Tevfik Dalgıç

Tevfik Dalgıç

Teokrat İktidar Vermez..

Dünyaya sacece din gözlüğü ile bakan Orta Doğu ülkelerinde niye demokrasi olmayacağını Batılıların büyük ümit bağladığı “Ilımlı İslamcılık-Mild İslamism” hipotezi gösterdi. Demokrasi seçme özgürlüğü demektir. İslamizm kelime olarak İslami siyasette kullanmak anlamına gelir, ki basından böyle bir varsayımın gerçek olmayacağı ortada iken Batı dünyası bu safsata ile 19 yılı aşkın bir zaman harcadı, sonucu hepimiz gördük ki, teokrat inancı içindeki ziniyetin gerçek niyetinin hiç de öyle seçme ve seçilme özgürlüğüne inanmadığını ortaya koyan çok değisik örneklere tanik olduk.

İranda popülist oylarla iktudara gelen Molla nitelikli, teokratların ülkede demokrasiyi nasıl boğduğu, en ufal laik düşünceye nasıl karşı olduğu, kendine muhalafet edenlere nasıl zulüm yaptığı ortada. Zorla uygulanan kılık kıyafet kuralları, içki yasakları, toplantı ve gösterilere karşı uygulanan zalim tutum İslamcıların, yani şii teokratların demokrat olamıyacaklarını gösterdi.

Mısırda iktidara gelen Sünni Müslam Kardeşler adı verilen teokratik kuruluşun ve onun liderinin nasıl yavaş yavaş, sinsice ülkeyi bir dinci ülke çevirme girişimlerinin ve demokrasiyi yoketme çabalarının önüne laik askerler set çektiler. Demokrasinin zayıf yani popülist programlarla ve poropgandalarla iktidara gelen teokoratların ve dikta heveslilerinin nasıl gizli bir zamanlama politikası uygulayıp iktidarlarınıu ve bunun sağladığı çıkarları ve öncelikleri korumak için demokrasiyi ortadan kaldırmalarıdır. Bu sadece islam topluluklarında değil, hristiyan batı toplumlarında da görülmüş örneklerle doludur. Hitler, Musolini ve General Franco ile Chavez ve onun takipçilerinin uygulamalarnnda bu eğlimler görülebilir.

Türkiyede gelen Batılılarca Ilımlı İslamist denilen ve kendilerini muhafazakar demokrat olarak niteleyen kişilerin nasıl zaman içinde tüm demokratik kurum ve kuruluşları, bizzat kendilerinin getirdiği denetleme kurumlarını etkisiz hale getirdikleri, soysal medyayı susturma çabalarını, demokrasinin olmaz omazı sayılan kuvvetler ayrılığı ilkesini nasıl kendi istedikleri, daha doğrusu bir tek kişinin isteği doğrultusunda değiştirdiğini gördük. Teokrat kafalar kendilerinin hiç bir kural ve ilkeye bağlı olmasını kabul etmezler. Hiç bir sorumluluk altına girmeden, kimseye hesap vermeden istediklerini yapmayı demokrasi diye pazarlamaya çalşirlar. Onlerine çıkan her engeli, yasaları kullanarak etkisiz hale getirmeyi dusunurler. Buna seçim oyunları, elektrik kesintileri, seçim kurullarını tehdit de dahil olabilir.

Laik TSK’ni yandaşı tarikatçı örgüt üyelerinuin desteği ile hile ve teknlojik yalanlarla etkisiz hale getiren bu teokrat kafalar hukuk sistemini de kendilerine uyumlu hale getirdiler simdi onlarin önündeki son demokratik engel laik Ataturkcu muhalefettir.Şimdi tüm hedef ve hücum odağı muhalefettir.

Çünkü teokrat kafa ataerkil kafadır, dedidğim dedik inanıştadır, seçme hakkını sadece kendisi seçildiği zaman veya kendisi seçtiği zaman kabul eder. Bunun aksine olacak her deomokratik hareketi türlü çeşitli yöntemlerle her istediğini onaylayan parlamenter çoğunluğu ile boğmaya çalışacaktır.

Teokrat kafa her istediğini, her zaman her yerde , hiç bir yasal kısıtlama, ahlak ve vicdan, etik sınırlama ve sorumluluk almadan uygulamak ister. Onun için de laiklik karşıtıdır ve demokrasiyi boğma taraftarıdır ki dikensiz gül bahçesi olsun, havuzlar, vakıflar, ailesel ticari ilişkiler, müteahhit seçkinlerle elaltindan iş çevirmeye devam etsinler, dedikleri dedik çaldıkları düdük olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar