Mustafa Balbay
57. ALAYIN GÖLGESİNDE ADALET KURULTAYI
Sabah saat 06.00'da Kocadere mevkiinde 57. Alay'ın anısına düzenlenmiş yürüyüş güzergahının başındaydık. Hava usul usul aydınlanıyordu, güneş doğmak üzereydi.
Çamların arasında, inişli çıkışlı, patikadan hallice kıvrımlı güzergahta ilerlerken Çanakkale ruhu içimizdeydi, nefesimizdeydi...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Adalet Kurultayı'na katılanların eşliğinde Adalet Yürüyüşü'nün getirdiği alışkanlıkla inişte çıkışta temposunu hiç değiştirmeden ilerliyordu.
Sevdiğiniz bir yiyeceğin tadını ve kokusunu sözcüklerle bir yere kadar tarif edebilirsiniz. Tatmak gerekir. Çanakkale de öyle. Her santimi kan kokan, kahramanlık kokan, anı kokan Gelibolu yarımadasının en anlamlı yerlerinden biri 57. Alay'ın yürüyüş güzergahı. Sadece bu alayın öyküsü bile bu topraklarda devlet kurmanın ne kadar büyük zorluklarla, ne kadar saygı duyulası bir kararlılıkla gerçekleştirildiğini göstermeye yeter.
18 Mart 1915'te Çanakkale Deniz Savaşları'nın zaferle sonuçlanmasının ardından İngilizler pes etmedi. Karadan Gelibolu yarımadasına çıkıp Çanakkale boğazını kontrol etmeyi, buradan İstanbul'a yürümeyi hedeflediler. 25 Nisan 1915'te çıkartmayı yaptılar. Çok büyük güç üstünlükleri vardı. Onlara göre zafer kesindi. O sırada geride yedek kuvvetlerin komutanı olan Mustafa Kemal, telaşla geri dönmekte olan askerleri görünce durdurur. Sorar:
-Neden kaçıyorsunuz?
"Düşman komutanım" derler. Mustafa Kemal, "düşmandan kaçılmaz" der. Askerler, "mermimiz bitti" karşılığını verir.
Mustafa Kemal bunun üzerine şu emri verir:
-Mermi bittiyse süngü tak, yat...
O sırada ilerlemekte olan ANZAK askerleri büyük bir güçle karşılaştığını düşünür, durur.
Mustafa Kemal yıllar sonra gazeteci Ruşen Eşref Ünaydın'a bu anısını aktarırken şöyle bağlar:
-Kazandığımız an, o andır.
***
Adalet Kurultayı işte bu topraklarda yapılıyor. 15 Haziran - 9 Temmuz 2017 tarihleri arasında gerçekleştirilen Adalet Yürüyüşü'nün sonrasında herkesin kafasında şu soru vardı:
"Bunun devamında ne gelecek?"
Sonunda değil, yürüyüşün ortasında bu soru yükselmeye başlamıştı.
Çanakkale, bu beklentiye karşılık veren güzel bir buluşma oldu. Düzenlemede emeği olan Çanakkale Milletvekilimiz Muharrem Erkek'in annesinin 25 Ağustos günü yaşamını yitirmesi içimizi burktu. Erkek'e başsağlığı diliyoruz.
Adalet Kurultayı'nın konuşmacıları çoğunlukla ayak bastığımız toprakların anlam ve önemine değindiler. Adalet Kurultayı'nın amacını ve hedefini Çanakkale ruhu ile özetlemek gerekirse şunu söyleyebiliriz:
Bu vatan kan ve irfanla kuruldu, kin ve intikamla yıkılmasına izin vermeyeceğiz.
Ayın anda, bir ana panel ve sekiz çalıştay toplantısının yapıldığı bir ortamdayız. Katılım genel beklentinin üzerinde. İlk gün 20 bin kişilik karavana hazırlanmıştı, yemek kuyruklarına 25 bin kişi girdi.
Uzun soluklu toplantılarda genel başkan konuşmasını bitirdikten sonra genellikle sandalyeler boşalır. Burada öyle olmadı. Gelenler sonuna kadar yerlerinden ayrılmadılar.
Şimdi de şu soru başladı:
-Çanakkale'den sonra ne olacak?
***
Dün sabah yaptığımız "57. Alay'a vefa güzergahı" yürüyüşünün gün boyu etkisindeydik.
Mustafa Kemal'in Çanakkale'de elde ettiği büyük başarı sonunda İngilizler çok zor yaptıkları bir şeyi kabul ettiler, "yenildik" dediler.
Ancak yine de pes etmediler.
Çanakkale'yi geçememişlerdi, bunun sonucunda da İstanbul'a girememişlerdi.
Ama yine de pes etmemişlerdi.
Birinci Dünya Savaşı'nın galip devleti olarak Osmanlı'ya Mondros Mütarekesi'ni imzalatıp sözcüğün tek anlamıyla diz çöktürdüler. Ordu dağıtılmış, silahlar toplatılmış, İstanbul işgal kuvvetlerinin kontrolüne bırakılmıştı.
Mustafa Kemal Atatürk savaşın sonunda İstanbul'a gelip Pera'nın önünde otururken yaveri Cevat Abbas boğazda demirleyen İngiliz savaş gemilerini gösterince şöyle der:
-Geldikleri gibi giderler!
Buna Atatürk dışında çok az kişi inanıyordu.
Atatürk, 1918 sonundan itibaren İstanbul'da yaptığı altı aylık hazırlıktan sonra Samsun'a çıktı. Anadolu'da "Anafartalar kahramanı" diye ünlenen Mustafa Kemal bu başarısıyla topluma verdiği güvenin üstüne Kurtuluş Savaşı'nı başardı.
Bugün de Türkiye'nin içinde bulunduğu karanlıktan çıkamayacağı duygusu ciddi bir karamsarlık yaratıyor.
Bu karamsarlık içindeki insanların Çanakkale'yi bir kez daha okuması, özümsemesi gerekiyor.
CHP "kurultaylar partisi" diye de bilinir.
Daha çok kurultaylar partisi olacağız. Ama bu, okların içe dönük olduğu olağanüstü yarışlardan çok Türkiye'nin temel sorunlarının konuşulduğu kurultaylar olacak.