Gülsem mi ?
Ağlasam mı ?
Aşağılasam mı ?
Kahretsem mi ?
Küfretsem mi ?
Bin bir türlü yüzssüzlüğe tebessüm etsem mi ?
Ülkemizin geldiği bu noktanın sorumlularını bir bir deşifre etsem mi ?
BİLEMEDİM...!?
...
15 yaşımdan,
Bugüne...

Köy enstitülerine yetişemedim...
Ama,
Halk evlerine yetiştim...
Hem de,
18 yaşımda...
.
Halk evlerinde,
Herkes kitap okusun diye,
Kütüphaneler vardı...
.
İlime,
Bilime,
Sanata nasıl erişilir ?
Cumhuriyet nedir?
Nasıldır?
Ne şartlarda kuruldu?
Değerleri nelerdir ?
Diye öncülük eden,
Hocalar ve kanaat önderleri vardı...
.
Vatan için...
Hani !
Dönmeyi düşünmediler diye bir fotoğraf vardır ya!
İşte onların yolunda ideal bir gençlik vardı...
.
Biz o gençliktik...
Kısacası,
Kuvayı milliye gençliği...
Atatürk gençliği...
....
Hiç kimse kusura bakmasın ama !
Birden bire,
46 ruhu dediğimiz Demokrat parti iktidarıyla birlikte,
Amerikan milliyetçiliği hortladı...
Adına da,
Ülkücülük dediler...
.
Gerçek manada ülkücülük,
Vatanı adına,
Vatanında yaşayanlar adına ERDEMLİLİK demektir...
.
Nerdeee...?
.
Neyse !
Detayını her yerde,
Herkesle belgeli tartışabilirim...
.
Çünkü,
Yeryüzünde solmuş, kurumuş, yok olmaya yüz tutmuş TÜRKLÜĞÜ,
ATATÜRK yeniden diriltip,
Dünyaya sunmuştur...
Nokta!...
...
Konuyu dağıtmadan,
Günümüze gelince...
.
Yakın zamanda,
Daha düne kadar “ devlete devlet gerek “ diye yeri göğü inletenler...
Biz Atatürk milliyetçilerini “ moskofçu” diye ihbar edenler...

Bugün gördüler mi acaba ?
Devlete devlet gerek diyerek,
Öğrencilerimizin “ zehirli yılan olduğunu ve başlarının ezilmesi gerektiğini söyleyen bir zihniyet olduğunu...
.
Şimdi...
Dünün,
Yer altı ve yer üstü ülkücüleri...

Atatürk,
Cumhuriyet
Nazım Hikmet
Tam bağımsız Türkiye
Özgürlük
İnsan hakları diye yayınlar yapıp,
Sosyal medyayı sonuna kadar kullanmıyorlar mı ?
.
Hem de,
Dünkü ABD organizasyonunun figüranları olduğu halde,
Kimseleri beğenmezler mi ?
.
İşte,
Bu türlerin çocuklarının geleceği adına,
Acı acı gülesim geliyor...