Süleyman Karan

Süleyman Karan

ÇAMURDAN HİKAYENİN GERÇEK YAZARI

Şaibeli bir gazeteci, başka bir sözde ‘duayen gazeteci’ye bir kulis paslar. Kulis, haber değil... O sözde ‘duayen gazeteci’ de, o kulise ya da uydurmaya balıklama atlar. Bir kez de yazmaz, kalkar iki kere yazar. O da yetmez, ‘kaynağım çok sağlam’ diye bir de böbürlenir. Derken, ortalık toz duman olur.

Gazeteci mi? Yok daha neler!
İşte CHP’ye yapılmak istenen operasyonun öne çıkan sözde iki gazetecisi, tıpkı yandaş basındaki gazeteci müsveddeleri gibi kendi çaplarında bir rezalete imza atmış olur. Yetmez buna bazı CHP’liler de balıklama atlar. Zaten olay daha ortaya çıkmadan, bu rezaleti hazırlayan ya da en azından öncesinden haberdar olan siyasal islamcılar da operasyonu hazırlar ve pusuda bekler. Saray’dan yapılan açıklamalar, CHP Genel Merkezi’nden yapılan açıklamalar, CHP içindeki farklı ekiplerin müdahalesi derken, olay gelir buraya dayanır.

 

Yandaşların ‘ince’ soytarılığı

Siyasal islamcı ve ırkçı iktidarın yandaş gazetecileri ve akademisyen müsveddeleri yukarıdan gelen emirler çerçevesinde provokasyonu devam ettirmek için organize bir halde çalışmaya başlar. Önce Muharrem İnce’yi allayıp pullarlar, neredeyse tekrar cumhurbaşkanı adayı olursa gelecek seçimlerde ona oy verecek fanları oluverirler. Yetmez her zamanki yüzsüzlükleriyle, CHP’de parti içi demokrasi olmadığını, parti içinde çeteler olduğunu iddia ederler. O da yetmez, olayı doğrudan olmasa da FETÖ’ye bağlayan imalarda bulunurlar. Doğrudan bağlamamalarının sebebinin utanmakla falan ilgisi yoktur. Zira çiğneye çiğneye tadını kaçırdıkları sakız yerine böyle bir taktik tercih etmişlerdir. Daha doğrusu bunlara öyle emir verilmiştir. 
Yukarıdan emirler sırasıyla verilir, zira bunlara tüm kumpası baştan sona anlatmak, onların zekalarını zorlayacaktır. Amaç iki çamur topuyla üç kuş vurmaktır çünkü. İki çamur topu malumunuz iki gazeteci müsveddesi, biri Talat Atilla, diğeri Rahmi Turan... Kuşlar da Muharrem İnce, Kemal Kılıçdaroğlu ve iki günden beri de Ekrem İmamoğlu... Yani CHP’nin seçimlerde öne çıkartabileceği üç önemli isim!

Ateşe benzin dökenler
Un vardır, şeker vardır, su vardır bu komplo için zaten. CHP içindeki farklı hesapları olan taraflar için önemli olan CHP ve bu yurt değil de kendi çıkarları olunca, ateşe benzinle koşacakların olacağını tabii ki görmüştür iktidar. Onlar benzin dökecek, o sadece üfleyecektir. İşte şu anda olan tam da budur!
Bir şeyi daha çok iyi bilir bu iktidar, ana medya diye geçinen yandaş medyaya çıkmak için üç takla atan sözde muhalif gazetecilerin de, bilip bilmeden konuya yorum yapacaklarını... Hatta bağlantıları doğrultusunda ateşe benzin dökeceklerini... Üç kuruşluk şan şöhret uğruna ‘Muharrem İnce ile en çok ben konuştum’ yarışına girerler ekranlar karşısında. Kimisi doğrudan Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alır, kimisi 10 Aralık Hareketi’ni. Bundan iyisi iktidar için Şam’da kayısı oluverir!

Bu kumpas da boşa çıkar

Neyse ki CHP geleneği ve seçmen tabanı bu oyuna gelmeyecektir, yeter ki CHP’nin içindeki bazı gruplar, her şeyi unutup kurultaya kadar bu meseleyi kaşımaya devam etmesin! Zira bu kumpas sonucunda CHP bölünmez. Yine bu kumpas sebebiyle CHP’nin oylarındaki çok cüzi bir düşüş olursa olur ama AKP’nin oylarındaki düşüşün yanında pek de ciddiye alınacak kadar değil.
Bölünecek parti, bugün itibarıyla AKP’dir. Bunun önünü alamadıkları için CHP’yi yıpratmak için pişirilmiş bu kumpasın arkasında aranacak en önemli faktör de AKP’dir. Ha AKP ile hareket etmiş üç-beş hain var mıdır? Tabii ki vardır ama ayrıntıdır. Bu rezil hikayenin gerçek yazarını arıyorsak önce oraya bakmak gerekir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar