Leyla Emeç Tavşanoğlu

Leyla Emeç Tavşanoğlu

SAYIN PROVOKATÖR İŞBAŞINDA

Geçtiğimiz hafta dünya siyaset gündemi bir suikast haberiyle sarsıldı.

İran’ın nükleer programını yöneten tanınmış bilim insanı Muhsin Fahrizade korumalarıyla birlikte pusuya düşürülüp öldürülmüştü.

Suikast bu yıl ocak ayında İran Devrim Muhafızları’nın Kudüs Birliği’nin efsanevi komutanı Kasım Süleymani’nin benzer bir biçimde pusuya düşürülerek öldürülmesi, ardından temmuz ayında da İran’ın bir nükleer araştırma biriminin havaya uçurulması olaylarının ardından ülkeye indirilen üçüncü darbeydi. Ancak görünen o ki İran bu üç saldırı karşısında da şimdilik temkinli davranmayı tercih ediyor ve beklemeye geçiyordu.
The Indian Express isimli gazetenin haber-analizine göre Fahrizade’ye yapılan suikast açık seçik  İsrail istihbarat servisi Mossad’ın işiydi.

İsrail her ne kadar tarihsel olarak Arap alemini düşman bellese de burnunun dibindeki dev İran onun esas can düşmanıydı. Özellikle İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’ya göre İran’ın nükleer programı derhal yok edilmeli, Tahran’daki mollalar yönetimine unutamayacağı darbeler indirilmeliydi.
Ancak burada iş gelip Washington’da 20 Ocak’ta iş başına gelecek yeni yönetimin tercihlerine dayanıyordu.

Çünkü ABD’de Başkanlık seçimlerini kaybeden Trump 2015’te İran’la alt yapısı hazırlanan bir nükleer anlaşmayı veto etmişti. Ancak seçimleri kazanan Demokrat Joe Biden ve ekibinin Orta Doğu programının birinci sırasında İran’labir nükleer anlaşmaya varmak bulunuyordu.
Biden ve Dışişleri Bakanlığı’na atanan Antony Blinken’in öncelikleri buydu. Şimdi mesele bundan sonra ne olacağı.

Fahrizade suikastının ardından İran harekete geçip bunun öcünü almaya kalkar mı? Öç alma girişiminde neler yaşanır? Sorulan bir başka soru gider ayak,  Trump’ın Netanyahu’yla yakın dostluğu olduğu bilinen damadı Jared Kushner’in de bu suikast girişiminde parmağının olup olmadığı.
Görünen o ki Trump başkanlığı bırakmadan önce son bir hamle yaparak Beyaz Saray’ın yeni sahibi Joe Biden’ın kucağına Fahrizade suikastı adıyla saatli bir bomba bırakıverdi.
Öte yandan gerek Washington gerekse de Tahran’da hem şahin hem de güvercin sesler yükseliyor. Tahran’dan gelen haberlere göre sertlik yanlısı mollalar Dini Lider Ayetullah Ali Hamaney’in katı bir tutum izlemesi, gerekirse askeri seçeneğe baş vurmasında ısrarlılar. Ancak temkinli olmak ve 20 Ocak 2021 sonrası gelişmeleri izlemek gerektiğini söyleyenlerin sesleri daha yüksek çıkıyor.

Anlaşılan o ki İran şu dönemde, kendisini bilinmeyen bir maceraya sürükleyecek askeri bir seçenekten yana değil Ne de olsa İran’ın tarihsel bir devlet yönetimi geleneği bulunuyor.
Öte yandan son suikast ve İran’ın nükleer programıyla ilgili bir değerlendirme Obama öncesinde Başkan olan George W. Bush’un Dışişleri Müsteşarı ve 2005-2008 arası İran’la nükleer program arabuluculuğu yapan Nicholas Burns’den geldi.  Burns, “Askeri güç kullanma seçeneğini göz ardı etmemekle birlikte İran’ın nükleer programını bu şekilde sonlandıramayacağımızın da bilincindeyiz. Hedefimiz İran’ın nükleer programından gelecek uzun yıllar boyunca vaz geçmesini sağlamak.

Bunun için Ortadoğu’da çok geniş çaplı bir savaşa dönüşebilecek askeri seçenepe baş vurmak yerine diplomatik kanallardan bu işin halli yoluna gidilmelidir.”

Şimdi trilyon dolar değerindeki soru şu:
20 Ocak öncesi İran yeni bir suikast olayının ya da bir bombalı saldırının hedefi olur mu? Olursa hala temkinli davranmaya devam eder mi yoksa kaba kuvvete mi baş vurur?

Kaba kuvvete baş vurursa İsrail ve Washington’daki şahinlerin ekmeklerine yağ süreceğinin Tahran farkında değil mi?
Şunu da sormakta yarar var tabii. 20 Ocak 2021’e kadarki bir buçuk aylık süre içinde Trump Yönetimi bir çılgınlık yapıp İran’da yeni bir olayın alt yapısını hazırlar da kıyamet koparsa Ankara nasıl bir tutum izler?

Hadi koçum sana da burada iş düştü, telkinlerine uyup İran’da kendini maceraya atar mı yoksa serinkanlılıkla kenarda durup gelişmeleri izlemekle mi yetinir?

Hadi daha da ağırını sorayım.

Ya Ankara İran’da askeri bir maceranın içine çekilmeye çalışılırsa sonucu ne olur?

Önceki ve Sonraki Yazılar