Faşizmin reenkarnasyonu

7 Haziran seçimlerinden hem önce hem sonra bu fakir ama gururlu GHK dostunuz yazmıştı. Bu diktatör isterse CHP yüzde 50 oy alsın, Kemal Kılıçdaroğlu’na hükümet kurma görevi vermez diye yazdım mı? Yazdım. CHP 1 Kasım seçimlerinde yine yüzde 25 aldı. Yazdığım yarı yarıya doğru çıktı mı? Çıktı. 7 Haziran seçimleri sonrasında nedense aylarca bir türlü koalisyon kuramayan Ahmet Davutoğlu’ndan sonra ikinci en çok oyu alan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na hükümet kurma görevi verildi mi? Verilmedi. 12 Eylül Anayasasını bile ayağında paspas eden sivil diktatör bir kez daha demokrasiyi tren olarak kullandı mı? Kullandı.
 
Sanki Türkiye 1 Kasım 2015 seçimine İsveç, Danimarka, Finlandiya, Norveç, Kanada, Almanya gibi girmiş gibi kimse benden 1 Kasım 2015 seçim sonuçlarına inanmamı, saygı duymamı, kabul etmemi, kaale almamı, ciddiye almamı beklemesin.  Baştan söylüyorum. 1 Kasım 2015 sonuçlarını saymıyorum ben. Korsan sarayda oturan şahıs nasıl ki 7 Haziran’ı saymadıysa ben de bu seçim sonuçlarını saymıyorum. Ateş olsan cürmün kadar yer yakarsın diyenlere de sürprizim olacak elbette. Sabırlı olsunlar onlar. Allah’ın “Sabır” sıfatını ne bilir o münafıklar?
Eskiyi boş verelim şimdilik. Korsan sarayın saymadığı o 7 Haziran 2015 sonrasında bu ülkede Suruç katliamı oldu. 33 pırlanta genç faşizmin beslemesi bir canlı bomba tarafından katledildi. Paramparça edildi. Amaçları sadece ve sadece Kobane’de insanlık hizmetinde bulunmaktı. Korsan sarayın sonuçlarını beğenmediği o 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra yüzlerce sivil, polis, asker katledildi.  Bildiğiniz programlı sistematik bir şekilde öldürüldü.

10 Ekim 2015’de Türkiye tarihinin en korkunç katliamı gerçekleştirildi. Yazıyla ‘Yüziki’ tam 102 can katledildi. Yine alçakça paramparça edildi. Çoğu HDP, bir kısmı CHP, bir kısmı partilerden uzak ama hepsi sadece hak, barış, adalet, özgürlük sevdalısı bu ülkenin güzel insanları AKP iktidarının sorumluğu altında, AKP iktidarının hoş gördüğü hatta dünya medyası tarafından iddia edildiği üzere AKP tarafından organize edilen IŞİD canileri tarafından katledildi.

Bu şartlar altında AKP dışında neredeyse hiçbir siyasi parti seçim propagandası yapamadı. Bırakalım seçim propagandalarını, muhalafet daha geçenlerde evinde katledilen yine dünyanın güzel insanlarından olan 25 yaşındaki Dilek Doğan’ın cenazesine katılmak zorunda kaldı. Dilek Doğan’ın katledildiği gün AKP denilen şey, benim evime 50 gram kahve getirdi. Nereden bulduğu meçhul sermaye ile seçim propagandasına devam ediyordu. O kahveyi çok acı içecekler hiç merak etmesinler. Boğazlarında kalacak.

Ben sağcı bir diktatör olsam bundan daha güzel bir oy oranı ayarlayamazdım. HDP kıl payı barajı geçsin ki çok mesele çıkmasın sonradan, hatta vekil sayısı MHP’den bile fazla olsun ki sağcılık milliyetçilik hep bana kalsın. CHP yerinde saysın. Onlara o yakışır. Benim partim sadece dört-beş ayda alsın başını gitsin uzaya aya çıksın.

Dünyanın hiçbir yerinde ve hiçbir zaman bir siyasi parti bu kadar kısa sürede yüzde 9 artış yaşamadı ve yaşayamaz.  Sosyoloji ve siyaset bilimlerine, bütün bilimlere, hatta parapsikolojiye bile yüzde yüz aykırı bir durumdur bu. Bir mucize yaratacak sağcı halk potansiyeli de yoktur bu coğrafyada. Hele ki Ahmet Davutoğlu gibi ‘zalimlerden yana olduğunu’ ilan eden bir siyasi parti liderinin şemsiyesinde. Geçin bunları. Bildiğiniz çalmaktır bu.
1 Kasım 2015 seçim sonuçlarına inanmak, çok afedersiniz ama bir beyinsizliktir.  Kusura bakmayın GHK dostunuz demokrattır, halk iradesine saygılıdır ama gerçekten salak değildir. İki cihanın bildiği meşhur başçalanlar beni kandıramaz.

Türkiye tarihinin gördüğü en sahtekar, en şaibeli, en hileli seçim sonuçları ardından gördüm ki nice demokratlar “Keşke bu ülkede bu zaman doğmasaydık” ya da “Ben göçüyorum bu ülkeden” paylaşımları yaptılar. Başka ülkelere göç edeceklere sözüm yok. Zamanında ben de göç ettim sonra geri döndüm. Üstelik o zaman AKP iktidar bile olmamıştı. Geri döndüğümde ise henüz cemaatle beraber kumpaslara başlamamıştı bile.

Bu sahte seçim sonuçlarını aşırı ciddiye alıp keşke bu zaman bu ülkede yaşamasaydık diyen umutsuz şaşkınlara bir tavsiyem var. İsterseniz siz de ölebilirsiniz Ankara ve Suruç’ta katlettikleri canlarımız gibi. Çok meraklıysanız, reenkarne olup 10-20-30 yıl sonra yeniden gelebilirsiniz bu topraklara bir bebek olarak. Gerçi çoğunuz istemezsiniz yeniden gelmeyi buraya ya. Başta sen Ertuğrul Özkök!

Merak etmeyin siz yeniden reenkarne olup geldiğinizde bu topraklara biz burayı iyi kötü insana yakışan bir ülke yapacağız. Hırsızlara, sahtekarlara, katillere teslim etmeyeceğiz bu toprakları. Mücadele asıl şimdi başlıyor. 2017’ye de hem az kaldı.

Değil palavradan yüzde 49, sahiden gerçekten yüzde 99 alsa bu AKP ne olacak? Hakikat mi değişecek? Hırsızlık  meşru mu olacak o gün? Cinayetler artık yasal mı olacak o gün? Zalimlerin kaçacakları o helikopter düşmeyecek mi o gün? Bir daha reenkarne bile olamayacak o hırsızlar o katiller o gün!

Önceki ve Sonraki Yazılar