İYİ Partili Mehmet Aslan: Bu Kağıthane için milat olsun

İYİ Partili Mehmet Aslan: Bu Kağıthane için milat olsun

Millet İttifakı'nın Kağıthane adayı İYİ Parti'li Mehmet Aslan, seçim çalışmaları, ilçedeki hedefleri, hayal ettiği yeni Kağıthane hakkında Yurt’a özel açıklamalarda bulundu.

Söyleşi: Edda Sönmez   
Fotoğraflar: Cem Tekkeşinoğlu

Millet İttifakı'nın Kağıthane adayı İYİ Parti'li Mehmet Aslan, Gazinocular Kralı Fahrettin Aslan’ın en küçük oğlu, 37 yaşında iş adamı… Paris’te büyümüş, Sorbonne ve Boston’da okumuş, Türkiye’ye döndükten sonra birçok dizide oyuncu olarak yer aldı. Oyunculuğu dışında babasından kalan şirketi yönetiyor. Altı yıl önce siyasete atılarak, MHP İstanbul İl Başkan Yardımcılığı, daha sonra da İYİ Parti Genel Sekreter Yardımcılığı görevini yürüten Aslan, şimdi İYİ Parti’nin İstanbul, Kağıthane Belediye Başkan Adayı… Aslan'la ofisinde bir araya geldik. Seçim sürecini, projelerini, Kağıthane’ye dair hayallerini konuştuk. 

Aslan, "Ben Türklüğün övüldüğü yerde değil sövüldüğü yerde büyüdüm. Türk olduğum için aşağılandım, şiddete uğradım, saldırıya uğradım" dedi ve "Siyasete girmeme herkes karşı çıktı. Yazık etme kendine, ne işin var dediler siyasette. Ben şahsiyetimi kişiliğimi, kimliğimi ya da servetimi siyasetten kazanmadım. Ben bu kimlik, bu şahsiyet sayesinde siyasete girdim" diye konuştu.
Önce sizi konuşalım biraz Mehmet Aslan nasıl bir adam, bir günü nasıl geçer?
Şimdi seçim atmosferine girmeden ben İYİ Parti Genel Sekreter Yardımcısı olduğum için de zaten en az haftanın üç günü Ankara’da geçiyordu günlerim. Partinin sevk ve idarelerinden, politikalarından sorumlu genel sekreter yardımcısıydım. O yüzden yoğun geçiyor, sabahtan akşama kadar belirli bir amaç ve fikir uğruna mücadele ediyorsunuz. 31 Mart yerel seçimlerine hazırlandık. Ve adaylığımız açıklandığı andan itibaren gecemizi gündüzümüze katarak Kağıthane’de çalışıyoruz. Bir kısmına siz de şahit oldunuz. Yeri geliyor esnaf ziyaretleri, pazar ziyaretleri, dernek ziyaretleri, okullar, ev ziyaretleri... Çok yoğun çok hızlı bir süreç çalışıyoruz. O yüzden de gecemizi gündüzümüze katıyoruz ve çalışıyoruz. Halkla iç içeyiz, tabi ki kendimizi tanıtma sıkıntısı çekmiyoruz. Çünkü insanlar tanıyor ve bizi Kağıthane’de seviyorlar. Neden Kağıthane’ye belediye başkan adayı olduğumu anlatma sürecindeyiz, yoksa kendimiz hakkında sorun yok. Bunu yaparken de çok olumlu tepkiler alıyoruz.
'BU BENİM ALTINCI SEÇİMİM'

> Siyasete gireli ne kadar oldu?
Ben aktif siyasete gireli altı yıl oldu. Altı yıldır görev alarak siyaset yapıyorum, bu da benim altıncı seçimim. Yani her sene seçim olmuş, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve referandum hariç tüm seçimlerde; milletvekilliği seçimlerine adaydım, milletvekili adayıydım. O yüzden her sene çok büyük bir tecrübe, çok büyük bir hikaye kazanıyorum, sorumluluk kazanıyorum, görüyoruz, öğreniyoruz.
'YURTDIŞINDA OKUMAK HIRPALAYICI AMA...'
 
> Gazinocular kralı bir babanın oğlusunuz. 10 yaşında eğitim için Fransa’ya gittiniz. Nasıl bir dönemdi, çok küçük bir yaş... Babanızla hiç konuştunuz mu sonrasında o kadar küçük yaşta sizi gönderme nedenlerini? Nasıl bir ilişkiniz vardı?
1993 yılında gittim, orada faktör babamdan ziyade annemdi. Farklı bir dünyada dünya vatandaşı olarak bu ülkenin yani Fahrettin Aslan’ın oğlu olmaktansa sıradan bir insan olarak daha düzgün bir eğitim almak için, yabancı dilini öğrensin, dünyaya entegre olsun diye düşünerek yolladılar. Tabii ki ilk bakışta zor, çok zor. İlk dönemde annem de benimle beraber geldi ama tabii arkadaşlarınızdan, ait olduğunuz ülkeden bambaşka bir ülkeye gidip sudan çıkmış balığa dönüyorsunuz ama bu sizi hayata karşı çok daha çabuk olgunlaştırıyor, dirençleştiriyor, güçleştiriyor ve aynı zamanda da sahip olduğunuz değerlerin kıymetini daha çok biliyorsunuz. Hırpalayıcı oldu ama iyi oldu.

'NAMERDE MUHTAÇ OLMADAN...'
 
> Gazino kültürü bir döneme damgasını vurdu. Her türden insan olur gazinoda. Siyaset meydanı bir nevi. Babanızla bunları konuşur muydunuz, bu meslek size ne kattı hayata dair?
O dünyaya çok uzak yetiştim ben. Oralara gitmem sayılıydı, aileyle ancak gidebiliyorduk. O dünyayla ilgili tabii ilk anılarını babam anlatırdı ayrı mesele ama hayata dair daha çok konuşurduk. Hayat tecrübesine dair, gerek aile gerek ticari, gerek iş, ‘’Bak oğlum böyle şeyler olduğu zaman bunu yaparsın, şu şöyledir, bu her zaman böyledir’ ’diye. Genel hayatla ilgili, hayata dair nasihatler alırdık, hayatla ilgili düşüncelerini, tecrübelerini aktarırdı. Acı tatlı anılarını da anlatırdı. Babam namerde muhtaç olmadan var olmayı öğretmeye çalıştı. Allah razı olsun, iyi ki Fahrettin Aslan’ın oğlu olmuşum, Cenab-ı Allah’a binlerce kez şükürler olsun. Onun sayesinde bugünlere geldik. 

'ŞÜKRETTİĞİM ATATÜRK'

> Hayatta rol modeliniz kim peki?
Örnek aldığımız insanlar var, hikayelerini sevdiğim insanlar var, tabii ki babam var. Ama tabi ki hayranı olduğunuz insanlar var. Örneğin  her şeyden önce şükrettiğiniz bir Mustafa Kemal Atatürk var. Yurtdışında yaşayan bir Müslüman Türk olarak diğer sömürge ülkelerinde yaşamış Müslümanları görünce onların hayata bakış açılarını, ezilmişliklerini görünce iyi ki Mustafa Kemal bizim toprakların evladı olmuş ve iyi ki bize bu Cumhuriyet'i armağan etmiş. Onun kıymetini bilebilmek önemli. Onun ne demek istediğini ve neden bir Cumhuriyet kurduğunu iyi okumak lazım. Bizim ona olan sevgimiz sıradan ve yahut putperestlikle alakalı bir sevgi değil, bir şablon sevgisi değil, statüko değil, çağdaş dünyada tutunmayı sağlamış. Şimdi komşularımızı görüyorsunuz, Arap dünyasını, cehaleti görüyorsunuz, onlarla Türk milletini ayıran çok ince bir dağ var, bir sınır var. Bunu Mustafa Kemal’in ideallerine ve o yıllarda Cumhuriyet için canını veren insanlara borçluyuz. Bunu okuyup öğrendikten sonra da hem çok gururlanıyorsunuz hem geleceğe dair en karamsar an da, şuan da bile geleceğe dair umutlanıyorsunuz.

> Ailenizden ve yakın çevrenizden nasıl tepkiler aldınız?
Herkes karşı çıktı. Yazık etme kendine, ne işin var dediler siyasette. Annem asla istemedi. Annemle mücadele ettim, hep dua etti, başarılı olmamı istedi ama özünde kimse siyaset yapmamı istemedi. Ama sen yapmazsan, ben yapmazsam da başkaları yapıyor. Çünkü bir makam, mertebe siyasete girmiyor. Siyasete giren insanların yüzde doksanı profesyonel hayatlarını ya da işte akademi kariyerlerini ya noktalamış, ya da başarısız olmuş insanlar son çare; var olma savaşı için siyasete giriyor.

BEN ŞAHSİYETİMİ SİYASETTEN KAZANMADIM

> O zaman siz de son çare var olmak için siyasete girdiniz?

Ben şahsiyetimi kişiliğimi, kimliğimi ya da servetimi siyasetten kazanmadım. Ben bu kimlik, bu şahsiyet sayesinde siyasete girdim. O yüzden de bir beklentim yok. Bu yüzden de şartlarına uymadım, o daha da zorluyor. Siyasetin şartlarına uymadığınız zaman siyaseti kendi şartlarınıza uydurmak zaman isteyen bir şey ama ilkeli bir duruş. Gençlerin sevgisi var, hayaliniz var, davanız var. Bu ülkeyi, Cumhuriyet’in değerleriyle tam manasıyla yaşandığı hür, aklı hür, vicdanı hür bireylerin olduğu bir cumhuriyet kılmhayalim var. 
'KAĞITHANE MİLAT OLSUN'

> Seçilirseniz yapacağını projeler neler peki?
Benden önceki Kağıthane ile benden sonraki Kağıthane’nin arasının bir milat olmasını istiyorum. Kağıthane’nin etrafı Eyüp Sultan, Beyoğlu, Beşiktaş, Şişli, Sarıyer ile çevrili. Bu saydığım bütün ilçelerin en gerisinde Kağıthane. Gelişmişlik olarak da, altyapı olarak da, üst yapı olarak da vatandaşın en mutsuz olduğu ilçe. Gelişimini sağlayacağız, altyapısını, imarını, yeşil alanını. Adamlar otuz metrekarelik yeşil alanı park yaptık demek için park yapıyor. Sorun üstüne sorun yaşanıyor. Hiçbir sosyal alanı yok, derme çatma sokaklar var, sineması yok, tiyatrosu yok, kültür alanı yok, bahçesi yok, park alanı yok, güzel restoranı yok, yaşanabilir alanı yok, düzgün bir hastanesi bile yok. Biz bunu değiştireceğiz. Yaşanılabilir mutlu, hayatı kolaylaştıran güzel bir Kağıthane yapacağız.


> Peki kazanacağınızı düşünüyor musunuz?
Düşünüyor değil, inanıyorum ve biliyorum. 

> Yüzde kaç oy alırsınız? Var mı böyle bir tahmininiz?
Böyle toto oynamamıza gerek yok ama ben hem CHP'nin hem de İYİ Parti’nin ortak adayıyım. Yirmi küsur senedir aynı zihniyet yönetiyor burayı, sorunlar onlardan kaynaklanıyor. Sorunu böyle çözemezsiniz. Adam bizatihi kendisi sorun, nasıl sorunu çözsün. Yepyeni bir nefese, bir değişime, yeniliğe ihtiyaç var. Çok kızgın, kırgın AKP’li seçmen var. Hepsiyle görüşüyoruz, hepsiyle yakınlık kurduk, hepsinin güvenini kazandık. Tabii ki ideolojik olarak durduğu bir nokta olabilir. Ama belediyedeyseniz benim kırmızı çizgim şu, vatanı vatan bilen, bayrağını bayrak bilen, ilçesini seven herkes benim için eşittir, kapımdan girdiği anda başımın üstünde yeri vardır. Ben sağcı, solcu, Alevi, Sünni, Kürt ayırt etmem. Ben her kesimden biriyim, ayırt eden namerttir.

'HAYATIN BİR RACONU VAR'

> Gazinoculuğun bir raconu vardır siyasetin de var mı? Raconu Türkiye’de nasıl siyasetin, bozuk mu sizce?
Hayatın kendisinin bir raconu var, dosdoğru, dürüst. Benim raconum bu. Yani hesabını veremeyeceğim hiçbir adımım geçmişimde de olmadı, bundan sonra da olmaz. Hiçbir makam, mertebe de yürüyüşümü şımartmadı, bundan sonra da şımartmaz.