Süleyman Karan

Süleyman Karan

GEÇMİŞİN AKP'SİNDEN GELECEK Mİ ÇIKARMIŞ...

Ve sonunda, AKP’nin içinden yeni bir parti doğmuş oldu. ‘İsyancı’ partinin tanıtım toplantısında partinin lideri Ahmet Davutoğlu’nun yaptığı açıklamalar, AKP’nin kuruluşu ve ilk hükümeti sürecindeki yaklaşımların neredeyse bire bir aynısı... Yani merkez sağın sağından demokrasiye göz kırpan söylemlerin hakim olduğu bir yaklaşım dikkat çekiyor. Bana göre buram buram takiyye kokuyor.
Kadrolarını tanıtırken Davutoğlu şöyle bir tasvir yapmış: “Aramızda 27 Mayıs’ı çocuk olarak yaşamış olanlarımız, 1968 kuşağının idealist heyecanlarını yaşayanlarımız da var, 12 Eylül’ü farklı siyasi akımlarda ama aynı koğuşlarda geçirenlerimiz de var. 28 Şubat’ın dondurucu soğuğunda doğanlar da var, 15 Temmuz’da hain bir çeteye karşı omuz omuza vermiş kahramanlar da var.” Görüldüğü üzere kadro yapısı da AKP’nin doğuş sürecindeki kadro yapısını andırıyor. Bir şeyi de hatırlatalım, burada soldan ve merkezden gelenlerin hemen hepsi ‘bir zamanlar’ orada olanlar. ‘Dönek’ kelimesini kullanmayı hiç sevmem ama çoktan fikrini değiştirmiş ve Türkiye’nin geleceğini geçmişte arayan, geleneksel-muhafazakar çizgiye gelmiş tipler burada tarif edilenler.


AKP’nin kuruluş kafasıyla...
Partinin adı ‘Gelecek Partisi’ ama referansları geçmişten geliyor. Diyeceksiniz ki, “Geçmişini bilmeyenin geleceği olmaz” ama geleneksel-muhafazakar bir partiden belki olumlu icraatlar çıkabilir ama hiçbir zaman gelecek çıkmaz! Zaten tanımlamadan da bu anlaşılıyor. Davutoğlu, partinin insan kaynaklarını bileşimini tarif ederken, “Farklı inançlara mensup, farklı dilleri konuşan, farklı etnik kökenlerden gelen ancak bu aziz toprakları vatan bilen ve geleceğe birlikte yürümeyi şiar edinen bir topluluğuz. Hepimiz eşitiz. Siyasi yöntem ilkemiz kapsayıcılıktır. Bu bağlamda çoğunlukçuluğa karşı çoğulcu bir yaklaşımı hayata geçireceğiz” diyor. Ne kadın, ne gençlik, ne çağdaşlık, ne insanlığın temel değerleri var tanımlamanın içinde.

Yumuşatılmış İhvan ideolojisi
Davutoğlu’nun İhvancı ideolojisindeki tek dikkat çekici değişimin işareti, “Geçmişe ağıt yakmaya değil, ortak bir gelecek inşa etmeye geliyoruz” demiş olması. “Yeni şeyler söylemeye geliyoruz” cümlesi ise bana doğrudan Mevlana’ya bir gönderme gibi geldi, zira bu yapısıyla Gelecek Partisi’nin yeni bir şeyler söylemesi bana pek mümkün görünmüyor. Mantıklı şeyler söylemesi arada mümkün zira koptuğu partinin iktidarları boyunca akla mantığa sığmayan o kadar çok şey yapıldı ki, kim olsa mantıklı bir şeyler söyleyecektir bu yoz ortamda.
Bu arada, “Bağırmaya değil sakince ve muhabbetle hitap etmeye, surat asmaya değil tebessüm etmeye geliyoruz” cümlesinden ne yazık ki ben, gerektiğinde AKP’ye stepne olabileceği ihtimalini çıkartıyorum. Kötü niyetli miyim, evet söz konusu bu geleneksel-muhafazakarlarsa kötü niyetli olmak, ilk akla gelen seçenek oluyor bu ülkede.

Saygılı’ özgürlükçülük
Davutoğlu, siyasetlerinin temel felsefesinin ‘geleneğe saygılı özgürlükçülük’ olduğunu ve statükoculuğa karşı olacaklarını söylüyor. Yani tanım gereği baştan ‘birilerinin daha özgür’ olacağı bir tarif yapıyor. Söz gelimi inançsızlara, kadın hakları savunucularına, LGBT aktivistlerine sadece o da belki ‘müsamaha’ göstereceklerini söylemiş oluyor.
Siyasetin vicdani ilkesi olarak din ve inanç özgürlüğüne işaret etmesi, sünni yayılmacı ideolojiden gelen bir siyasetçi için, eğer ki gerçekten içtense bir devrim sayılır. Ama biliyoruz ki, bunu diyen nice aşırı sağcı siyasetçi gördü bu ülke... Bu çerçevede, temel ilkelerinin özgürlükçü laiklik ve çoğulcu din anlayışı olduğunu da belirtiyor Davutoğlu, buna inanan çıkar mı bilmiyorum.
Bence Davutoğlu’nun partisinin tek olumlu işlevi, AKP tabanından çalacağı geleneksel-muhafazakar oylar. Bunun dışında, Davutoğlu ve ekibinin bu ülkeye başka bir hayrı dokunmayacaktır. Bu bir hayır mıdır, evet tabii ki de hayırdır. Zira, bu ülke ancak şu andaki şer ittifakından kurtulursa, yok olmayacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar