'Zatü Envat hastalığı'

İslam dünyasını, özellikle Anadolu halkını din adı altında felaketten felakete sürükleyen gizli şirkin göstergelerinden biri de zâtü envât hastalığıdır. Ve bu hastalığın üreticisi de tarikatlar tasavvufudur.
Öncelikle Türkiye’de yaygın olan bu pis hastalık genellikle türbeperestlikle birlikte seyreder. Anadolu’da hemen her türbenin yanında veya yakınında bir zâtü envât put vardır.

Zâtü Envât, Hz. Pey­gam­ber dev­rin­de putlaştırılan bir di­lek ağa­cı­dır. Bu şirk aracı ağacı bize tanıtan, maskeli şirke sa­vaş aç­mış ün­lü bil­gin Ebu Şâme'dir. Ebu Şâme (ölm. 665/1266), Kur'an di­ninin şemsiyesi altında ne sin­si put­çu­luk­la­rın sah­ne­len­di­ği­ni, el-Bâis alâ İnkârı’l-Bi­de’i ve’l-Havâ­dis  adlı ünlü eserinde bi­ze anlatmıştır.

Zâtü Envât hastalığını deşifre eden Ebu Şâme,  Hu­neyn Sa­va­şı'na ka­tı­lan bir grup sahabîden naklen anlatıyor: “Hz. Pey­gam­ber'le bir­lik­te Hu­neyn'e doğ­ru yol alı­yor­duk. Mekke müşriklerinin o yö­re­de kut­sal ta­nı­dık­la­rı bü­yük bir ağaç var­dı. Müşrikler her yıl bel­li bir sü­re bu ağa­cın al­tı­na ge­lir, si­lah­la­rı­nı ağa­ca asar, ora­da kur­ban­lar ke­ser­ler­di. Bu sü­re için­de tüm di­lek­le­ri için bu ağa­ca bez­ler as­tık­la­rın­dan ağa­cın adı Zâtü Envât kon­muş­tu. Ağa­cın ya­kı­nın­dan ge­çer­ken biz Hz. Pey­gam­ber'e şu ri­ca­da bu­lun­duk: "Ey Tan­rı El­çi­si, sen de bi­zim için bir Zâtü Envât be­lir­le­sen ol­maz mı?" Pey­gam­ber bi­ze şu ce­va­bı ver­di:

"Siz ne ca­hil bir top­lum­su­nuz. Siz, ön­ce­ki üm­met­le­rin ge­le­nek­le­ri­ni mi ih­ya ede­cek­si­niz? Si­zin şu sö­zü­nüz, Be­ni­is­ra­il'in Hz. Mu­sa'dan put is­te­yen sö­zü­ne ben­zi­yor: ‘Ey Mu­sa! Şu bel­de hal­kı­nın tap­tık­la­rı ilah­lar tü­rün­den bi­ze de bir ilah bul." (A'raf, 138)

Ebu Şâme, Zâtü Envât ağa­cı­nın­ki tü­rün­den iş­le­vi olan tüm bi­na, ağaç vs.nin or­ta­dan kal­dı­rıl­ma­sı­nı Al­lah'a ima­nın bir ge­re­ği sa­yı­yor. Da­ha il­gin­ci, Ebu Şâme, bu tür iş­lev­le­re araç ya­pı­lan tüm ca­mi, mes­cit ve ben­ze­ri mekânların da şirk ara­cı ol­du­ğu­nu ve yı­kıl­ma­la­rı ge­rek­ti­ği­ni söy­lü­yor. Bu tür mes­cit ve ma­bet­ler, di­yor, Ebu Şâme, Tev­be su­re­si 108. ayet­te sö­zü edi­len bö­lü­cü­lük, hal­ka za­rar ve riyakârlık oda­ğı ‘zarar mes­cit­leri’ cüm­le­sin­den­dir. Bu tür yer­ler­de kı­lı­nan na­maz­la­rın, iba­det gö­rü­nü­mün­de bi­rer şirk ser­gi­le­ni­şi ol­du­ğu­nu da ek­li­yor Ebu Şâme.


İSLAM ADI ALTINDA ŞİRK

 Zâtü Envât olayı gös­ter­mek­te­dir ki, şir­kin açık ola­nın­dan kur­tul­mak şirk­ten kur­tul­mak de­ğil­dir. Din-Al­lah-pey­gam­ber yaftaları ar­ka­sın­da en ze­hir­li put­la­rı in­sa­nın ka­de­ri­ne mu­sal­lat eden be­la; ka­muf­le edil­miş mas­ke­li şirk­tir.

Hz. Mu­ham­med, teb­liğ et­ti­ği di­nin ör­tü­lü bir şirke âlet edil­me­me­si için âde­ta çır­pın­mış­tır. Eli­ni öp­tür­mü­yor, ken­di­si için aya­ğa kal­kıl­ma­sı­nı ya­sak­lı­yor, ya­nı­la­bi­le­ce­ği­ni, ha­ta ede­bi­le­ce­ği­ni, iba­det­le­ri­ne de­ğil Al­lah'ın lüt­fu­na gü­ven­di­ği­ni, vah­yin mu­ha­ta­bı ol­ma dı­şın­da hiç­bir üs­tün­lü­ğe sa­hip bu­lun­ma­dı­ğı­nı söy­le­ye­rek ilah­laş­tı­rıl­ma­sı­nın önü­ne ken­di eliy­le en­gel­ler ko­yu­yor­du. Ve tüm bun­lar­dan son­ra, me­za­rı­nı ta­pı­nak ha­li­ne ge­tir­me­ye kal­kan­la­ra Al­lah'ın la­net ede­ce­ği­ni be­lir­te­rek ge­le­cek ku­şak­la­rı uya­rı­yor­du.

Ana­do­lu, kor­kunç bir zâtü envât il­le­ti­nin pen­çe­sin­de kıv­ran­mak­ta­dır. Bu hastalığın mikrobunu taşıyan ve yayan ya­rı ilah ve­ya ka­muf­le edil­miş sah­te pey­gam­ber du­ru­mun­da bir yı­ğın ‘mas-keli müşrik’ or­ta­lı­ğı sar­mış­tır. Bun­la­rın için­de peygamberliğini, Al­lah­lı­ğı­nı ilan eden­ler bi­le var­dır. Bu zihniyet mensuplarının son olarak, Türkiye’nin başbakanı konumundaki kişinin Allahlığını ilan ettiklerini gördük.

Önceki ve Sonraki Yazılar