CHP’Yİ KİM PARÇALAR?

Duayen gazeteci Rahmi Turan’ın, “CHP’ye genel başkan olmak için önemli bir CHP’linin Saray’a gidip Erdoğan ile görüştüğü” iddiası ortalığı karıştırdı.

Şimdi o isim aranıyor.

Bence o ismin kimliği hiç önemli değil. Çünkü AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın ana hedefi CHP’yi parçalamak değil; Millet İttifakı’nı parçalamaktır. Onu korkutan pozisyon, CHP’nin İYİ Parti ile süren işbirliğidir. Kendisi de bunu itiraf edecek biçimde bu ittifakın yıkılması gerektiğini söylemiştir. CHP ile ilgili olarak dile getirilen sansasyonel iddiaların asıl hedefi işte tam burasıdır. Sayın Erdoğan, CHP’nin içine el atarak İYİ Parti’yi CHP’den ayrılmaya mahkum edecek bilgiler üretmek peşindedir.

KILIÇDAROĞLU’NDAN KORKTU

Elbette ki becerebilirse partinin şu anki genel başkanını da göndermek isteyecektir. Çünkü, AKP’yi yenilgiye uğratan Millet İttifakı siyasetini kuran ve geliştiren Sayın Kılıçdaroğlu olmuştur. Onu böyle acımasızca ve siyasi nezakete uymayan bir üslupla eleştirmesinin sebebi de belediye seçimlerinde aldığı ağır yenilginin ilerideki ilk genel seçimde tekrarlanma olasılığıdır. Yani, kendi dinci seçmenine  dünya lideri gibi pazarlanan Erdoğan, ikide bir aşağıladığı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan artık çok korkmaktadır.

Peki bu Erdoğan CHP’yi parçalayabilir mi?

Asla!

Ülkeyi kamplaştıran, anayasayı fiiliyatta rafa kaldıran, ekonomiyi uçuruma sürükleyen AKP Lideri’nden vatandaşın artık bir beklentisi kalmamıştır.  Hiçbir CHP’li de onun aklıyla hareket etmez.

CHP’yi parçalar ise kendi yönetimi veya kadroları parçalar. Eğer parti kurucu ideolojisinden ayrılırsa… 6 OK’u reddederse… İçten bölünebilir. Sayın Kılıçdaroğlu’nun da buna izin vermeyeceğini 10 yılı bulan başkanlığı ortaya koymaktadır.

Erdoğan’ın elinde tek koz olarak, “CHP, PKK ile işbirliği yapıyor!” propagandası kalmıştır.  Sayın Erdoğan’ın bugün PKK’cı gösterdiği siyasetçilerle daha dün protokoller imzalayanın CHP’liler değil AKP kurmayları olduğunu kendisine hatırlatmak gerekiyor sanıyorum.

MİLLETİ KOYUN SAYMAK

AKP Lideri Erdoğan, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na öyle bir kızıyor ki onu siyasi nezaketi ayakları altına alarak kötülüyor. İkide bir, “Eline  gütmesi için 5 koyun verseniz bunu bile beceremez!” gibi laflar ediyor.

Doğrudur, Sayın Kılıçdaroğlu bunu yapmaz. Çünkü o koyun çobanı değildir.

Düşüneceklerse, milleti koyun; kendisini de bu koyunların çobanı gibi görenler düşünsün.

Hatırlatalım ki o sürü uçurumun kenarındadır…

“TERBİYESİZ-AHLAKSIZ!”

İnternete girin, basit bir sorgulama yapın. AKP Lideri Erdoğan’ın kime kızarsa ona “Terbiyesiz, ahlaksız!” diye hakaret ettiğini görürsünüz.

Son olarak da CHP’lileri hedef alıp hakaret etti. Neymiş efendim, CHP’liler, AKP Milletvekili Özlem Zengin’e “Haddini bildirin!” demişlermiş.
Neden demişler?

Özlem hanımefendi, rahmetli başbakanlardan Bülent Ecevit’i aşağıladığı için…

Ecevit, ABD Başkanı Clinton’ın karşısında çok ezikmişmiş de… Halbuki Erdoğan aslanlar gibiymiş de…

O ezik, 1974’te Kıbrıs’ın yarısını aldı…

Erdoğan ise 2004-2005’te o yarıyı Rumlara vermek için rahmetli Rauf Denktaş’a demediğini bırakmadı.

O Ecevit, TBMM’ye türbanla girerek devlete meydan okuyan İhvan-ül Müslimin (İhvancı) zihniyetinin ABD temsilcisi sözde milletvekili Merve Kavakçı için haddini bildirin dedi.

Haklıydı…

Çünkü, o Merve Kavakçı Amerikan çıkarlarını koruyacağına dair İncil üstüne yemin ederek ABD vatandaşı olmuş; bunu gizlemiş, Türk vatandaşıymış gibi seçime girip milletvekili konumuna gelmişti.

Böyle birisine haddini bildirmişti rahmetli Ecevit…

Şimdiki İhvancılar işte bu yüzden ona ölümüne düşmanlar ve her fırsatta saldırırlar.

CHP’liler de bu saldırganlara cevap verirler.

Konu kadın sorunu değil, kadının siyaset adına vahşice sömürülmesi sorunudur.

Özlem Zengin ne acıdır ki bir kadın olarak bu sömürüde rol almıştır.

Yazık, yazık!

Erdoğan’ın üslubuna gelecek olursak: O, bu dili kullanmaya devam edecektir. Çünkü, siyasi gücünü şiddet dili ile parçalayıp kamplaştırdığı bölünmüş Türkiye’den alıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar