Kargalar tehlikeyi anladı, biz kampüste anlamadık

KARGALAR TEHLİKEYİ ANLADI, BİZ KAMPÜSTE ANLAMADIK

Tayfun Özkaya

Karga geniş yaprakları sararmaya başlayan çınarın en uç dalından kalkıp karabiber ağacının ince yeşil yaprakları arasına konduğunda yağmur yeniden başladı. Sabah olmak üzereydi ve etrafı kaplayan kötü kokudan epey rahatsız olmuştu… Kentin kalabalığı, ne kargaların ne de açlıklarını çöplerle gideren insanların farkındaydı oysa. Çoğu gece sokakları dolaşılamaz hale getiren, pencere kapattıran kokuyu bile duymazdı. Kapılarını, yüreklerini, gözlerini dışarıya kapatmışlar, kendi içlerine gömülmüş, dünyaya yalnızca kendi pencerelerinden bakan bu insanlar, hep aynı saatte kalkıp, aynı şeyleri yiyip, aynı araçlarla işe gidip, aynı yorgun yolları aşarak evlerine dönüyorlar.”

Yukarıdaki satırlar Özer Akdemir’in Yeni İnsan Yayınlarında yayınlanan “Doğa ve Direniş Öyküleri” adlı kitabından alındı. (İncelemek ve almak için: https://yeniinsanyayinevi.com/kitaplarimiz/doga-ve-direnis-oykuleri/)

Kitabı biraz daha okuyalım:

İzmir’in içinde iki tane çimento fabrikası var. Her gün binlerce insanın gelip gittiği şehirlerarası otogarın tam karşısında bunlardan birisi. Öbürü de ondan birkaç kilometre ötede. Çimento fabrikalarına tehlikeli atık yakma izni verildi uzun zaman önce. Bu tehlikeli atıkların yakılması sonucu çıkan gazların içinde kalıcı kirleticiler bulunmakta. İzmirliler, başta kanser olmak üzere, birçok hastalığa neden olduğu bilimsel olarak kanıtlanan bu gazları her gün soluyorlar.”

Kentin içinde kalmaları bile sakıncalı olan bu fabrikaların bir de üstüne üstlük tehlikeli atıkları yakmalarına izin verilmesi feci bir durum.

Bu iki fabrika Ege Üniversitesi kampüsüne çok yakın. Kampüs yeşil dokusuyla sanki kentin kirliliğinden ayrılmış bir temiz ada gibi görünüyor. Çevre, sağlık, tarım gibi alanlarda birçok uzmanı barındıran bu kampüste çalışanların da çoğu kargaların farkına vardığı bu gerçeğin farkında değil. Onlar da gözlerini kapatmışlar.

Yazar Özer Akdemir ekoloji konuları üzerinde de uğraşan bir araştırmacı gazeteci. İzmir’li. Bu kitapta ülkenin değişik yörelerindeki ekolojik problemleri hikaye tarzında ele alıyor. Ancak kitabın tamamen kurmaca olduğu söylenemez. Çoğu kişi bazen isimleri değişse bile gerçek. Verilen bilgiler de tamamen gerçekleri yansıtıyor. Olaylar bazen hayvanların gözünden anlatılıyor. Anlaşılması zor olan teknik sorunlar bu hikâyelerle çok daha kolay anlaşılır hale gelmiş. Kitap yayınevinin edebiyat eserleri içinde yer almış. Ancak ben önce ekoloji bölümünde aradım ve bulamadım. Aslında her iki bölümde de yer almayı hak ediyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar