Ömer Adıgüzel

Ömer Adıgüzel

Dünya Tiyatro Günü

​Uluslararası Tiyatrolar Birliği tarafından 1961 yılından beri kutlanan 27 Mart 2021 Dünya Tiyatro Günü uluslararası bildirisi İngiliz tiyatro, sinema ve televizyon oyuncusu Helen Mirren tarafından yazıldı. Eylül Deniz Doğanay’ın Türkçe’ye çevirdiği bildiride ölümcül salgın dönemindeki koşulların yeni yaratıcı ürünlerin ortaya çıkmasını sağlayacağı belirtilirken sanatçıların yaratıcılıklarına hiçbir şeyin engel olamayacağını, onların yaratma güdüsünün bastırılamayacağını ve tüm bu süreçte yaşananların yeni ürünlere dönüşeceği vurgulanıyor:
​“…Geride bıraktığımız dönem canlı performans dünyası için çok zor geçti; birçok sanatçı, teknisyen ve zanaatkâr zaten belirsizliklerle dolu bu meslekte hayatlarını güçlükle idame ettirebildiler.
​Belki de sektörün içinde barındırdığı bu daimi belirsizlik, onları pandemi sürecini daha akılcı ve cesur bir biçimde atlatmaya hazırlamıştı.
​Hayal güçlerini günün koşullarına uydurarak, tabii ki büyük ölçüde internet sayesinde, yenilikçi, keyifli ve dinamik etkileşim yolları buldular bile.
​İnsanlar dünya üzerinde var oldukları günden beri birbirlerine hikâyeler anlattılar. Ve güzelim tiyatro kültürü biz insanlar burada olduğumuz sürece yaşamaya devam edecek.
​Yazarların, tasarımcıların, dansçıların, ses sanatçılarının, oyuncuların, müzisyenlerin, yönetmenlerin yaratma güdüsü asla bastırılamayacak ve çok yakın bir gelecekte yeni bir enerjiyle, hepimizin paylaştığı bu dünyaya dair yeni bir anlayışla yine meyvelerini verecek.
​Sabırsızlanıyorum!”
​2021 yılı Ulusal Bildiri ise son yılların en yoğun politik baskılarını yaşayan oyunculardan Müjdat Gezen ve Metin Akpınar tarafından yazıldı. Ulusal bildiri Türkiye’de tiyatro insanlarının yaşadığı koşullar göz önünde bulundurularak uluslararası bildiriye de bir tür yanıt niteliği taşıyor. Müjdat Gezen ve Metin Akpınar bildirilerinde salgın dönemindeki koşullardan daha çok sanatı, tiyatroyu algılayan, tiyatroya ihtiyaç duyan insanların varlığının önemini hatırlatıyorlar. Onlara göre sadece üreme ve beslenme açlıklarını gidermek insan olmak için yeterli değildir. Bu açlıklardan başka açlıklar duyarak, onları üretip tüketerek mutlu olanlara insan denilebilir. Gezen ve Akpınar’a göre tiyatro ancak bu tür insanların varlığı ile yaşayabilir:
​ “…27 Mart Dünya Tiyatro Günü sanat emekçilerine, sanatseverlere kutlu olsun. Dionysos şenlikleriyle başlayıp gelişen tiyatro, asırlardır varlığını sürdürüyor. Merkezinde insan olan bu sanat, insan var olduğu sürece yaşayacak.
​Edebiyatın en içten bölümlerinden biri olan Tiyatro Edebiyatı’nda, oyun yazarlarına çok gereksinim var. Onlarsız olmaz. Tıpkı seyirci olmadan tiyatro olmayacağı gibi…
​Oyuncu – Seyirci – Oyun Yazarı.
​Biz bize benzeyen insanlarla üç yüz elli bin yıldır yeryüzündeyiz. Ancak insanı insan yapan, Bilimdir, Sanattır, Tiyatrodur.
​Ana malzemesi insan olan bu meslekte, iyi insandan iyi yazar, iyi yönetmen, iyi oyuncu çıkartmak daha kolaydır.
​Biz değerler sıralamasında, genelde sanatı en üst sıraya koyarız. Özelde tiyatroyu, sanata en yakın düzeyde düşünüyoruz. Çağımızda; üreme içgüdüsü, beslenme içgüdüsü tatmin olduğunda mutlu olanlara başka popülasyonlara verilen adı veriyoruz. Ancak üreme, beslenme açlıklarından başka açlıklar duyanlara, onları üretip onları tükettiğinde mutlu olanlara insan diyoruz.
​Bilgi iletişim çağı ne kadar gelişirse gelişsin, algoritmalar, yapay zekâlar nereye ulaşırsa ulaşsın, Tiyatro insanla yapılır, insanca yapılır, insanlar için yapılır…
​TİYATRO İNSANLIĞIN VAZGEÇİLMEZİDİR.
​İNSANSIZ TİYATRO, TİYATROSUZ İNSAN OLMAZ.”
​‘Ve güzelim tiyatro kültürü biz insanlar burada olduğumuz sürece yaşamaya devam edecek’…”
​Dünya Tiyatro Günü Kutlu Olsun!

Önceki ve Sonraki Yazılar