20 Aralık 2015 BM Güvenlik Konseyi Suriye için önemli bir karar aldı.
2254 sayılı karara göre muhalefet ve hükümet temsilcileri 25 Ocak'ta masaya oturacak, 6 ay içinde ulusal uzlaşı hükümeti kurulacak, yeni anayasa hazırlanacak, ülkeden kaçanlar dönecek ve sonrasında başkanlık seçimleri yapılacak.
BM gözetiminde 18 ay sonra yapılması planlanan  seçimlerde Esad dâhil herkes aday olacak.
Herşey normal gelişirse Ocak 2018.
O tarihe kadar Esad iktidarda.
Oysa Suriye'de olayların başladığı ilk günden itibaren  Arap ve dünya liderleri Esad ile ilgili yüzlerce kez konuştu.
Hepsi tek ağızdan 'Esad meşruluğunu yitirdi derhal gitmeli' dediler.
Hepsinin ortak gerekçesi 'Alevi diktatör halkını öldürüyor'.
Hepsi yalan söylüyordu.
Onların medyası yalanların en iğrencini milyonlarca kez tekrarladı.
Medya güçlü olduğu için insanlar onlara inandı.
Son örnek: Madaya.
Efendim Şam'a yakın Madaya kasabasında insanlar açlıktan ölüyor.
Suriye ordusunun 7 aydır kuşatma altında tuttuğu kasaba  Nusra işgali altında.
Nusra kasaba halkını canlı kalkan olarak tutuyor ve insanların kasabadan ayrılmasına izin vermiyor.
CIA ve MOSSAD operasyon merkezi gibi çalışan El-Cezire ve El-Arabiya televizyonları  Madaya'dan fotoğraflar yayınlıyorlar ve bunların kasabada yaşayan çocuk ve yaşlılara ait olduğunu söylüyorlar.
Onlar söyleyince Türkiye dâhil işbirlikçi medya gecikmeksizin kampanyaya katıldı.
Oysa yayınlanan fotoğrafların tümü sahte ve Madaya ile ilgisi yok.
Suriye televizyonu yayınlanan fotoğrafları orijinalleriyle birlikte yayınladı ve her fotoğrafın fotoshop ile ne hale getirildiğini kanıtladı.
Yardım konvoyu ile kasabaya  giren Kızıl Haç ekipleri  anormal bir durumun olmadığını söylediler.
Ama kimin umurunda?
Suriye televizyonuna karşı uluslararası ve bölgesel medyanın satılmış rezil medyası.
Suudi Arabistan ve Katar 25 Ocak'ta başlaması beklenen Suriye görüşmesini engellemek istiyorlar.
Suudiler önce Sünni Askeri İttifak kurdu olmadı.
Peşinden Şii din adamı El-Nimr'i idam ederek İran'ı provoke etti.
Suudiler ve onların müttefikleri 5 yıldır her türlü pisliğin altına imza attılar.
5. Yılını dolduran 'Arap Baharı' sürecinde akan tüm kandan, yaşanan tüm acılardan ve meydana gelen tüm yıkımlardan Suudiler ve müttefikleri sorumludur.
Onların iğrenç medyaları en büyük suç ortağı.
IŞİD, NUSRA, ÖSO ve diğerleri  birer ölüm makinası.
Ruh hastası yabancı katillerden oluşan NUSRA Suriye kasabası  Madaya'yı ele geçiriyor ve insanları rehin alıyor  ama satılmış medyaya göre kasabayı kuşatan Suriye ordusu suçlu!
Peki, Madaya'ya bu kadar ilgi gösteren rezil medya ve patronları NUSRA kuşatması altında bulunan ve Türkiye sınırına yakın  Şii ve Alevilerin yaşadığı Nübbol, El-Zehra, Fua ve Kafreya kasabalarından neden söz etmiyor?
Bu 4 kasabadan ilk ikisi 3 yıl diğer ikisi bir yıl önce kuşatıldığında ve öncesinde öldürülen onlarca Alevi ve Şii'den neden söz eden yok?
Bu insanlar hunharca öldürüldüğünde Fatih ve Üsküdar'da helva dağıtanlara hiç kimse bir şey dememişti.
Yandaş medya o haberleri sevinçle vermişti.  
Aslı astarı olmayan yalanlarla ruh hastası yabancı katillerin aslında Madaya halkını düşündüğünü söyleyenler  Fua ve  Kafreya'da  yine katilleri savunuyorlar.
Yalanın her türlüsü 'büyük cihat'tır.
Patron talimatı.
Yerli ve yabancı on binlerce teröriste karşı kendini ve halkını savunmaya kalkışan Suriye devleti terörist oluyor ama teröristler ' Yufka yürekli' yaratık!
İyi ama Suriye devletinin savaştığı IŞİD, NUSRA ve 160 kadar örgüt ABD, AB, Rusya ve BM Güvenlik Konseyi tarafından  terörist ilan edilmiş durumda.
Bu işte bir gariplik var ama olsun.
Rezil yalanların sonu yok ve gelmeyecektir.
Yalnız Suriye konusunda değil.
Kapitalist ve emperyalist sistemin ve onun yerli işbirlikçisi yapıların yaşam biçimdir.
İnsanları aptal yerine koymak ve sürülere dönüştürmek.
Hepsinin 'Üstad-ı Azamı' Goebelles.
Ruslar Berlin'e girdiğinde önce karısını ve 6 çocuğunu zehirledi sonra  intihar etti.
Helvasını kim dağıttı onu bilemem!