Ömer Adıgüzel

Ömer Adıgüzel

Bir Cumhuriyet çınarı: Ankara Üniversitesi

Ankara’da pek çok Cumhuriyet değerinin yok olduğu, yok olmaya yüz tuttuğu ya da zedelendiği bir zeminde Cumhuriyet’in ilk üniversitesi olma sorumluluğunu üzerinde taşıyan bir üniversite var. Bu üniversite kuruluşundan bugüne kadar bir Cumhuriyet değeri olan Ankara Üniversitesi’dir. Ankara Üniversitesi oluşturduğu akademik gelenek, ritüelleri ve bir bilim çınarı olması açısından önemlidir.

Bu çınarı önemli ve değerli kılan nedir?
İlk önemli özelliği, temeli Mustafa Kemal Atatürk tarafından atılan üniversitenin adının da bizzat Atatürk tarafından verilmesidir.

Ankara Üniversitesi’nin diğer önemli özelliği,Cumhuriyet’in ilk yönetim, hukuk, sağlık, tarım, dil ve kültür gibi uzmanlarını yetiştirme görevini üstlenmesidir. Böylece Ankara Üniversitesi Cumhuriyet’in “fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür nesiller yetiştirme” misyonuyla bütünleşmiştir.

Üniversite, bir başka Cumhuriyet değeri olan başkent Ankara’nın kalkınmasına katkıda bulunduğu ve adını taşıdığı için de ayrı bir öneme sahiptir.

Tarihçesinde yer alan şu tümceler üniversitenin günümüzdeki önemini ve değerini bir kez daha vurgular: “...Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması, salt bir yönetim biçimini değiştirmenin çok ötesinde, çağdaş bilime, çağdaş demokratik değerlere ve kurumlara dayalı büyük bir toplumsal dönüşüm sistemi olduğu gibi; Ankara Üniversitesi’nin açılışı da bilinen üniversite amaçlarının yanında, özel bir misyonun somutlaşmasını ifade eder. Ankara Üniversitesi, Atatürk ilke ve inkılaplarının dayanaklarını oluşturmak, bu ilke ve inkılapları yurt genelinde yaymak, kökleştirmek ve çağdaşlığın, bilimin ve aydınlığın ifadesi olan bu değerlerin yılmaz savunuculuğunu yapmaktır.”

Ankara Üniversitesi kurulduğu günden beri ışığı ve enerjisiyle çevresini aydınlatmayı amaçlar. Söz konusu amaç, sembolü olan Güneş Kursu (Hatti Güneşi) ile de örtüşür. Hitit uygarlığına ait olan Güneş Kursu’nu oluşturan yuvarlak, dünyayı ve güneşi temsil eder. Bu, üniversitenin bilimsel alandaki gelişiminin Türkiye’den dünyaya olan uzantısını simgeler. Üzerinde yer alan çıkıntılar ise doğanın çoğalmasını, üremeyi ve doğadaki hürriyeti anlatır. Tıpkı bilimsel ve sanatsal tüm çalışmaların üniversiteden doğarak çoğalması ve yayılması gibi... Güneş Kursu aynı zamanda yeniden doğuş ve bereket anlamıyla Ankara’yı ve Anadolu’yu çağrıştırır.

Geçtiğimiz günlerde 72. yılını kutlayan Ankara Üniversitesi’nin resmi kuruluşu 1946’dır. Pek çok fakültesinin kuruluş tarihi Cumhuriyet’in ilk kurumları olarak üniversitenin kuruluşundan daha eskiye dayanmaktadır. Bu nedenle bir çınar gibi uzun ömürlü ve Türkiye’nin en köklü üniversitelerindendir. “Ankara Üniversiteli olmak” aynı zamanda Cumhuriyet çınarının bir dalı, kökü ya da yaprağı olarak Cumhuriyetin bir parçası olmaktır.

“Bir zamanlar Ankara Üniversitesi Cumhuriyet değerlerinin en önemli kurumlarından biriydi.” tümcesini kurmamak için Ankara Üniversitesi’ne önyargılarla, zamana göre değişen anlayışlarla, kalıplaşmış düşüncelerle ve sığ ideolojilerin at gözlük-
leri ile bakmadan ona sahip çıkmak gerekir. Çünkü Ankara Üniversitesi bir Cumhuriyet çınarıdır ve çınarlar ölümsüzdür.

Önceki ve Sonraki Yazılar