… Hani İstanbullu üç büyüğün yanına adını bin bir mücadele ile yakıştıran Anadolulu Trabzonspor’dan sonra inanılmaz bir şevk ve heyecanla mühürleyen Bursaspor ile… Hatta dört büyükler kavramını hiç edip, beş büyüklere devşiren Bursaspor ile…

nezaman4.jpg
Hatırlayınız; yaklaşık kırk beş, elli gün önce Beşiktaş ve Galatasaray’dan bileceğimiz Ayhan Akman’ın da yeğeni olan, Bursaspor’da da sezona harika bir başlangıç yapan Ali Akman, süresiz kadro dışı bırakılmıştı, Bursaspor yönetimi tarafından… Bursaspor yönetimi, Ali Akman’ın, kendilerinden izinsiz olarak transfer görüşmeleri yapmasını, Almanya’ya, Bundesliga ekibi Eintracht Frankfurt takımına sözleşme sözü vermiş olmasını sebep olarak göstermişti. Ben de Bursaspor yönetimini; ellerini çabuk tutmamakla, geçen yıllarda bu genç oyuncu ile sözleşme tazelememe hatasında bulunmakla
eleştirmiş ve bunu yazıya da dökmüştüm.

Onlar kaz gelecek yerden, tavuğu esirgemişlerdi. Nedense, bu hatayı ilk ve tek yapan yönetim, Bursaspor yönetimi değildi! Usuma en yakın çarpan örnek, geçen yıllarda Altınordu takımı ki; profesyonel imza attırmadıkları ve gelecek vadeden genç oyuncularını Trabzonspor’a kaptırmışlardı, hem de üç kuruşa…

Birlikte soralım;
Genç topçuya profesyonel imza attırsan ne olur?
Belki de hesapta olmayan bir ödeme yapmak zorunda kalırsın. Harcama bütçen yani gider kalemlerin de, kalemlerdeki toplam tutarlar da artar doğal olarak. Evet, fazladan masrafın doğar!

​​​​​​​“E, bir de gençleri zaten oynatmıyorum, bir de para mı vereceğim? Ne yani, hem eğitiyorum, hem üzerine para vereceğim, öyle mi?” yanılgısının sonucudur elindeki kuşu kaçırmak!

nezaman3.jpg​​​​​​​

Ben demiyorum ki milyonluk sözleşmeler yap! Ama on yedi, on sekiz yaşındaki futbolcu, bohçası elinde… Kumaşı biraz da iyiyse hemen bağlayacaksın ki, başka bir ekibe giderken yetiştiricilik hakkın olanı alabilesin! E, alıp da yiyecek halin yok!

Biliyorum! Ne yapacağını iyi biliyorum ama yapmıyorsun ki!
Gelelim bugüne; Bursaspor’un gençlerden örülü ve 1. Ligde kora kor mücadele eden ekibi kazan kaldırdı. Ama öyle grev falan değil yaptıkları… Sadece ve oldukça naif, olumlu bir dille, uzun zamandır paralarını alamadıklarını belirterek, camiamın ileri gelenlerinden, kentin büyüklerinden, kulübe ve kendilerine sahip çıkmalarını istediklerini yazmışlar.

nezaman2.jpg​​​​​​​

Yu​​​​​​​suf Hayaloğlu’nun yazımın başındaki şiirindeki gibi; ne cam kırıyorlar, ne de Bursaspor’u… Onlar sadece boyunlarını kırıyorlar ve belki de kendilerini vuruyorlar!

Peki;
Düşünelim… Bursaspor, Ali Akman’ı, zamanında, ücretini iyileştiren bir sözleşme ile bağlasaydı da, transferinden kulübe hatırı sayılır bir tutar kazanç sağlasaydı… Ve o parayla da bu gençleri parasız bırakmasaydı! Olmaz mıyd​​​​​​​ı?

Kulüp yöneticileri ki, özellikle de profesyonel kulüp yönetenler, Tolstoy’un, “şikâyet ettiğiniz yaşam, belki de başkasının hayalidir” şiarı ile futbolcularını kendilerine bağlamaya gayret ederken, gençler; “seni hiç kırmadım, hep boynumu kırdım / ben hayatım boyunca / bir tek kendimi vurdum!” dizelerini acaba ne zamana dek söylerler?nezaman1.jpg​​​​​​​

Önceki ve Sonraki Yazılar