Abdullah Ağırkan

Abdullah Ağırkan

KÜRESEL DERİN DEVLET VE RAND’IN HAZIRLADIĞI RAPOR

RAND, İkinci Dünya Savaşı sonrasında, ABD Hava Kuvvetlerine araştırmalar ve analizler yapmak amacıyla 1945 yılında faaliyete başlar.

ABD derin devletinin bir aparatı olan RAND, özünde bir CIA yan kuruluşudur. CIA örtülü çalışmalarını genellikle sivil toplum ve çeşitli düşünce kuruluşları aracılığıyla piyasaya sürer. Soğuk savaş sürecinde pek çok stratejik operasyonlara zemin hazırlayan RAND, özelde kürsel güçlerin teorik faaliyetlerinin ana gövdelerindendir.

ABD’nin küresel hegemonyasını pekiştirme adına çalışma yürüten pek çok kuruluş gibi dışarıdan sivil görünümlü yapının özünde ABD derin devleti himayesinde olduğu bilinmektedir. Emperyalist sistemin ideolojik üretim merkezlerinden biri olan RAND, aslında siyasal tezler üreterek dünya çapında ABD ile aynı tezlere uygun iktidarlar inşa etme çabası güder.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) için raporlar yazan ve Washington yönetimini yönlendiren RAND’ın son Türkiye raporunu bir kısmını Türkiye kamuoyunun da yakından bildiği şu geniş kadro hazırlamış: Stephen J. Flanagan, F. Stephen Larrabee, Anika Binnendijk, Katherine Costello, Shira Efron, James Hoobler, Magdalena Kirchner, Jeffrey Martini, Alireza Nader, Peter A. Wilson.

RAND NE DEMEK İSTİYOR?

RAND'ın hazırladığı 276 sayfalık rapor "Türkiye'nin Milliyetçi Yönelişi" adını taşıyor. Raporun alt başlığı ise bu yönelişin "Türkiye-ABD İlişkileri ile Amerikan Ordusu üzerindeki Yansımaları" adını taşıyor.

Amerikan Dışişleri Bakanlığı ile Savunma Bakanlığı ne demek istiyor!

RAPORUN ANA TEZİ

1) Ankara, NATO’ya bağlı ama ABD için zorlayıcı bir müttefik olarak kalmaya devam edecek.

2) ABD destekli muhalefet ve askerler iktidara gelince Türkiye yeniden Batı güdümüne girecek.

3) Ankara, Atlantik ile Avrasya arasında bıçak sırtı bir denge siyaseti izleyecek.

4) Batı'nın daha fazla katlanamadığı Türkiye sonunda NATO'dan çıkacak.

TÜRKİYE RUSYA İLİŞKİLERİ

RAND, Türkiye-Rusya ilişkilerinde şu dört alanın çatışma alanı olduğunu belirtiyor:

1) Oyun sonu ve Rusya’nın Suriye’deki varlığı.

2) Rusya’nın PYD/YPG’yle ilişkisi/bağı.

3) Karadeniz’de Rus askeri yığınağı.

4) Türkiye’nin NATO üyeliği, özellikle füze savunma sahası ve diğer konuşlanma/mevziler.

TÜRKİYE İRAN İLİŞKİLERİ

RAND, Türkiye ile İran arasında şu altı konunun çatışma alanı olduğunu belirliyor:

1) İran’ın Suriye’de enerji geçiş koridoru elde etmek için PKK ile işbirliği konusu.

2) Sünni ve Şii mezhepleri arasındaki dini farklılıklar.

3) Türkiye’nin NATO üyeliği.

4) İran’ın nükleer programı.

5) Suriye ve Irak’taki insansızlaştırılmış bölgelerin yeniden iskânı.

6) Türkiye’nin Sünni-cihatçı gruplara desteği.

TÜRKİYE ABD İLİŞKİLERİ

RAND’a göre Türkiye ile ABD arasındaki çatışmalı alanlar ne?

1) Suriye politikası.

2) ABD’nin PYD, YPG ve DSG ile olan ilişkisi.

3) F. Gülen’in iadesi.

4) Reza Zarrab’a ABD’de açılan dava.

5) Türkiye hükümetinin retoriğindeki, resmi ve yarı resmi basındaki ABD karşıtlığı.

RAND: TSK-AKAR ÜZERİNE

Raporun tavsiyeler kısmında, “Rusya’yı dengelemek için NATO üzerinden sürekli Türk ordusuna angaje olunmalıdır” ve “Milli Savunma Bakanı’nın Türkiye’de giderek artan önemi ve ‘anahtar muhatap’ rolü dikkate alınmalıdır” değerlendirmeleri dikkat çekti. Hulusi Akar için kullanılan “anahtar muhatap” sözü dikkati çekici.

SON SÖZ OLARAK…

Küresel derin devletin aparatı olan RAND’ın hazırladığı raporun tavsiyeler kısmında yer alan alternatif iktidar seçenekleri tezinde 2023 sürecine dair ipucular mevcut. Küresel efendilerin değil bizzat halkların ortak iradesi süreçlerin ana aktörü olmalıdır.

Yeni süreçler ve değişimler demokrasi, özgürlük talepleri gene bu toprağın tezi olarak olgunlaşmalıdır. Küresel efendilerin ve ABD derin devletinin tezleriyle iktidara taşınanların ülkelerine getirdiği tek şey ihanet olmuştur uzun vadede…

Sömürgeciliğe dair en net tavır şüphesiz bu ülkenin geçmişinde saklıdır. Bu tavır tüm halkların ortak esiridir.

Önceki ve Sonraki Yazılar