Dikkat çeken açıklama: Ortada yeni parti diye bir şey yok

Dikkat çeken açıklama: Ortada yeni parti diye bir şey yok

Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili yapılan eleştirilere yanıt verdi...

AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili yapılan eleştirilere yanıt verdi. Sistemde geri dönüş olmayacağını belirten Kurtulmuş, "Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden geri dönüş yoktur. Bunun yolu parlamentoya yeni anayasa değişikliği vermektir. Hodri meydan! Buyursunlar biz parlamenter sisteme geçmek istiyoruz, gerekli sayıyı bulurlarsa baş göz üstüne" dedi.

Eski bakan Ali Babacan'ın AKP'den istifa edip yeni parti çalışmalarına başlamasıyla ilgili de konuşan Kurtulmuş, "Kendi kararı, saygı duyarız. Buna bizim bir şey dememiz doğru değil. Kendi kurucusu olduğu partiden ayrılma kararı vermiş, Allah hayırlı etsin. Siyaset hakikaten zor bir iş. Bir iddiaya ve iradeye sahip olma işi. Belki bir ömür sürecek, zaman zaman yoklukların, zorlukların, darbelerin, dimdik yokuşların olduğu bir mücadele süreci. Emek, zaman, sabır istiyor, mukavemet edebilme becerisi istiyor. Siyaset kişisel hesaplarla yönlendirilebilecek alan değil" ifadelerini kullandı.

Habertürk'te Kübra Par'ın sorularını yanıtlayan Kurtulmuş'un açıklamalarından satır başları:

  • Bugün Türkiye'nin yakın tarihi bakımından çok önemli bir gündeyiz. Türkiye'nin milli bağımsızlığını uluslararası alanda çok rahatlıkla gösterebildiğini göstermesi açısından önemliydi. Muhataplarımız ABD ve NATO'ya anlatmayı başararak, ki Trump'un 'Biz aslında haksızlık yaptık' diyerek tabiri caizse Türkiye'nin tezlerinin uluslararası kamuoyunda ispat edildiği bir olaydır. İçinde bulunduğumuz coğrafyanın zorlukları, dışarıdan gelen tehditler, özellikle sınır kasabaların füzelerle vurulduğunu düşünürsek bizim için olmazsa olmazdı. Türkiye ABD'den Patriotları istedi, ama ABD vermedi. Nihayetinde Türkiye bunun bir fantazi olmadığını, bunun bir blok seçmek olmadığını ortaya koydu. S-400'leri seçiyor olmamızın bizim NATO ile ilişkilerimizi zedelemeyeceğini ortaya koydu.

'SEMBOLİK YANITA GEREK YOK'

  • Eski Türkiye'de olsaydı, bundan 20-30 sene olsaydı acaba 'eksen mi kayıyor' diye Türkiye'yi geri adım atmaya zorlarlardı. Bu bir kararlılıktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın uluslararası platformlarda görüşlerini mükemmel bir şekilde  dile getirmesidir. Bundan sonrası teknik meseledir. Nereye konuşlandıracak gibi. Bu işin bir de teknik faslı var. TSK ve MSB'nin vereceği karardır. Herhalde uygun yer Mürted oldu. Zaten 15 Temmuz'a mesaj vermemize gerek yok. Gerçekten hayatı zindan eden, Türkiye'yi işgal etmeye kalkan bu çetenin mensupları seri olarak mahkemede gerekli cezaları alıyorlar. Çok sayıda FETÖ'cü uzun yıllar cezaevinde kalacak. Sayın Cumhurbaşkanımızın her fırsatta söylediği gibi bunlar gün yüzü görmeyecekler. İçeride hala varsa bunların kriptoları bunlar da tasfiye edilecek. Dolayısıyla sembolik cevap vermeye gerek yok.

'BUNU TAHMİN ETMİYORUZ'

  • Hem kararlılığımızı sürdürüyoruz, bu sahada da olmayı gerektiren durumsa sahada hem de masada müzakerelerimizi son derece diplomatik üslupla sürdürebiliyoruz. ABD ile olan müzakere süreçleri 'acaba kopacak mı' denilen anlar oldu. Biz masada müzakerelerimizi sürdürdük. Katsa ve diğer meselelerde, böyle bir yaptırımın ortaya çıkması durumunda ABD'nin bölge siyasetini de etkiliyecek bir gelişme olur. Türkiye bunun hesaplarını yapar. Türkiye çok taraflı oyunun taraflarından birisidir. ABD ile ilişkilerimiz ne kadar gerilimli olursa olsan hiçbir zaman ABD'lilerin bu ipi koparacak bir noktaya geleceğini tahmin etmiyoruz.

'BAŞKANLIK SİSTEMİ' YORUMU

  • Çocukluğumdan beri hep duyduğum sözler, Türkiye'nin başkanlık sistemine geçmesi, parlamenter sistemin eksikliğinden uzaklaşması olmuştur. Rahmetli Özal ve sonraki dönemlerinde konuşuldu. Çünkü eski sistemin işlemeyen, aksayan bir sürü tarafı vardır. Uzun aylar boyunca Cumhurbaşkanını seçen parlamentoları vardı Türkiye'nin. Kurulamayan ya da çok kısa ömürlü hükümetler vardı. En son Anayasa kitapçığı fırlatma yüzünden ekonominin altüst olduğu bir Türkiye vardı. Bu sistem halk oyuyla geldi. Yüzde 52'lik oyla geçmiş oldu. Tartışma bakımından da geçmişi, siyasal altyapısı olan bir geçiş süreci. 90 yıllık yönetim sistemini değiştirdik. Allah'a çok şükür kavgasız, gürültüsüz, güle oynaya. Türkiye fevkalade nazik ve olgun demokratik süreç içerisinde Başkanlık sistemine geçişini yapmış oldu.

'İSTİŞARE MEKANİZMASI KAÇINILMAZ'

  • Sistemin aksayan yönleri tabii ki olabilir. Bunu zaten öngörüyorduk. Türkiye son derece güçlü bir revizyonla sistemini yeniler. Mevcut sistemde bizim tarafımızdan değerlendirdiğimizde bir parti var. Meclis'te çoğunluğu olan grubu var bir de hükümet var. Ortak nokta sayın Cumhurbaşkanımız. Bundan sonraki süreçte en önemli hassasiyet noktalarından birisi bu üç ayrı grubu çok güzel bir senkronizasyonu. Daha açık istişarelerle, detaylı tartışmalarla bu sürecin yürütülmesidir. Halkımız teamüller gereği siyasi olarak bütün sorumluluğu karşısındaki milletvekillerini görüyor. Milletvekillerimiz yürütmeyle çok yakın çalışması lazım. Geçtiğimiz askerlik sistemiyle ilgili yapılan revizyon konusunda sayın Milli Savunma Bakanımız grupta bunu anlattı. Yapılan teklifler, eleştiriler gözden geçirildi. Ardından sayın Bakanımız diğer parti liderleriyle konuyu görüştü. Hızlı işleyiş içerisinde yoğun istişare mekanizmasının kurulmasının kaçınılmaz olduğu görülüyor.

CHP'YE 'HODRİ MEYDAN'

  • Halkın 16 Nisan iradesini yok varsayarak konuşmak siyasetin kuralına uymaz. Yeni yönetim sistemi falanca parti istedi diye olmadı. Millete gidildi. İşin, sözün, kararın sahibi olan millet 'evet'  dedi. Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden geri dönüş yoktur. Bunun yolu parlamentoya yeni anayasa değişikliği vermektir. Hodri meydan! Buyursunlar biz parlamenter sisteme geçmek istiyoruz, gerekli sayıyı bulurlarsa baş göz üstüne. Gerekli sayıyı bulup değiştirirlerse buna da saygı gösteririz. Türkiye en az 30-40 yıl bu sistemi tartışıldı. Her şeyin siyasi zemini var. Siyasi şartlar olgunlaştı ve referandumlan geçti. Buradan geri  dönüş yok!

BABACAN YORUMU

  • Kendi kararı, saygı duyarız. Buna bizim bir şey dememiz doğru değil. Kendi kurucusu olduğu partiden ayrılma kararı vermiş, Allah hayırlı etsin. Siyaset hakikaten zor bir iş. Bir iddiaya ve iradeye sahip olma işi. Belki bir ömür sürecek, zaman zaman yoklukların, zorlukların, darbelerin, dimdik yokuşların olduğu bir mücadele süreci. Emek, zaman, sabır istiyor, mukavemet edebilme becerisi istiyor. Siyaset kişisel hesaplarla yönlendirilebilecek alan değil. AK Parti'nin aldığı yüzde 45'i bile beğenmiyoruz değil mi? Ama AK Parti'nin yüzde 45'lere gelene kadar ne zor zamanlarda, sayın Cumhurbaşkanımızın Refah Partisi'nin İstanbul İl Başkanı olduğu zamanda ne zor şartlarda mücadele verdiklerini hatırlıyorum. 27 Nisan, 28 Şubat'a direndiğimizi hatırlıyorum. Fazilet Partisi'nin kapandığı günü hatırlıyorum. Bu zor alanda insanlar mutlaka dayanışma içerisinde olmaları lazım. Şu atmosferde bazı siyasi çevrelerde iştahı arttırmış olabilir. Siyaset adanmışlık, büyük mücadeleyi gerektirir. AK Parti'de isimlerini dahi bilmediğimiz insanların gençliğini heba ettiğini biliyorum. Siyaset köy meydanına gidip, traktör üstüne çıkıp 'Ey ahali oy verin' demeyi gerektirir. Kıraathanede bir şeyler söylemeyi gerektirir. Yeri gelin 10-15 kişiyle bir odaya oturup konuşmak demektir. Mücadelenin kolay bir iş olmadığını ifade etmek istiyorum.

'ORTADA BİR OLUŞUM YOK'

  • Ortada bir oluşum yok. Sadece bir arkadaşımızın partiden istifası sözkonusu. Önce bir ortaya çıkmalarını görelim. Kararı verecek millettir. Bundan sonra AK Parti nasıl devam edecektir sorusu önemlidir. AK Parti reformcu bir partidir. Ekonomik, siyasi, kültürel reformları gerçekleştiren bir partidir. Askeri vesayetle mücadeleyi fevkalade yapan bir partidir. AK Parti demokratik bir partidir. Bütün antidemokratik güçlere, bürokratik oligarşinin muhkem kalelelerine rağmen mücadelesini yapmıştır. AK Parti bu memlekette  kim varsa hepsinin temsilcisi olmuş bir siyasi partidir. AK Parti yerli ve milli partidir. Türkiye'nin ekonomi, sanayi, savunma ve her alanda milli duruşunu tahkim etmesini savunmuş partidir. Biz bu özelliklerimizi kuvvetlendirerek yolumuza devam ettiğimiz sürece Allah'ın izniyle bir sefer de olsa AK Parti'ye yüzde 65 oy vermiş büyük kitle var.