Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Varlık-yokluk-darlık vakası

Bilindiği üzere Türkiye’nin çok önemli hareketli varlıkları 2016’da TVF’na devredilmişti.

İki yıldan beri pek önemli kararlar alınmadı ve yapılmadı.

Kamunun bazı “varlıkları” bu fona devredildi.

Başka da pek iş yapılmadı.

Ama maaşlar alındı tabi…

Maaşların bir bölümü jöleye harcandı görüntüye göre.

Hem vardı, hem yoktu gibi yani.

Şimdi durum değişti.

Hem artık gerekli yeni siyasal ve hukuki düzen kuruldu ve hem de iş başa düştü.

Artık dosya şef dosyası haline gelmek zorundaydı.

Zira yaşanan derin ekonomik kriz acil ve hızlı kararlar gereksinimine yol açmıştı.

Kriz yeni kamusal kaynaklarla bertaraf edilmeye çalışılacak besbelli.

Satıp, kiralayıp, rehin edip günü kurtarmak mümkün olacak mı göreceğiz.

Yani zamanı gelince operasyona kadar standby bekletildi yapı.

Hareket olmadığı için de şimdiye kadar gündeme pek gelmedi.

Ama kriz kapıdan, pencereden, bacadan içeri doluşunca acil önlemler gerekiyordu.

Anlayacağınız, su yavaş yavaş ısıtılmış ve tenceredeki kurbağanın kasları ılışan ve sıcaklaşan suda iyice gevşemiş, su kaynamaya başlayınca artık zıplayamaz hale gelen kurbağaya sadece vıraklamak kalırmış.

Durum aynen buna benzemiyor mu?

Anayasa, yasa, hukuk vs.

Var mı bir kararnameden büyüğü?

Netekim bir kararname ile milli kaynaklar üzerinde hiç bir denetim ve kontrol olmadan tasarruf mümkün artık.

Ama nereye kadar?

Türkiye Varlık Fonu milli kamu kaynaklarını içeriyor ve ucu açık.

Bir kararnameyle şu dağı, ormanı, koyu vs. satıyorum diyebilir bir kişi.

Bitince yenilerini ekleyebilir.

Neler yok ki yaklaşık 60 milyar dolarlık, pardon dolar yasak ya, yaklaşık 360 milyar TL’lik mal varlığında bu kamusal anonim şirketin portföyünde!

Ziraat Bankası bütünüyle, Halk Bankası’nın çoğunluk hisseleri, TCDD, Türkiye Denizcilik İşletmeleri, BOTAŞ, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, Eti Maden İşletmeleri, TÜRKSAT, Borsa İstanbul, Milli Piyango, PTT, Türk Telekom altın hisseleri, THY yüzde 49 hissesi, Kayseri Şeker Fabrikaları…

Ayrıca Antalya, Aydın Muğla İzmir kıyı şeridi ve ormanlık alanlar olmak üzere turizm açısından önemli 2 milyon metrekare civarındaki kupon, yani değerli kamu arazisi ve taşınmazları Türkiye Varlık Fonu’na devir ve tescil edildi.

Herhangi unutulan mal kaldıysa veya gerekli görüldüğü takdirde bir kararname ile kamu malı Varlık Fonu’na geçecek, oradan da ihalesiz, denetimsiz, istenilen bedel ve koşullarla istenilen müşterilere kiralanabilecek, tahsis edilebilecek ve hatta satılabilecek.

Çok merak ediyorum; Kıbrıs ve Kuzey Kıbrıs açıklarındaki doğalgaz rezervleri de bu planda mı “halledilecek”.

Varlık mı, yokluk mu, darlık mı?

Hep beraber görüp yaşayacağız ve tüm faturayı hepimiz ödeyeceğiz.

Hak etmedik mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar