S. Ersu Hızır

S. Ersu Hızır

Endüstri 4.0 Türkiye 2000 yılına büyük umutlarla girmişti.

O zaman ilkokula yeni başlayan bir çocuk bugün 23-24 yaşında. Siyasi ve sosyal yaşamda birçok değişim yaşadık.

Yeterli öğretim üyesi olup olmamasına bakılmaksızın birçok ilimizde üniversite açıldı. Gençlerimiz üniversiteye girebilmek için yoğun bir koşturma içerisindeydiler.

Sayıları artan üniversitelerden birine girenler önce memnun sonra mutsuzdular. Üniversite bitmiş iş bulamamışlardı.

Dünya üniversite sıralamasında ilk beş yüz de bazen bir, iki bazen hiçbir üniversitemizin yer alamaması üzüntü verici değil mi?

Bir kısım öğretim üyelerinin özgün olmayan (intihal) çalıntı, makaleler yayınladığı bu okulları- mızın dünya üniversiteler sıralamasında üst sıralarda yer bulamaması şaşırtıcı olabilir mi?

Türkiye birçok üniversite açtı, ancak bunların sayıları kadar kalitesi yüksek değil. Üniversiteler kaliteli değil ise, bu okullardan mezun olanlar da istenilen niteliklere sahip olabilir mi?

Dünya sanayi devriminde yeni bir evreye girdi. “Endüstri 4.0” olarak tanımlanan bu evrede niteliksiz iş gücüne ihtiyaç kalmıyor.

Gelişmiş ülkeler ucuz ve niteliksiz iş gücüne ihtiyaçları nedeni ile gelişmekte olan ülkelerde yatırım yapıyorlardı.

‘Yapay zekâ’, ‘otomasyon’ ve gelişmiş ‘sensörler’ sanayide verimliliği arttırdığı gibi, niteliksiz iş gücünü ve insana bağlı çalışmayı da minimize etmekte.

Bu daha önce ucuz iş gücü nedeni ile az gelişmiş ülkelere yapılan yatırımların gelecekte tekrar kendi ülkelerine geri dönmesi anlamını da taşımakta.

Bu gelişmenin yaratacağı sosyal ve ekonomik sorunlara karşı hazırlık yapıyor muyuz? Ülke olarak teknolojik gelişmeleri takip edip, yeni tasarımlar, fikirler üretebiliyor muyuz?

Türkiye gibi gelişmekte olan, ucuz iş gücü ile ekonomik dengelerini kuran ülkeler gelecekteki bu tehlikenin ne denli farkında.

Gerekli önlemleri bugünden alabilmemiz için; Bunun üniversitelerimizin sayısının fazla olması değil, üretken, yenilikçi, nitelikli olmaları, Türkiye’nin de, kalabalık nüfusa değil, nitelikli insan gücüne gereksinimi olduğunu, Üniversiteler kadar, sanayici, teknokrat, siyasiler de teknolojik gelişmeleri, bilimsel çalışmaları yakından takip etmesi gerektiğini, Üniversite sanayi işbirliğinin geliştirilmesinin önemli olduğunu, Eğitim, bilim, teknoloji politikalarının günün gereksinimlerine ve ülke yararına bilimsel gerçekler doğrultusunda yapılandırılması gerektiğini, Sanayicilerin Ar-ge çalışmalarına önem verip, yeni yatırımlarını Endüstri 4.0 gerçeği doğrultusunda yenilikçi ürün ve yaratıcı üretim yöntemleri ile şirketlerini geliştirmeleri gerekmekte.

Kamu-üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesi, bilginin paylaşımı ile üniversitelerimizin niteliğinin artacağı, sanayimizin gelişeceği, ülke ekonomisine sanayinin katkısının artacağı bir gerçek.

Kamu; yeni istihdam ve ekonomik gelişim, bölgesel rekabet avantajları elde ederken, Sanayici; yeni teknoloji edinimi, pazarda rekabetçilik, yeni iş olanaklarına sahip olurken, Üniversite; akademik yetkinlik, itibar, finansal gelişim gibi yararlar sağlayacaktır.

Bilginin üretilmesini sağlayan ve üretimde kullanacak mühendislerin üst örgütü, TMMOB’nin deneyim ve bilgi birikiminden de yapılacak çalışmalarda mutlaka yararlanılmalıdır.

Bu günden bilimsel çalışmalarla üretimin yenilenmesi, çeşitlendirilmesi, çağın teknolojik gelişmelerine erişebilmemiz için, uzun erimli planların yapılması, stratejilerin belirlenmesinin siyasilerimizin ana gündemi olması dileğiyle…

İyi pazarlar…

Önceki ve Sonraki Yazılar