Ömer Adıgüzel

Ömer Adıgüzel

EĞİTİM ÇALIŞTAYI MI?

CHP gibi köklü bir partinin 18 Ocak 2020 tarihinde yaptığı eğitim çalıştayının hangi konular üzerinde durduğu ve önerilerin sunulduğu elbette merak edilir. Ben de merak ettim ve bildirgeye ulaştım. İktidara aday bir partinin yaptığı eğitim çalıştayının geleceğe yönelik ne tür eğitim stratejileri geliştirdiği ve ne tür eylem planları önerdiğini öğrenmek için bildirgeyi birkaç kez okudum.

Çalıştay bildirgesinde çalıştaya 116 kişinin katıldığı bunlardan 18’nin öğretim görevlisi, 29’unun öğretmen, 4’ünün gazeteci, 11’inin sendika temsilcisi, 18’nin dernek temsilcisi, 3’nün de okul aile birliği temsilcisi olduğu, lise ve üniversite temsilcileri ve eğitime gönül vermiş diğer katılımcılardan oluştuğu belirtiliyor.  Ayrıca çalışma gruplarının altı başlıktan oluşturulduğu belirtiliyor:

  1. Eğitim Hakkı ve Eğitime Erişim Sorunları
  2. Laik ve Bilimsel Eğitim
  3. Eğitimde Ticarileştirme ve Kamusal Eğitim
  4. Öğretmen Yetiştirme Politikaları ve Öğretmen Sorunları
  5. Eğitimde Teknoloji Kullanımında Yeni Yaklaşımlar ve Mevcut Sorunlar
  6. Yükseköğretim Politikaları ve Sorunları

Öncelikle katılımcıların emeklerine ve düşüncelerine de saygı duyarak ortaya çıkan bildirgeye ilişkin önemli eksiklikleri hatırlatmakta yarar var. Eğitim sisteminin sorunlarını belirlemek ve çözüm önerileri geliştirmek için sadece altı başlıkla ve “bir“ günlük eğitim çalıştayının yeterli olmaması gerekir.  

Yaklaşık dört sayfalık eğitim çalıştayı sonuç bildirgesinde bir eğitim sisteminde olmazsa olmaz kavramlara hiç yer verilmediği görülüyor. Sözgelimi bildirgenin içeriğinde tek bir yaratıcılık sözcüğüne veya yaratıcı düşünce, yaratıcı birey gibi önemli kavramlara rastlanmıyor. Sanat ve sanat eğitimi, sanat yoluyla eğitim ‘nde üzerinde durulmadığı çalıştayda umutla oyun, kültür, kültürel eğitim gibi kavramları arıyorsunuz. Aramanız boşa çıkıyor.

Arayışa devam edip eğitimde drama/yaratıcı drama, yöntem, teknik, etkileşim, iletişim becerileri, etkileşimli yöntemler, duyarlılık, eleştirel düşünme, hayal gücü, sosyal duyarlılık, mesleki eğitim, beden eğitimi, boş zaman eğitimi, okul dışı öğrenme ortamları, müze eğitimi, çocuk müzeleri, kültürel etkinlikler gibi kavram ve alanlara yönelik de tek bir sözcük ile karşılaşılmıyor.   

                Bildirgede 3 kez müfredat sözcüğü geçiyor. Müfredat sözcüğünün hiçbir biçimde “eğitim programı” kavramını karşılamadığını, bunun “ders çizelgesi” anlamına geldiğini, taşıdığı bu anlam nedeniyle de genel eğitim programını asla kapsamadığını çalıştay üyelerine tekrar hatırlatmak gerekiyor. Müfredat değiştirmek veya geliştirmekle eğitim programı değiştirmek veya geliştirmek aynı şeyler değil.

Bildirgede bir kez yaşam boyu öğrenme kavramı geçiyor. Ancak bu alana yönelik de yeterli bir öneriye de rastlanmıyor. Çalıştay bildirgesinin mevcut sorunların bir kısmını betimlemekten öte eğitim dünyasına genel bir iki tümcenin dışında yeni bir şey getirmiyor. Eğitim konularına kafa yoran herkesin rahatlıkla sıralayabileceği sorunları betimlemek ve bunlara ilişkin somut önerileri geliştirmek için bu tür bir çalıştayın ne derece etkili olduğu/olacağı tartışılmalıdır.

Özetle eğitim çalıştayının sonuç bildirgesinin geleceğe yönelik eğitim stratejilerini belirleme yönünden çok eksik bir belge olduğu görülüyor.    

Önceki ve Sonraki Yazılar