Leyla Emeç Tavşanoğlu

Leyla Emeç Tavşanoğlu

Anlayana sivrisinek saz…

31 Mart yerel seçimleri kavga, gürültü, mızıkçılıklar yaşanarak sonunda geride kaldı. Şimdi iktidar koalisyonu, başta İstanbul olmak üzere bütün büyük şehirleri kaybetmenin telaşında ne yapacağını şaşırmış. Mızıkçılık gırla gidiyor. Neymiş? Ana muhalefet CHP oy hırsızlığı yapmış. İyi de hazretler onlarca yıldır bu ülkeyi siz yönetiyorsunuz. Tam oylar sayılırken gecenin birinde elektrikleri kesen, trafoya “kedi sokan” babam mıydı? Ya da 24 Haziran seçimlerinde daha oy sayımı bitmeden sokaklara dökülüp zafer naraları attıktan sonra “baskın basanındır” anlayışıyla kendi kendini galip ilan etmek ne oluyordu?

Neyse, geçelim... Hiç kuşkusuz geçmiş seçimlerde yaşanan arızaların, demokrasi dışı davranışların, siyasi terbiyesizliklerin cesaret bulmasında muhalefetin yaptığı yanlışlar da küçümsenemez. 31 Mart seçimleri sonrasında siyaset ustası hukukçu Ertuğrul Mat çok güzel bir yazı yazarak bir anlamda CHP’nin kulağını çekti. Kendisinin izniyle yazıyı sizlerle paylaşmak isterim:

BAK CHP’Lİ ARKADAŞIM

İstanbul’da genç bir adam bir tarih yazdı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı kazanıldı. Genel başkan olduğundan beri ilk defa Kemal Bey’in yüzü güldü. Dönüp geriye bakınız, her seçimden sonra Kemal Bey’in yüzünü hep siz mosmor yaptınız.

Siz hep öfkeliydiniz. Kiminiz komisyon basıp pet şişe savurmayı, komisyon çalışması yapmak sanıyordu. Kiminiz Madımak cinayetini hatırlatma törenleri için Sivas’a koşmayı, kiminiz Cumartesi Anneleri'nin yanında poz vermeyi, LGBT (Lezbiyen, gay, biseksüel, transseksüel) yürüyüşlerinde boy göstermeyi, kiminiz soğan, domatesle basın toplantısı yapmayı, kiminiz Meclis kürsülerinden poster açmayı, kiminiz de Meclis bahçesinde canlı hayvan gezdirmeyi siyaset yapmak sanıyordunuz.

Bununla da yetinmiyor, akla ziyan haberler yayıyordunuz. Gönüllü trolleriniz sizden geri kalmıyor, bilgisayar oyunlarıyla, bir takım inanılır insanları da montajlamak suretiyle yalan haberleri daha geniş kitlelere ulaştırıyordunuz. Neler söylemiyordunuz ki?

Halk Bankası’na 50 milyon dolar ceza verilmiş, ASELSAN İsrail’e, THY ve Varlok Fonu Katarlılar’a, Etibank ve Bor madenleri Almanlar’a satılmış. Tayyip Bey seçimi kaybedeceğini anlayınca harp hali ilan edip seçimi iptal edecekmiş. Sonra kendiniz de bunlara inanıyordunuz. Oysa ki İstanbul surları ne pet şişeyle yıkılır, ne o surların kapıları kuzu melemeleriyle açılır, ne de yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Bir türlü anlamıyordunuz ki yarından umudunu kaybeden insanlar sandığa koşmazlar...

Sandığa koşanlar demokrasiye inanan, oyunun gücünü anlayan insanlardır. O genç adam yok mu, işte o genç adam halka umut verdi. 60 yıl evvel bazı lokantaların kapılarında, ‘Buraya köpekler ve zenciler giremez,’ denilen Amerika’da başkanlığa soyunan Afro-Amerikan kökenli Barack Obama’nın 2008’de yaptığı ve başardığı gibi ‘We can.../Yapabiliriz’ diye yola çıktı ve hedefe ulaştı.

Hani partinizin adayı olarak ilan edildiği an Gürsel Tekin’den Akif Hamzaçebi’ye kadar hepinizin dudak bükerek karşıladığı o genç adam İstanbul’un surlarını gülümseyerek yıktı. Surları yıkıp açılan delikten içeriye süzüldükten sonra da herkesi kucaklayarak, "Seni seviyorum ama Tayyip Bey’e rey vereceğim" diyen yaşlı kadına sarılarak, "Olur anacığım" diye yanağını okşayarak, gittiği her yerde sevgi yaratarak, yılmayarak, uyumadan çalışarak, hiç kimseyi unutmayarak, sandığın başından ayrılmayarak, sandığın namusunu koruyarak kalplerin fethini tamamladı ve bugüne ulaştı.

İsteseniz de istemeseniz de biliniz ki o sadece kazanmadı, yeni siyasetin yol haritasını da hazırladı.

CHP’li arkadaşım, artık siz de kendinize çeki düzen veriniz. Türk siyaseti Willy Brandt* gibi bir politikacı kazanıyor. Siz de bunu görür ve anlarsanız belki CHP de Kuzey Batı Avrupa tipi bir sosyal demokrat partiye dönüşür de Türkiye’de taşlar yerli yerine oturur.”

*Berlin Belediye Başkanı, Batı Alman Sosyal Demokrat Parti ve Sosyalist Enternasyonal Başkanı, Şansölye (Başbakan)

Önceki ve Sonraki Yazılar