İbrahim Aktaş

İbrahim Aktaş

Vakit tamam

“Evinizin eşiğini temizlemeden, komşunun damındaki karlardan yakınmayınız.” Konfüçyüs.

 

“Arslan yattığı yerden belli olur.” Atasözü.

 

“Misafir gelecekmiş gibi evini, ölüm gelecekmiş gibi kalbini temiz tut.” Mevlana.

Yer, mekân, beden, ruh… Biz insanlar, bu saydıklarımın temizini, pakını ve safını sever ve hatta böylesini arar, böylesini isteriz. İsteriz, istemesine de… Peki, temiz ve ari olması için gayret eder miyiz? Yerlerin, bedenlerin ya da ruhların temizliği için gereğini yerine getirir miyiz ya da üzerimize düşenleri yapar mıyız yeterince?

Yazımın girişini süsleyen sözlere uygun yaşayanlarımız elbet ki var yaşamlarımızda… Sizlerin de vardır. Ama bakın ne anlatacağım;

İzmir’in, hatta ülkemizin asırlık kulüpleri Altınordu ve Altay, TFF 1. Ligden, Türkiye Süper Ligine terfi edecekleri son doksan dakikalarını oynayacaklar. Ve kesindir ki, en az bir sezon, birbirleri ile lig maçlarında karşılaşmayacaklar. Belki de önümüzdeki sezon sonunda tekrar bir araya gelirler ve elbet ki en büyük dileğim, bu birlikteliğin Süper Ligde sürmesi yönündedir. Tıpkı, “final olan bu son doksan dakika, İzmir’i Süper Lige taşısın” dileğimde olduğu gibi… Tüm İzmir’in gönlünden geçen bu dilek, bir kez gerçekleşti! Bir kez daha neden olmasın?

Dileğimden, yarı finalde Samsunspor’u eleyerek, İzmir’in Süper Lige yükselmesine sebep olan, iki taraftan biri; Altınordu’ya geçiyorum;

Ve hatta, Samsun’un yeni stadında Samsunspor’u eledikleri maçın ardından çekilen boş bir oda fotoğrafına… Ancak tertemiz bir fotoğraf; bir soyunma odasının fotosu… Sanırsınız; henüz herhangi bir müsabaka oyna​​​​​​​nm​​​​​​​amış ya da oynanacak olan maça futbolcularını bekliyor. Gelin odası gibi, pak… Rakibi ile berabere kalmasına rağmen, ilk maçın üstünlüğü ile finale çıkan konuk ekip Altınordu’nun soyunma odasının fotosu… Maç öncesi değil, maçtan sonra, finale adını yazdıran konuk Altınordu… Dikkat ediniz; 1. Ligden Süper Lige çıkış maçlarının son doksanına adım atıyorsunuz ve soyunma odasını tertemiz bırakıp, öyle terk ediyorsunuz stadı…

Elbet ki bu bir mantalite meselesi… Bir özümseme… Bir yaşam çizgisi… Ve umuyorum ki, Altınordu’lu çocuklar, gençler, tüm hayatlarına yayarlar bu anlayışı… Basit bir dağınıklığı toparlama veya kiri, pasağı bertaraf etme değil bu! İnanın…

Peki, nereden kalma bir anlayış bu? Kim, ne demiş ki, Altınordulular, A Takımdan alt yaş gruplarına kadar bu tarz temiz bir zihniyetle çalışıyorlar?

 

vkt-hsyn.jpg​​​​​​​

 

Şu anda takımın ba​​​​​​​şındaki A Takım hocaları Hüseyin Eroğlu… Ve Hüseyin Hocanın ağabeyi, Altınordu Futbol Akademisi idari direktörü Halit Eroğlu… Elbet ki, bu iki ismin ortak bir özellikleri var; Çamdibigücü…

 

vkt-halit.jpg​​​​​​​

İzmirli futbol camiası Çamdibi semtini çok iyi bilir; sporcu beşiğidir. Çamdibi deyince, Yeşilova ve Altındağ’ı da kapsayacak şekilde anlatılır ve Bornova’nın neredeyse yarısıdır. Kimler yetişmemiştir ki, Semihler, Onurlar, Çağdaşlar, Aliler, Erenler… Yetmemiştir, bu bölge, futbolcular dışında farklı branşlarda da sporcular ve hatta yöneticiler, öğreticiler de Türk sporuna armağan etmiştir. İşte, Hüseyin ve Halit Eroğlu kardeşler de bu örneklerden en yukarılara, bileklerinin hakkıyla tırmananlardan sadece ikisidir.

vkt2.jpg​​​​​​​

Çamdibigücü ise, yukarıda betimlediğim Çamdibi semtinin sakin ama eski ekiplerindendir. Ve Çamdibigücü ismi ile özdeş olan Lütfü Cihaner hocamızdır. Sayısız futbolcu ve sayısız adam yetişmiştir Türk futboluna… Futbolculuğu zamanında Tarsus İdman Yurdu Kulübünün unutulmazları arasına girmiştir. Şimdilerde dinleniyor kendisi. Normal; yılların yorgunluğu var üzerinde. Çamdibigücü ise elbet ki emin ellerde… Lütfü ağabeyin, tıpkı Hüseyin Eroğlu gibi eski bir talebesi olan Kadir Yaşar altyapı hamleleri ile Çamd​​​​​​​ibigücü efsanesini, ailesi ile birlikte yaşatmaya devam ediyor. Bahsini ettiğim Lütfü Cihaner ağabey, Hüseyin ve Halit Eroğlu’nun da Altınordu’da uyguladıkları, soyunma odasını, maç içerisinde kulübe ve çevresini temiz tutma alışkanlıklarını uzun yıllar, amatör sahalarda uygulayan ender hocalarımızdandır. Doğaldır ki, Eroğlu kardeşler, sonraları birlikte A Takımda da forma giydikleri, çalıştırıcı oldukları Çamdibigücü’nden bu anlayışla ayrılmışlardır.

 

Çamdibi semtindeki takımların bir kısmında, soyunma odasını ve yedek kulübesini temiz tutan bu anlayışın hala devam etmekte olduğunu yazmalıyım; Altınırmak Spor Kulübünün her şeyi olan Hilmi Bayer, Pınargücü’nden Yalçın ve Levent Hocalarım, Çamdibispor’dan Kaan Yılmaz, Altınok’tan Nedim Hocam bu konuda aklıma ilk gelenler…

vkt1.jpg​​​​​​​

Son doksan dakikaya dönelim mi? Elbet ki, herkesin gönlünde bir aslan yatıyor. Ve inanıyorum ki, geçen haftaya kadar “finale kim kalsın” sorusunun cevabı, “iki İzmirli kalsın da, gerisi önemli değil” şeklindeydi… Vakit tamam; şimdi tercih zamanı… Ben ise tercihimi, sahaya, yüreğini en temiz şekilde yansıtacak olandan yana kullanıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar