MHP'lilere bakanlık palavra!

MHP'lilere bakanlık palavra!

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İlnur Çevik, referandum öncesi yeni anayasayı ve partili cumhurbaşkanlığı sistemini YURT Gazetesi’ne değerlendirdi, “Cuntacı yetkiler hala cumhurbaşkanında” dedi

YURT Gazetesi-Ülkü ÇOBAN/ Başdanışman Çevik, MHP ile bakanlık pazarlığı konusuna da açıklama getirdi, “MHP yalnızca fikrini ortaya koydu, onlara çamur atıyorlar” yorumunu yaptı, MHP’ye böyle bir teklifle gidilemeyeceğini söyledi

 

Siyasi tarihimizde önemli olan pek çok ismin yakınında yer aldınız. Önemli siyasi olaylara şahitlik ettiniz. Türkiye Cumhuriyeti’nin genel siyasi tarihine baktığınızda ülkemiz bugün ne durumda?

 

Türkiye geçmişe göre bugün çok iyi durumda. 60’lı yıllarda Türkiye zayıf bir ülkeydi, bir darbe geçirmişti ve darbenin getirdiği ekonomik yükler vardı. O yıllar maalesef bir toparlanma dönemi oldu. Dünyada da 68 kuşağı diye bir değişim vardı; bir kısım gençlere bu çok çekici geldi, Deniz Gezmiş’ler çıktı. Türkiye 71 darbesine gitti. O yıllardan sonra Türkiye hiç toparlanamadı. 71 darbesinden sonra sağdan, soldan ama bilhassa soldan çok fazla insan işkence gördü, hapislere atıldı.

 

Ben de oyumu CHP’ye verdim

 

Darbe, ülkeyi daha fazla siyasi bölünmüşlüğe götürdü. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde çok büyük sorunlar oldu. Askerler, “Bir asker seçilsin” diye tutturdular. Yani her gün bir siyasi kriz vardı ve Milliyetçi Cepheler kuruldu. Sağ-sol vardı zaten ama sağ bölündü, o bölünmüş sağı bir araya ancak cepheyle getirdiler. Koalisyonlar kuruluyordu, Erbakan Hoca’mız bir taraftan, Türkeş bir taraftan, Demirel bir taraftan çekiştiriyordu. 77’de seçimlerde halk artık bütün bunlardan illallah demişti. Ve 77 yılında CHP en fazla oyu alan parti oldu. O devirde ben de oyumu CHP’ye verdim.

 

Ülke olarak kuyruklarda yaşadık

 

Bülent Ecevit ismi mi asıl etkendi yoksa CHP mi?

 

Bülent Ecevit ismi daha etkindi. “Karaoğlan hepimizi rahata erdirecek” efsanesi vardı. Fakat Ecevit çok kötü bir performans gösterdi. Hepimizi hayal kırıklığına uğrattı. Ülkede bir anda yokluklar başladı. Saatlerce benzin kuyruğunda durduğumu, saatlerce bir paket margarin almak için kuyrukta beklediğimi hatırlarım. Günlerce, aylarca, hep birlikte, ülke olarak kuyruklarda yaşadık biz.

 

MHP'lilere bakanlık palavra!

Sonra halk hükümeti yıktı ve yerine Demirel’in azınlık hükümetini getirdi. Adalet Partisi büyük bir etkinlik gösterdi. Ecevit çok demokrat bir insandı, kendisi çekildi ve azınlık hükümeti kuruldu. Ama o da hiçbir şeye çare olmadı, bir cumhurbaşkanı seçilemedi. Terör olayları artmıştı ve maalesef asker sağcıyı solcuya, solcuyu sağcıya kırdırdı. Ve bir darbenin alt yapısını hazırladı. Biz bunu o zaman bilmiyorduk, “Dış güçler sağı solu birbirine kırdırıyor, Allah bunları kahretsin” diyorduk. Hâlbuki öyle değilmiş. Asker bir darbe yapabilmek için altyapı hazırlıyormuş. Darbe yaptılar, biliyorsunuz bir cunta geldi Türkiye’ye, 82’de anayasa yaptı. Bugün yasadığımız anayasa o anayasadır. Niye buralara geldim? Bugünü anlatmak için o günü çok iyi bilmemiz lazım.

***

 

Cuntacı yetkiler hala cumhurbaşkanında

 

Şu anki anayasamızın “darbe anayasası” olduğu vurgusunu mu yapıyorsunuz?

 

Bakın 82 yılında Kenan Evren’in yaptırdığı anayasa, cuntacıların, askerlerin yaptığı anayasadır. 83’te sözde sivil yönetimdeydik ama asker dedi ki, “Öyle bir şey formüle getirelim ki, cunta lideri cumhurbaşkanı olsun ve o cumhurbaşkanına öyle yetkiler verelim ki sivil yönetime hâkim olsun”. Bakın bu çok önemli, bugün cumhurbaşkanımızın elindeki yetkiler onlardır. Problem işte oradan başlıyor: Cuntacı bir lidere verdiğiniz yetkileri, hala cumhurbaşkanlarına veriyorsunuz. Hele hele bir de seçimle halkın direkt oylarıyla getirdiğiniz cumhurbaşkanına cuntacı liderlerin yetkilerini veriyorsunuz.

***

 

Seçimler mi yok? Meclis mi kaldırılıyor?

 

Rejim değişikliği eleştirileri, hukukçu çevrelerden de ana muhalefet partisinden de geliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmalarında da vurgulama ihtiyacı duydu, “Bu bir rejim değişikliği değil” dedi. Nasıl oluyor da bu rejim değil, sistem değişikliği oluyor?

 

Türkiye 1923’te rejiminin ne olduğunu ortaya koydu, hilafeti kaldırdı ve Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’ni ilan etti. Bugün, ülkenin nasıl yöneticiliğine karar veren bir sistemi değiştiriyorsunuz. Rejim değiştirmiyorsunuz. Halk temsilciler vasıtasıyla ülkeyi yönetiyor. Değişiyor mu bu? Seçimler mi yok? Meclis mi kaldırılıyor? Niye bir rejim değişikliği oluyor? Böyle bir şey yok! Sistem değişiyor, doğru. Meclis, kanun yapıcı oluyor ve cumhurbaşkanını denetleyen bir meclis oluyor. Öbür tarafta da cumhurbaşkanı da hükümeti kuran kişi oluyor ama onu da halk seçiyor. Yani halkın seçtiği insan, hükümeti kuruyor.

 

O zaman şöyle dersek yanlış ya da eksik olur mu? Başbakanın yetkileriyle, cumhurbaşkanının yetkileri partili cumhurbaşkanında toplanıyor…

 

Evet, zaten öyle oluyor. 

 

 

“Tek adam” sistemi diye tutturdular

 

Partili cumhurbaşkanlığı sistemine, “tek adam sistemi” de deniliyor… Bu eleştiriye nasıl cevap verirsiniz?

 

“Tek adam” diye tutturdular, iyi de meclis adamı denetleyebiliyor, meclis istediği zaman seçime de gidebiliyor. Oyu tutturduktan sonra…

 

Sayıyı tutturmaktan bahsediyoruz ama milletvekillerini de zaten başkan seçecek…

 

Şimdi AK Parti milletvekillerini başkan seçebilir. Sayın Erdoğan seçebilir, eğer o partinin başına geçerse…  Peki, affedersin ama AK Parti’nin çoğunluğu sağlayabileceğini o mecliste kim diyor? Bunu nereden biliyorlar?

MHP'lilere bakanlık palavra!

 

 

***

 

MHP’lilere çamur atıyorlar

 

Partili cumhurbaşkanlığı sistemi hayata geçerse, kabinde MHP’li bakanların da olabileceği konusunu size sormak istiyorum. Şu an için bir söylem niteliğinde ama netlik kazanmış bir durum var mı?

 

Yok canım, bu palavra!

 

*En yetkili ağızların birinden duyalım o halde. Gazeteciler yazıyor, televizyonlarda da konuşuluyor. Nedir bunun içeriği?

 

MHP, AK Parti ile birlikte anayasa değişikliklerine oy verdi diye, MHP’lilere çamur atılıyor. Affedersiniz ama kabul edilir bir şey değil. Burada MHP fikrini ortaya koyuyor. HDP de aleyhinde oy kullanıyor, “HDP’liler ile CHP’liler birleşti” diyebilir miyiz? Bunu MHP’lilere mahsus yapıyorlar. “Bak MHP’liler ne yapıyor?” diye caydırılmaları isteniyor.

 

Peki, bu söylem nereden ortaya çıktı?

 

Siz etrafınıza sorun onu…

 

CHP’lilere mi, MHP’lilere mi, AKP’lilere mi sorayım?

 

İşte etrafınıza sorun.

 

Binali Yıldırım bu konuyla ilgili hiç konuşmadı mı?

 

Binali Yıldırım böyle bir şeyi hiç dillendirmedi. Sadece “İleride MHP’liler de girebilir” dedi. Bakın ileride, 2019’dan sonra bir hükümet kurulacak. O hükümette, cumhurbaşkanı olarak eğer Sayın Recep Tayyip Erdoğan seçilirse, kendine göre bir kabine oluşturmayacak mı? Veya kim cumhurbaşkanı olursa kendine göre bir kabine oluşturacak. Peki, o kabine partiye mi dayanacak? Hayır. Orada MHP tandanslı insanları alabilir. Kürt tandanslı insanları, hatta sosyal-demokrat insanları da alabilir.

 

”Binali Yıldırım, bir olasılıktan söz etti; bir tekliften değil” diyorsunuz o halde. Doğru mu anlıyorum?

 

Tabii, tabii… Teklif olmaz zaten. Şu aşamada, teklif olursa ilk karşı çıkacak olan MHP’dir. Sayın Devlet Bahçeli de bunu çok açık söyledi, “Bize böyle bir teklifle gelsinler, biz zaten elimizin tersiyle iteriz ve o insanlarla da bir daha konuşmayız” dedi.  MHP’ye böyle bir teklifle gidilmez. Gidilirse çok ters de bir reaksiyon alınır. Bunu bildikleri için de kimse böyle bir maceraya girmez…

 

MHP'lilere bakanlık palavra!

 

Halk sizi lime lime eder

 

Cumhurbaşkanı nasıl yargılanacak? Ya da yeni anayasaya göre yargılanabilir mi?

 

CHP’nin niye hayır dememiz gerektiği ile ilgili kitapçığında bu belirtilmiş, “Yeni Anayasa ile Cumhurbaşkanı bir adam öldürse, onu Yüce Divan’a sevk etmek için 400 milletvekili evet oyu vermezse hiçbir şey olmayacak” diyorlar. Bu doğru değil. Peki, sevgili YURT Gazetesi’ni okuyanlar biliyor mu? Bugün Sayın Cumhurbaşkanımız, Allah korusun bir şey oldu, gitti birisini öldürdü, yapmaz ama oldu… Hatta eline bir tane makineli tüfek aldı herkesi taradı, sonra sokağa çıktı Ankara’nın yarısını da yaktı. Asıl bugün o cumhurbaşkanına hiçbir şey yapılamadığını biliyor muydunuz?

 

Cumhurbaşkanı şu an sadece vatana ihanet ile yargılanabiliyor. Bu yüzden mi?

 

Evet.  Şu andaki yasalarımıza göre 550 milletvekilinin hepsi birden gelseler, oy kullansalar yine o cumhurbaşkanını, Yüce Divan’a götüremiyorlar, bir adam bile öldürse… Adamı sokağın ortasında kesse bile cumhurbaşkanını mahkemeye götüremiyorsunuz.

 

Cumhurbaşkanı yeni sistemde, yani partili cumhurbaşkanlığında nasıl yargılanacak?

 

Her şekilde götürüyorsun. Allah korusun ama öyle bir olay olsa, milletvekilleri particilik mi yapacaklar? Katilin arkasında durabilir misin? Böyle bir şey olur mu? 15 Temmuz’da sokağa çıkan o halk, sizi lime lime eder.