S. Ersu Hızır

S. Ersu Hızır

Sporda acı tablo!

Milli futbol takımımızda Fatih Terim devri son buldu.

Önce istifa ettim dedi. Dün işime son verdiler dedi.

Türkiye Futbol Federasyonu ile yaptığı antlaşmanın basına yansıyan bölümlerine göre; Karşılıklı antlaşma ile sözleşmesi fesih olduysa TFF kendisine sekiz (8) milyon lira tazminat ödeyecek.

TFF, Fatih Terim’in işine son verdiyse yirmi (20) milyon lira tazminat ödeyecek.

Parayı ödeyecek olan Federasyon, parayı alacak olan Fatih Terim.

Bu nasıl sözleşme ayrılsan da para alıyorsun, kovulsan da para alıyorsun.

Kimin parası bu, kimler nasıl veriyor?

Senin, benim, hepimizin parası.

Ulufe dağıtılır gibi paralar savruluyor.

Sözleşmenin imzalandığı tarihten bu yana maaş + primler acaba ne kadar para ödendi?

Bileniniz var mı?

Elde edilen başarı, kazanılan kupa var mı?

Futbol Federasyonu yetkilileri bu bilgileri kamuoyuna açıklamalıdır.

Açıklamalıdır, çünkü bu ülkenin spor politikalarını Gençlik ve Spor Bakanlığı Federasyonlar eliyle yürütmektedir.

Ne acıdır ki; son yıllarda izlenen politikalar sporcu yetiştirmeyi değil, Devşirme ya da ithal sporcularla başarı kazanmayı hedeflemiştir.

Bu yöntemle sürekli başarı kazanmak mümkün olabilir mi?

Tabi ki olamaz.

“Dökme suyla değirmen dönmez.” Atasözümüz tam da bunu anlatıyor.

Saman alevi gibi parlayıp sönen geçici başarılarla bizleri avutuyorlar.

Federasyonlar ehil, gönülden, amatör ruhla seven, özveri ile koşturanların yönetiminde olmadıkça Ülkede emeklinin, memurun, işçinin zor geçindiği ekonomik koşullarda, Paranın başlarını döndürdüğü sporcularla, Yanlış transferlerle batma noktasına gelmiş spor kulüpleri ile Futbolcu menajerlerinin istedikleri ortada cirit attığı bir ortamda, Teknik adamların kulüp idarecilerince çaresiz bırakıldığı bir durumda, Federasyon yön verici değil, izleyici kalıyorsa..!

Sizce sporda başarılı olmak mümkün mü?

Her lig başlangıcında taraftarlara pompalanan ümitler, Ortaya atılan şampiyonluk iddiaları, Avrupa kupaları için hedeflenen başarılar, kısa sürede eriyip gidiyor.

Maçlara umutla gelenler, karşılaştıkları her hüsran sonuçta daha tepkili, daha agresif oluyorlar.

Buna bir yöreden diğer yöreye restoran basmaya gidenler eklenince, onların yüzleri sıkılmış çamaşır gibi dursa da, Milyonlarca seyircinin, taraftarın gönlü, umudu güneşteki buz gibi eriyip gidiyor.

Geç kalmadan; bu gidişe dur denmeli.

Bu hal ve gidişe; çeki düzen verilmeli...

oksa daha çok yıllar düş kırıklığı ile yaşamaya devam ederiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar