Bakanlar Kurulu’nu böyle gördüm!

Açıklanan yeni hükümeti, Milli Eğitim Bakanı hariç beğendim.

Önce neden beğendiğimi anlatayım.

Cumhurbaşkanı yardımcılığına Cevdet Yılmaz’ın getirilmesi olumludur.

Bir dönem Bursa’da BUSKİ Genel Müdür Yardımcılığı da yapan Bingöl doğumlu arkadaşım Yılmaz Ekinci, Yılmaz’ın danışmanlığını yapmıştı.

Yılmaz Ekinci sosyal medyasından yaptığı paylaşımda şunları yazdı:

Birlikte lise ve üniversite yaşamında arkadaş olduğum, Devlet Bakanı, Kalkınma Bakanı ve Başbakan Yardımcısı dönemlerinde danışmanı/ müşaviri olduğum Sayın Dr. Cevdet Yılmaz Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atanmıştır. Yeni görevinin ülkemize, insanlığa hayırlara vesile olmasını dilerim.”

****

Atandıktan sonra Yılmaz Ekinci ile Cevdet Yılmaz’ı konuştum. İşte Ekinci’nin anlattıkları:

Dürüst, düzgün bir devlet adamıdır. Hukuktan sapmaz. Ailesi aslında sosyal demokrattır. Yeni dönemin kodlarını onun şahsında okumak mümkündür.”

****

Cevdet Yılmaz’ın atanmasının bir başka nedeni de bölge insanına verilmek istenen mesajdır.

Bu mesaj yeterli midir, ayrıca tartışılır.

Başta Selahattin Demirtaş, Osman Kavala, Gezi tutukluları ve de 28 Şubat generalleri olmak üzere siyasal mahkumlar serbest bırakılmadan hukuk da olmaz, toplumsal barış da…

****

Amerika’nın, Avrupa’nın tepkisini çeken Süleyman Soylu’nun gidişi durumu kurtaramaz.

Yine de olumludur kuşkusuz…

Yeni atanan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın Soylu’nun gözünün içine baka baka “Temel referansımız hukuk ve insan haklarıdır. Bundan asla taviz verilmeyecektir” sözleri önceki dönemin hukuksuzluklarına devam edilmeyeceğinin işareti sayılabilir.

****

Aksi durumda Mehmet Şimşek’in başarılı olmasa da mümkün değildir.

Türkiye’de hukuk devleti güvencesi olmadan ekonomi rayına oturmaz.

Tamam, daha önce izlenen akıl dışı politikalar (Nas dururken sana bana ne oluyor gibi saçmalıklar) yerine akılcı, rasyonel politikalar izlenecek olması en azından ülkeyi iflastan kurtarabilir ama geleceği aydınlatamaz.

****

Dış politika alanında da değişim sinyali verdi hükümet…

MİT’in başında başarılı işler yapan Hakan Fidan’ın Dışişleri Bakanı yapılması, Türkiye’nin geleneksel yani Atatürk’ün dış politikasına dönmesidir.

Siyasal İslamcı, İhvan anlayışının terk edilmesidir.

****

Milli Eğitim Bakanı’nı hiç beğenmedim; çünkü bu eğitim bakanı, ne kurumdaki atamalara imza atan Eğitim-Bir-Sen’in vesayetini bitirebilir ne de tarikat ve cemaatleri bir kenara koyabilir.

Tam tersine eğitimin laik karakterinin ortadan kaldırılması için elinden geleni ardına koymayacaktır.

Kişisel durumuna ilişkin de bir karanlık nokta var. Yusuf Tekin’in rektör olması için yasa değiştirildi, süre kısaltılması yapıldı.

17 Ağustos 2018 tarihinde profesör olan Tekin’in, bir ay geçmeden 15 Eylül 2018 tarihinde Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi rektörü olarak atanmıştı. Rektör olabilmek için üç yıllık profesörlük şartını Tayyip Erdoğan bir kararnameyle kaldırmış, bu atama yapıldıktan sonra eski kural yeniden getirilmişti.

Bu arada Yusuf Tekin’e rektörlük atamasının ardından bir koltuk daha verilmiş, 2022 yılının Nisan ayında Tarım Kredi’ye bağlı TAREKS’in yönetim kuruluna bağımsız üye olmuştu.

****

Bu yazının dipnotu: Bakanlar Kurulu’nda çift kimlikli kişilerin bulunması yerli-milli söylemlerine gölge düşürmüş olsa da, Mehmet Şimşek’in Batı tarafından atanan bir tür kayyum olduğu iddiaları havada uçuşsa da, bütün bakanların Tayyip Erdoğan’ın bir noteri olduğu gerçeği ortada dursa da, hükümetin başarılı olmasını, hukuktan ayrılmamasını, otoriter dikta rejimine doğru gidilmemesini umut etmek istiyorum.

İLYAS YAZICI’YA SELAM OLSUN

Şevki Yılmaz, İsmail Kahraman, Tayyip Erdoğan nedeniyle Rizelilere kızanlara zaman zaman gurur duyduğum hemşerilerimi de anlatırım bu köşeden…

İşte onlardan biriydi İlyas Yazıcı…

Rize-İkizdere’nin ilk sosyalistlerinden İlyas Yazıcı’yı kaybettik.

Geçtiğimiz yıl kardeşi Gafur Yazıcı, henüz erken sayılacak yaşta ölmüştü.

Rize’nin bu aykırı ama doğru adamı da artık aramızda yok.

Bir dönem Özal’ı, sonra da AK Parti iktidarını destekleyen Çetin Altan, uğradığı derin hayal kırıklığıyla ölmeden önce “Hayal ettiğimiz ülke bu değildi” demişti.

İlyas Yazıcı’nın hayal ettiği devrim ve sosyalizmdi. Bırakın sosyalizmi bu ülkede demokrasiyi bile görmeden gitti.

Önceki ve Sonraki Yazılar