Sağlık Bakanlığı’na çağrı

Sıcak bir yaz günüydü. Antalya Kumluca’dan gelen dolmuşta şoför yanına iliştim. Yanımda oturan seracı ile sohbete başladık. “Kanser olduğunu, doktora gittiğini” söyledi. Tarım ilaçlarını çok fazla kullanmışlardı, şimdi bundan pişmandılar. Kumluca’da kanser vb. hastalıklar çok yaygındı.
Bu sorunları ciddiye alan Sağlık Bakanlığı 2011-2016 yılları arasında kanserden ölüm oranlarının dünya ortalamasının üstünde olduğu Antalya, Ergene ve Dilovası’nda geniş çaplı bir araştırma yaptı. Bu araştırmada kanser yaptığı düşünülen birçok etken değerlendirildi. Yıllardır gerek tarım alanlarında gerekse de Ergene havzasındaki yaygın kanser olaylarını duyuyorduk, fakat elimizde somut laboratuvar bilgilerine sahip değildik. Tarım ilaçları kullanımı ile ilgili yaptığımız eleştiriler içlerinde ne yazık ki bazı akademisyenlerin de olduğu tarım ilaçları lobisi tarafından küçümseniyor ve elimizde delil olmadığı ile suçlanıyorduk. Tarım ilaçlarına maruziyet kanser yapıyordu, ama bu kişilere göre “bakalım örneğin Kumluca’daki kanser olayları bundan mı kaynaklanıyordu? Cep telefonları neden olamaz mıydı?”
Doğrusu ya, Sağlık Bakanlığı’nın böyle bir araştırmaya başladığını dört beş yıl önce duyduğumda “işte sonunda somut bulgulara kavuşacağız, artık önlemler daha iyi alınabilecek” diye biraz da ümitlenmiştim. Tarım ilaçları konusunda uzman olan gıda mühendisi Bülent Şık da bu araştırmaya katılmıştı. Araştırma bitti, ancak bir türlü yayınlanmadı. Bunun üzerine Bülent Şık kendisinin sorumlu olduğu alandaki sonuçları Cumhuriyet Gazetesinde yayınladığı üç günlük bir yazı dizisi ile açıkladı. Sonuçlar olumlu değildi. Trakya’da bazı su kuyularında ve tarım ürünlerinde ağır metaller veya tarım ilaçları kalıntıları bulunmuştu. Bir an önce önlemler alınmalıydı. Örneğin derhal bazı su kuyuları kapatılarak işe başlanabilirdi. Bülent Şık bu konuda gecikmenin yeni yeni kanser hastalarının ortaya çıkmasına yol açacağını düşünerek vicdanen rahatsız olmuş ve bu yazı dizisini hazırlamıştı.
Sağlık Bakanlığı önce “Ergene Havzası, Kocaeli ve Antalya’daki Çevresel Ortamlarda Bulunan Kanserojen Maddeler” başlıklı araştırmanın yazımının bitmediğini, tamamlanmak üzere olduğunu açıkladı. Arkasından Bülent Şık’a araştırmanın sonuçlarını açıkladığı için üç ayrı suçtan soruşturma açıldı. Suçu göreve ilişkin sırrın açıklanması, yasaklanan bilgileri temin, yasaklanan bilgileri açıklama imiş. Bu durum çok şaşkınlık yaratıyor. Bakanlık bu raporu bütünü ile açıklamamayı mı düşünüyor ki bu bilgiler sır olsun. Biz tam tersine bakanlığa örneğin bu kuyular konusunda ne önlem aldığını sorabiliriz. Doğrusu bakanlıkhiçbir zaman raporu açıklamasa bile biz bu illerdeki durumu zaten biliyorduk. Sır falan yok. Sadece gerçek daha bir sayısal olarak kanıtlanmış olmaktadır. Ergene’nin zehir saçtığını, Kumluca’da sera ürünlerinin denetimsiz tarım ilaçları ile yıkandığını ilk defa mı duyduk. Yıllardır bilinen, yazılan şeyler bunlar. Komik olmayalım.
Hadi Sağlık Bakanlığı: Bu çok değerli araştırmaya gölge düşürme, bu davadan vazgeç ve bir an önce raporun tamamlanmasını ve yayınlanmasını sağla. Alınacak önlemler ise sadece Sağlık Bakanlığı değil, Tarım Bakanlığı başta birçok bakanlığı ve belediyeyi ilgilendiriyor. Bakanlığa yakışan budur.

Önceki ve Sonraki Yazılar