Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Çin’de 5 kat avukat mı? 5 kat mühendis mi?

Her ne kadar ve her nedense İstanbul’da Suudi Arabistan Konsolosluk binasında diplomasi tarihine geçen hunharca bir Suudi devlet cinayeti işlenmiş ve dünya bununla çalkalanıyorsa;

Her ne kadar Atatürk’ün açık iradesi ve vasiyetnamesi anayasa, yasalar ve temel hukuk kurallarına rağmen tartışılır hale getirilmek isteniyorsa;

Her ne kadar “belediye “ , belediye meclis üyelikleri ve muhtarlık koltukları her sıkıntının önüne geçmiş gibi görünüyorsa da;

Her ne kadar “ittifak” çatladı mı, patladı mı, karmaşası içinde günlük, hatta saatlik gündem kaosumuz devam ediyorsa da;

Biz bu kaos atmosferinden biraz uzaklaşalım ve Şanghay izlenimleri anlatımlarına ısrarla devam edelim:

***

Günlük ulaşım ilk hattı 1993 yılında açılışı yapılmış, henüz daha çok yeni ama her biri 35-40 km uzunluğundaki 14 hat şeklinde yapılmış dünyanın en uzun metro sistemi ile yeraltından yapıldığı ve maalesef zamanımız olmadığı için göremediğimiz günlük 6-7 milyon kişinin kullandığı ana toplu ulaşım sistemi için eleştiri getiremedik.

Aynı şekilde şehir suyu ve hava kirliliği ile ilgili de bir şey bilmiyorduk.

Gerçi Şanghay’da hava kirliliği probleminin azımsanmayacak boyutta olduğunu duymuştum.

Bizden gık çıkmayınca Belediye Dış İlişkiler Sorumlusu Prof. Dr. Zhu Weimin imdadımıza yetişti.

“Var, bizim de problemlerimiz var” dedi,

“Trafik sorunumuz büyük !”

Evet, rehberimiz hafta içinde tek-çift plaka uygulaması olduğunu anlatmıştı.

Doğrusu her ne kadar caddeleri ve sokakları genellikle geniş ve planlı yapılmış ise de gerçekten 25 milyon nüfuslu hiper dinamik Şangay’da caddelerde trafik biraz sıkışıktı.

Tek çift plaka uygulamasına rağmen!

Belli ki Mr Zhu bizim 17 milyonluk İstanbul’da hiç trafiğe çıkmamış. Yoksa o cümleyi yine de kurar mıydı bilmiyorum.

Belediye sorunları gündemi doldurmayınca konu da Belediye’yi aştı elbette.

Çin’de olan ne olduysa 1990’dan sonra olmuş.

Tabii ki Mao Tse Tung liderliğindeki büyük Çin Devrimi ve 1978 - 1992 yıllarındaki reformcu Çin lideri Deng Xiaoipng ‘in büyük reform hareketi ( önümüzdeki günlerde KEDİ ‘nin RENGİ adlı makalemde ayrıntılı anlatacağım) Çin’deki büyük ekonomik ve sosyal değişimin esas temellerini oluşturmuştu.

1990’lardan sonra üretim, üretim, daha fazla üretime dayanan ekonomisi her yıl büyüme rekorları kırdı.

Başka şekilde zaten dünya nüfusunun neredeyse ¼ olan Çin insanını doyurmak bile mümkün olamazdı.

Büyük atılımlar baş döndürücü ve göz kamaştırıcı şekil ve hıza kavuşmuş.

Ve Çin 1 milyar 500 milyon nüfusuyla dünyanın 2. Büyük ekonomik gücü oldu.

***

“Bu nasıl oldu ?” diye sorulunca Eyalet /Belediye Dışişleri yetkilisi hiç eksilmeyen o gülümsemesini bırakmadan dedi ki:

“Bakın, Amerika’daki veya sizdeki en zeki, en çalışkan çocuklar hukuk fakültelerine gidiyor.

Bizde ise ağırlıklı olarak mühendislik okuyorlar.

Bizde sizdekinden 5 kat fazla öğrenci mühendislik fakültelerine gidiyor.

Gereğinden fazla hukuk okuyan öğrencimiz yok!”

Delegasyonumuzda iki hukukçu vardı.

Bir avukat olarak ben de alınmadım değil.

Ama adam haklıydı.

Üstüne “Kaç Budist rahip yetiştiriyorsunuz?” diye sorardım ama resmi bir delegasyonduk soramadım.

Yani, Çin’in devasa ekonomik gelişmesinin temeli pozitif bilimsel eğitimdi.

Aklıma Köy Enstitüleri, İmam Hatip’e çevrilen fen ve Anadolu Liseleri geldi.

İçim bir kez daha yandı.

Darısı bizim başımıza diyeceğim, ama şimdilik durum pek umutlu görünmüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar