Övgün A. Ercan

Övgün A. Ercan

Atatürk karşıtlığı

Günümüzde, Cumhuriyetin kuruluş ilkelerine
karşı, karşı savaşım olabildiğince artmıştır.
Osmanlıcılık ise yükseliştedir.
Atatürk’ün bir sözü var; ‘Ben demek Türkiye
demektir, Türkiye demek ise ben demektir’
Dolayısıyla, Cumhuriyet ilkelerine karşı çıkmak
demek, Atatürk’e karşı olmak demektir.
Bunlardan ereklenen, bir din devleti kurmak,
çağdaşlaşmanın önüne set çekmektir.
Yeryüzünde, çağdaşlaşmış bir ülkenin geri gidişine
örnek yoktur.
Bir ülke ne ölçüde din batağına girmişse, bir
ülkede ne çok sayıda tapınan varsa, o ülke toplumu
o denli bağnaz, tutucu, akçal olarak sıkıntılı,
özgürlüklerden yoksun, baskıcı düzenin yasakları
içinde tutsak, yaşamı sıkıntılar içinde sürüklenerek
geçiyor demektir.
Bu gibi ülkelerde ne yılgı biter, ne çatışmalar,
ne kan, ne de iç-dış savaşlar. İnanç savaşları, kardeşin
kardeşi öldürdüğü en vahşi, durmak bilmeyen
acımasız savaşlardır.
Bu tür, geri dönülmez açmazların içine girmemek
için tek tutulacak dal Atatürk’ün yoludur.
Atatürk diyor ki:
“Gün gelir beni unutmak ya da unutturmak isteyen
çabalar belirebilir. Düşüncelerime karşı
duran, bana sövenler de çıkabilir. Ötesi, bunlar
benim yakın bildiğim, ayrıca güvendiklerim arasından
bile olabilir. Ancak ektiğimiz tohumlar o
kadar özlü, ayrıca güçlüdürler ki bu düşünceler
Hint’ten, Mısır’dan döner dolaşır gene gelir, verimli
sonuçları yürekleri doldurur.”
12 Ağustos 1923’te TBMM’yi açış konuşmasından:
“Bugünkü parlak sonuca ulaşmak kolay olmadı.
Başlangıç noktasıyla varış noktası arasındaki
uzaklığın büyüklüğünü ile kullanılan sürenin
azlığını bir düşününüz!”
Bugüne kadar elde ettiğimiz başarılar bize
ancak ilerleme ile uygarlığa doğru bir yol açmış-
tır.
Ancak biz henüz ilerlemiş, uygarlaşmış değiliz.
Biz ile torunlarımıza düşen ödev, bu yol üzerinde
duraksamadan ilerlemektir.
Şurası da unutulmamalıdır ki bu denli özverinin
ürününü elimizden kaçırmamak, kıranlarla,
karayazıların bir daha geri gelmesini önleyecek
önlemler almak, bizim için her günün konusu olmalıdır.
Atatürk Cumhuriyetin Onuncu Yıl Söylevini
verirken:
“Ulusal ülküye, bir bütünlükle yürümekte
olan Türk Ulusu, büyük ulus olduğunu bütün
uygar dünyaya kısa sürede bir kez daha tanıtacaktır.
Hiç kuşkum yoktur ki, Türklüğün unutulmuş
büyük uygar niteliği ile çağdaş yeteneği
bundan sonraki gelişimiyle, geleceğin yüksek uygarlık
çevreninde-ufkundan yeni bir güneş gibi
doğacaktır. Bu söylediklerim gerçekleştiği gün
senden, ayrıca bütün uygar kişilerden dileğim
şudur: BENİ UNUTMAYINIZ. (Ankara, 29 Ekim
1933)
Yüzde kaçımız, görmüş olduğu çarpık eğitim
ya da aldatmacalarla, dinsel saplantılarla Atatürk’ü
unuttu?
Nisan’ın yarısında göreceğiz.
KAYNAK
Gümrü, Ş., 2005. Söz Adamı, Şubat 2005,
1.baskı, s: 264-270-272

Önceki ve Sonraki Yazılar