19 Mayıs tarihinde eşimin rahatsızlığı sebebiyle 35 gün süren hastane günlerimiz boyunca bileğimdeki doğum lekemin üzerine yaptırdığım uğur böceği dövmemi parmağımla okşayarak dilek dilediğimi fark ettiğimde, uğur böceğini konu alan bir yazı yazmaya karar verdim.

  Uç uç böceğim

  Yarın düğün olacak

  Annem sana terlik pabuç alacak…

  Kim uğur böceği gördüğünde bu tekerlemeyi söylemeye başlamaz ki?

  Çocukluk oyunlarımıza bile konu olan uğur böceklerini ne kadar tanıyoruz?

  Uğur böceği olarak adlandırdığımız bu canlılar aslında bir böcek değil. Diğer bütün böcekler (Ağustos böceğinden, tahta kurusuna kadar) Hemiptera ailesine aittirler oysa uğur böcekleri farklı bir böcek takımının parçasıdırlar. (Coleoptera)

  Uğur böceklerinin renklerinin kırmızı ve siyah renklerde olduğunu sanırız oysa pek çok farklı renkleri vardır.

  Çocuklarımızın korkmadan dokuna bildikleri ve ellerindeyken mutluluklarını gülüşleriyle bütünleştirdikleri, sevimli görünüşleri ile kalbimizi çalan bu böceğe neden uğur böceği denmiştir hiç düşündünüz mü?

  Uğur böceği, halk arasında ‘’Tanrı’nın canavarı’’ olarak bilinir.

  Bu takma ad, onuncu yüzyıla kadar uzanan bir efsaneden alınmıştır. Paris’te işlenen bir cinayetten ölüme mahkûm edilen ve masum olduğunu iddia eden bir adam hayatını bir böceğin varlığına borçludur.

  Aslına bakarsanız, kamu idaresi gününde, cinayetle suçlanan bu adamın başı kesilecektir tam bu sırada kırmızı renkli, siyah puanlı bir böcek gelir ve adamın boynuna konar. Cellat böceği uzaklaştırmaya çalışır ama böcek birkaç kez aynı yere konunca Kral Robert II (972-1031) adamı af etmeye karar verir.

 Birkaç gün sonra gerçek katil bulunur. Bu hikâye hızla yayılır ve bu küçük böceğin uğuruna inanılır.

  Özellikle Batı kültüründe, güzellik, sevgi ve şans getireceğine inanılan bu sevimli böcek, bazı ülkelerde ise evin içinde görüldüğünde, aileye bereket getireceğine inanılır. Asya uğur böcekleri kışı evlerde geçirmeyi tercih ederlermiş ne hoş değil mi?

  Geçenlerde ‘’Saroz Körfezi uğur böceklerinin istilasına uğradı, buda halkı tedirgin etti’’ diye bir haber okudum. Bu beni açıkçası çok şaşırttı. Bitki üzerindeki zararlıları yiyerek beslenen bu böcekler eko sistem için de oldukça faydalılar.

  Uğur böceği istilasından rahatsız olan insanlarımız, elini kolunu sallayarak sınırlarımızdan girip ülkemize yerleşen, Cumhuriyet’in anlamını bile bilmezken aldıkları T.C. kimliklerinin sayesinde oy dahi kullana bilen istilacı gruplardan hiç mi rahatsız olmuyorlar diye aklımdan geçirdim açıkçası.

  Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’’ 574 bin Suriyeli bebeğimiz sağlık tesislerimizde dünyaya gelmiştir’’ diyerek aslında bizleri bir gerçekle de yüzleştirmektedir. Özellikle Hatay da ki nüfus değişimi dikkat çekicidir.

  Keşke her istila uğur böceklerinin ülkemize girişleri kadar masum olsa…

   Her neyse biz yine uğur böceklerinin neden şans böceği olarak anıldığını anlatan hikayelerimize dönelim.

  Çok eski zamanlarda çiftçiler tarlalarına dadanan ve tüm ekinleri mahveden yaprak bitleriyle bir türlü baş edemezlermiş. İşte o dönemlerde bir gün uğur böcekleri çiftçilerin imdadına yetişmiş ve tarlalarına musallat olan yaprak bitlerini yemişler. O günden sonra çiftçiler bu böceklerin uğur getirdiklerine inanmışlar ve bu böceklere uğur böceği ismini vermişler.

  Bir başka inanış da bu böceğin üzerinde ki siyah benek sayısının yedi oluşuyla ilişkilendirilir. Çünkü yedi sayısının uğurlu olduğuna inanılır.

  Orta Avrupa’da eline uğur böceği konan kızın evleneceği, Kuzey Avrupa’daki bazı ülkelerde ise üzerine uğur böceği konan kişinin dileklerinin gerçekleşeceğine inanılırmış.

   O zaman bu yazıyı okuyan herkesin dilekleri kabul olsun diyelim mi?