Leyla Emeç Tavşanoğlu

Leyla Emeç Tavşanoğlu

Gerçekle düş arasında Ergenekon davası

On bir yıl süren Ergenekon davası böylece bitti. Bütün sanıklar da beraat etti. Davayı açan savcılar, onay veren mahkeme üyelerinin hepsi ya kaçak ya da hapisteler. Eee, devran döndü. Rahmetli Süleyman Demirel’in deyişiyle “Keser döndü sap döndü, gün geldi hesap döndü.”

Bu dava açıldığında ve en hızlı dönemlerinde dilimizde tüy bitti: ”Böyle bir terör ürgütü yok. Bu davayı açmakla hem Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) fena halde yıpratılmak hem de hükümet muhaliflerine fena bir gözdağı verilmek isteniyor.” Ama necip Türk basını, sözüm ona liberal aydınlarımız, Fethullahçılar, alayı kol kola vermiş bizleri neredeyse vatana ihanetle suçluyorlar.

Derken bir İngiliz gazeteci, Gareth Jenkins, çıkıyor, Ergenekon davası iddianamesini satır satır okuduktan sonra Ergenekon’la ilgili bir rapor yazıyor. Raporun başlığı “Gerçekle düş arasında Ergenekon davası”. Gareth Jenkins İstanbul’da yaşıyor. Türkiye’yi çok iyi tanıyor. Türkçe konuşuyor. Randevulaşıyoruz ve 2013’ün bir Ağustos günü evinde bir araya gelip konuşuyoruz. Fikri takip ve tarihe not düşme açısından önemli bir söyleşi olduğunu düşünüyorum. Uzun bir söyleşi olduğu için de sizlere kısaltarak aktarıyorum. Buyurun, okuyun:

“ - Genelkurmay başkanlarından emekli Orgeneral İlker Başbuğ’a verilen ömür boyu hapis cezası var. Başbuğ, Başbakan’ın (Tayyip Erdoğan) kendisi tarafından onaylanan bir kararla Genel Kurmay Başkanlığı’na atanmış ve iki yıl boyunca Başbakan’la birlikte çalışmıştı. Bu süre içinde Başbakan’ın Başbuğ’un bir terör örgütü lideri oluşundan hiçbir şekilde şüphelenmemesi biraz garip bir durum değil mi?

JENKİNS- Bu sorunun sorulması gerekir. Olaya tarafsız bir gözle baktığınız zaman bu cezanın Tayyip Erdoğan’ı ciddi biçimde rahatsız etmiş olması gerekir. Burada iki varsayım var. Birincisi, Erdoğan’ın da Ergenekon üyesi olduğu. İkincisi, Erdoğan öylesine bir akıl tutulmasına uğramış olmalı ki iki yıl boyunca büün devlet sırlarını bir terör örgütü başıyla paylaşmış.

Ergenekon davasına baktığınız zaman bu insanların birileriyle kurdukları temasları temel aldığı görülüyor. Üstelik aralarındaki kimilerinin kötü insanlar olduklarını bildiğimiz halde bu görüşmelerde hiçbir suç delili yok. Dolayısıyla bu dava birilerinin birileriyle temasları ve görüşmelerinden yola çıkılarak açılmışsa bugün Tayyip Erdoğan’ın da hapiste olması gerekirdi. Tabii bu durum kendisi için çok ciddi bir rahatsızlık unsuru olmalıdır. Ama bu sözlerimden sakın Erdoğan’ın terör örgütü üyesi olduğunu düşündüğüm gibi bir anlam çıkarılmasın. Tabii ki böyle bir şeye inanamam. Ben sadece işin mantığından ya da mantıksızlığından ve varsayımlardan söz ettim.

Yani siz Ergenekon denilen bir terör örgütünün varlığını kabul etmiyor musunuz?

JENKİNS- Etmiyorum. Yani mahkemenin tanımladığı gibi bir örgütün varlığını kabul etmiyorum. Ergenekon önceden hazırlanmış bir plandı.

Peki, bu planı kim hazırlamış olabilir?

JENKİNS- Bunu tahmin etmek zor. Dava 2007’nin yazıda Ümraniye’deki bir evde el bombaları bulunması üzerine açıldı. Derken Savcı Zekeriya Öz yine aynı yıl Emniyet Müdürlüğü’ne geçmişteki bütün siyasi ve ırkçı cinayetlerin dosyaları için başvuruda bulundu.

Daha sonra tutuklanan kişilere baktığınızda bunların öbür cinayetlerle uzaktan yakından ilişkilerini gösterecek en küçük bir delil bile olmadığını görüyorsunuz. Demek ki Zekeriya Öz çok önceden kafasında böyle bir örgütün varlığını tasarlamıştı.

İyi de Zekeriya Öz bu işi tek başına yapmış olabilir mi?

JENKİNS- Olamaz. Benim şüphem, Zekeriya Öz böyle bir örgüt olduğunu düşünen ya da böyle bir örgüt olduğu izlenimini kamuoyuna vermek isteyen bir grup insandan birisidir. Aslında Türk milleti kendisine söylenenlere inanır. Ben akılsızlar demiyorum. Sakın yanlış anlamayın. Ama insanlara güveniyorlar. Kendilerine söylenenlere inanırlar. Bunlar da bu milletin bu söylenenlere inanma eğilimlerine güvendiler.

Üç yıl kadar önce yaptığımız ilk söyleşide Gülen cemaatinin bErgenekon, Balyoz ve askeri casusluk davalarının tetikçisi olduğunu söylemiştiniz. Hala aynı kanıda mısınız?

JENKİNS- Bu konuda kafamda hiç kuşku yok. Kimi insanlar Fethullah Gülen cemaatini hizmetleri için destekliyor. Sanıyorum bu insanların bir çoğu Ergenekon davasında olan bitenlerden habersiz. Bir çoğu bu davanın doğru verilere dayandığına inanıyor.

Ama medyada da boy gösteren cemaat içinde küçük bir grup bu davalarda çok önemli roller oynadılar. Örneğin, iddianameyi okurken bunun içinde yer alan iddialarla cemaat yayın organları Zaman, Today’s Zaman gazetelerinde çıkan haberlerdeki iddiaların birebir örtüştüğünü görmek beni şoke etmişti. Ergenekon’la ilgili raporumu yayımladığımda da bana saldıranlar bu Gülen medyasının şahsiyetleriydi. “

Sonunda dava bitti. Takke düştü, kel göründü ya da ak koyun kara koyun ortaya çıktı! Bakalım arkası nasıl gelecek bu işin?

Önceki ve Sonraki Yazılar