Yerel tohumlar ve La Via Campesina

LA VİA CAMPESİNA Uluslararası köylü ve çiftçi kuruluşu.
Türkçe “Çiftçi Yolu” anlamına geliyor.
2013 yılında yayınladığı bir dokümandan kısaltarak aşağıya aldığım bilgiler hepimiz için çok yararlı:
Köylü ve çiftçi tohumları yok olma tehdidi altındadır.
Eğer tarihin akış yönü değiştirilemezse çocuklarımız kendi gıdalarını üretemeyecekler.
Köylü, yerel, topluluk, kendine yeter ve aile tarımı bugün hala dünyada tüketilen gıdanın yüzde 75’ini üretmekte, dünyadaki mekanize ve motorize olmayan çiftçilerin yüzde 90’ı kendi tohumlarının çoğunu üretiyorlar.
Bu durum buna bir son vermek isteyen ulusaşırı şirketler için katlanabilir değildir.
Bunun için şunları yapıyorlar:
- Önce zengin ülkelerden gelen desteklenmiş endüstriyel tarım ürünlerine bütün sınırları açarak, aile tarımını uygulayan köylü ve küçük çiftçilerin mahvolmasına yol açıyorlar;
- Daha sonra ürünler için temel olan arazi ve suyu gasp ediyorlar
- Ve son olarak bütün köylü ve çiftçi tohumlarını yasaklayarak onları patentlenmiş endüstriyel tohumlarla değiştiriyorlar.
GDO’lara karşı yürütülmüş olan başarılı mücadeleler gösterdi ki dünyadaki küçük çiftçiler ve vatandaşlar bu programı yok edebilir.
Aile çiftçileri tarafından tarlalarında seçilen ve üretilen köylü ve çiftçi tohumları toprağın, iklimin, tarımsal uygulamalara olduğu kadar yerel gıda ve kültürel ihtiyaçlardaki çeşitliliğine ve değişkenliğine uyum gösterir.
Sürekli olarak yenilenen çeşitlilik ve farklılık bu yerel uyumda anahtar konumdadır.
Diğer taraftan “geliştirilmiş” endüstriyel tohumlar aynı teknolojik paket ile her yere uymak üzere standardize edilmiştir ve ağaçları ve var olan su kaynaklarını tahrip eden kimyasal gübreler, kimyasal tarım ilaçları, büyük makineler ve yoğun arazi geliştirme çalışmaları olmaksızın gelişme kabiliyetleri yoktur.
Dahası bu teknolojik paket petrol temellidir.
Şu anda bir elimizde yarattığından daha çok enerji tüketen bir endüstriyel tarım var.
Bu tarım tarzı petrole dayalı olduğundan gezegeni ısıtır, toprağı tahrip eder, suyumuzu, havamızı ve çevreyi kirletir.
Diğer yandan, milyonlarca işsiz, topraksız çiftçiler ve köylüler, gezegeni soğutma gücü olan besleyici, para kazandıran küçük ölçekli ve organik bir tarımla petrol enerjisini değiştirmekten başka bir şey yapmak istememektedirler.
Fakat tohum şirketlerinin köylü tohumları mirasından yararlanmaksızın “geliştirilmiş” tohumlarını üretmesi mümkün değildir.
Bu yüzden şirketler devletleri bu tohumları toplamak için harekete geçirirken aynı zamanda onları tarlalarda yasaklamak yönünde çalışırlar ve gen bankalarına kilitleyerek onları endüstrinin kullanımına açarlar.
Ulusaşırı şirketler geleceğin GDO’larını üretmek için canlı tohumlara ihtiyacı olmadıklarına inanmaktadırlar bu yüzden artık onları çimlendirerek bitkileri oluşturma kapasitelerini saklamak ihtiyacı olmadıklarını düşünmektedirler.
Çünkü Norveç’te Svalbard’da Kıyamet Gen Bankasında bunların donmuş hallerini saklamaktadırlar.
Bu nedenle ulusal gen bankalarının ölmesine duyarsız kalmaya karar verdiler ve küçük çiftçiler ve geçimlik çiftçilerin tarlalarında hala yaşayan milyonlarca köylü ve çiftçinin tohumlarının yok olması için kendi “Monsanto Kanunlarını” dayatmaya çalışıyorlar.
Fakat yaşam onu yenmeye çalışanlardan her zaman daha kuvvetlidir.
Yeni endüstri tohumları, şirketler yeni tohumları yaratacak zaman bulamadan; böcekler, mantarlar, mikroplar ve dayanıklı tohumlar tarafından etkilenirler.
Her şeye uygun tohumlar için yapılan yarış ölümle sonuçlanır.
Sadece köylü ve küçük çiftçiler tohumları saklayarak, seçerek, yeniden üreterek, takas ederek ve dağıtarak bu intihar programına bir alternatif sunma imkânına sahiptir.
Bu kolektif çaba tohum evleri ve depoları köylü ve çiftçiler için yerel merkezler ile bütün dünyada mantar gibi çoğalmaktadır.
Eğer çiftçi ve köylülerin tohum saklama ve seçme konusundaki bilgisi yaşlıların ölümü ile yok olursa çocuklarımız ulusötesi şirketlerin merhametine kalacaktır.
Eğer küçük ölçekli eylemciler yeni seleksiyonlar için gerekli olan babalarının soğuk havalı tohum bankalarındaki tohumlarını bugünden başlayarak ele alıp yeniden üretmezse, bu tohumlar yarın elimizde kalmayacaktır.
Bu La Via Campesina’nın tohum kampanyasını iki eksenli yürütmesinin nedenidir.
1) Çiftçiden çiftçiye bilgiyi ulaştırarak küçük ölçekli tarım ve organik tarım için kendi tohumlarımızı yerel olarak üreterek ve saklayarak
2) Monsanto Kanunlarına karşı mücadele ederek, köylü ve aile çiftçilerinin kendi tohumlarını saklama, kullanma, takas, satış ve koruma konusundaki yabancılaştırılamaz haklarını her ülke ve global düzeydeki yasalarında korunmasını sağlayarak.

Önceki ve Sonraki Yazılar