Abdullah Ağırkan

Abdullah Ağırkan

EKREM İMAMOĞLU’NUN RAKİBİ PARTİSİ Mİ?

Geçen salı günü gayet güzel restore edilmiş olan Fethipaşa Sosyal Tesisleri'nde İBB’den birkaç eski arkadaşımla uzun uzadıya sohbet ettik. Arkadaşlar haliyle Ekrem Bey’e yakın kadrolar. Seçim süreci artık çok yakın ve bu daha da stresli olmak için neden…

Konu güncel süreç…

Ekrem Bey’in çalışma ekibi bu noktada çok deneyimli ve ciddi bir alt yapı kurduğunu anlıyorum tüm İstanbul özelinde.

Parti içinde olan tartışmalar elbette geçici ama kırgınlıklar var, Ekrem Bey bu Nokta’da arka kapı diplomasisi ile gönülleri alıyor. CHP’nin Gazetesi olarak ifade edilen Yurt Gazetesine kulisler, anketler elbette geliyor, fakat arkadaşların birinci ağız dan söylemesi gayet olumlu…

Süreç çok şeye gebe…

  1. İmamoğlu ile Murat Kurum arasındaki yarışın başabaş geçtiği yolunda peşkeşe kamuoyu araştırmaları servis ediliyor. Bu nedenle yarışın sonucunu iki adaydan ziyade diğer partiler belirleyeceğe benziyor. 
  2. Bu bağlamda, İmamoğlu söz konusu olunca akla ilk olarak DEM Parti geliyor. DEM Parti, beş yıl önce HDP’nin yaptığının aksine 31 Mart yerel seçimlerinde İBB Başkanlığı için kendi adayıyla giriyor.
  3. Eğer Başak Demirtaş son anda adaylıktan çekilmemiş olsaydı hiç kuşkusuz İmamoğlu’nun Kürt seçmene yönelik mesajları daha fazla önem kazanacaktı. Bununla birlikte Murat Çepni ile birlikte aday gösterilen Meral Danış Beştaş’ın hiç de “düşük profilli” bir isim, diğer bir deyişle “tavşan aday” olmadığının da altını çizmek lazım.
  4. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yakın zamanda “şimdi demlenme sırası Erdoğan ve Bahçeli’de” sözleri DEM Parti ve onun tabanında belirgin bir rahatsızlık yarattı. Bu da İmamoğlu’nu hiç de memnun eden bir durum değil.

Ruşen Çakır’ın bu dört sorusu dikkatimi çekmişti sizlerle de paylaşayım: Bu tablondan çıkarılacak fazlaca ders var iyi okunursa. Ancak öncelikli olarak partinin kendi nesnel dinamiğine, politik rotasına bakması ve yol haritasında yön belirlemesi gerek. Türkiye gibi yarı demokrasiyle yönetilen ülkelerde karizmatik lider belirleyicidir….

Birbirini yeme hırsı, düşüncesi acil olarak uçuruma atılmalıdır. Bu hırsın temelinde küçük olsun benim olsunculuk var. Oysa CHP her kes içindir. Esas olarak parti içi yarışın merkezinde daha iyi kadrolar seçmek olmalıdır.

Ancak görünen o ki çok boyutlu bir hırs var. Kaybedilen genel seçimlerden sora partinin daha atak olması gerekliydi. Bu da değişimle mümkün olabilirdi ancak. Fakat değişimin içi dolu değil ve tam anlamıyla tarif edilmedi, şüphesiz bu önemli bir eleştiri.

Genel seçimlerin ardından muhalefet bloğunun dağılmasıyla birlikte İmamoğlu “İstanbul İttifakı” önermesini öne çıkarttı.

Bu önemli bir tez ve politik bir rotadır. Bu rotadan ilerlemek için sağlıklı kadro birikimi ve mücadele azmi gerekli. Bu birikim CHP’de var elbette. Ancak mesele helva yapmakta.

Kimsenin kişisel egosu buna mani olmamladır.

Önceki ve Sonraki Yazılar