Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Ulusal çıkarlar çerez olursa…

Birlik ve beraberliğini kaybeden ve cehaletin içine saplanmış kalmış toplumların başına neler geliyor en son geçenlerde  Filistin’de, Gazze’de gördük.


Yüzlerce (408 ) milyon ve iki düzüne kadar devleti bulunan “Müslüman Arap” dünyasının ortasında kalmış 6 milyon nüfuslu İsrail cehalet ve sefalet içindeki Arap dünyasını evirip, çevirip dövüyor.


Hatta birbirine dövdürüyor!

✶✶✶

Aslında “Arap Müslüman” ülkelerin hemen tümü çok küçük mutlu ama aşırı zengin diktatörlüklerce yönetiliyor ve kasten cehalet ve sefalet içinde tutuluyor.


“Müslüman Arap” dünyasının egemen zenginleri ve siyasilerinin neredeyse tamamı satılmış işbirlikçilerden oluşuyor.


Cehalet, sefalet ve din sömürüsü tek gıdaları.


Bizzat İsrail nüfusunun yüzde 21’i de Müslüman Arap olmasına rağmen, onların da eğitimi İslam ve Arapça ağırlıklı yürütülüyor.

✶✶✶

Sonuç ortada.


Amerika destekli 5 milyon Musevi, 407 milyon Müslüman Arabı tekme tokat hizada tutuyor.


Bunu da en çok Müslüman Arap devlet ve toplumları birbirine kırdırarak başarıyor.

✶✶✶

İçerde ulusal menfaatleri iç politikaya çerez yapmanın sonuçlarını görmek için Müslüman Arap dünyasına bakmak yeterli.


Bundan dolayı, siyasi kutuplaşmaktan vazgeçip, ulusal ve toplumsal çıkarları öne koymak şart.


Ama önce birbirine hakaret eden siyasetçilerin kendine gelmesi gerek.

✶✶✶

Hakaretler yapmadan siyaset yapmayı öğrenmez ve uygulamazsak bizim başımıza neler gelir, bir düşünün.


Yabancıya bile gerek kalmaz.


Bizim kendi şiddet ve celalimiz kendimizi yaralamaya, hatta daha kötüsüne yetmez mi?


Maalesef yeter de, artar bile.

✶✶✶

Özellikle iktidarı ve tüm medyayı elinde tutan iktidarın buna dikkat etmesi gerekir.


CHP “pislik” miş, “çöplük”müş (!)


Atatürk ve İsmet İnönü “ayyaş”mış (!)


Kendisine biat edenler hariç herkes “gayri-milli”, hatta hain  imiş (!)


Bu hakaretleri, yapan şahıslar önce CHP seçmeninden, sonra da CHP ve nihayetinde tüm yurttaşlardan derhal özür dilemelidir.


Gerçi buna yapacaklarını sanmıyorum.


O vakit zaten milletimiz 24 Haziran, olmadı 8 Temmuz’da gerekli cevabı verecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar